"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1053 E., 2023/1350 K.
...
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararı verilmiş, Hukuk Genel Kurulunca özel daire bozma kararı gibi hükmün bozulmasına karar verilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında Almanya'ya gittiğini, davalının eşine bağımsız konut temin etmediğini, bu arada davacının babasının felç geçirdiğini, bu nedenle ailesinin yanına gelmek zorunda kaldığını ancak sonra davacının eşi tarafından Almanya'ya dönmesinin istenmediğini, boşanmak istediğini dile getirdiğini, 2012 yılı Haziran ayından beri ayrı yaşadıklarını, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak Almanya’da başka bir kadınla birlikte yaşadığını, bu kadından çocuğu olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların Bremen Asliye Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 16.01.2014 tarih ve ... S E. numaralı dosyası ile boşanmalarına karar verildiğini, kararın 09.05.2014 tarihinde kesinleştiğini, yabancı mahkeme kararının tenfizi için dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2017 tarihli ve 2014/141 Esas, 2017/268 Karar sayılı kararı ile tarafların 02.08.2010 tarihinde evlendikleri, eşlerin 16.01.2014 tarihli Almanya Bremen Yerel Mahkemesinin ... S E. sayılı dosyası ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 09.05.2014 tarihinde kesinleştiği, bu yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verildiği, tenfiz kararının 07.12.2015 tarihinde kesinleştiği, hâl böyle olunca eldeki boşanma davasının konusunun kalmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının başka bir kadınla birlikte yaşaması ve bu kadından çocuğu olması nedeniyle tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına aylık 200,00 TL tedbir, aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 8.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.01.2020 tarihli ve 2019/2481 Esas, 2020/375 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, Almanya Bremen Yerel Mahkemesi kararı ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, yabancı mahkeme kararının 09.05.2014 tarihinde, bu karara ilişkin tanıma kararının ise 07.12.2015 tarihinde kesinleştiği, tanıma kararı ile yabancı ilâmın kesin hüküm ve kesin delil vasfı kazandığı, kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı ilâmın kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği, kesin hüküm kural olarak hüküm fıkrasına münhasır olup gerekçeye sirayet etmez ise de hâkimi hükme varmaya hukuken zorlayan ve hüküm fıkrası ile ayrılmaz bir bağlılık içinde bulunan gerekçenin de kesin hüküm niteliğinde olduğu, eldeki davada tanınmasına karar verilen yabancı mahkeme kararında “....eşlerden koca evlilik birliğini kesinlikle yeniden tesis etmek istememektedir. Eşlerden kadın her ne kadar boşanmaya karşı çıksa da mahkeme eşlerden kocanın açık beyanlarını dikkate almış ve evlilik birliğinin tekrar tesis edilemeyeceğine kanaat getirmiştir...” gerekçesine yer verildiği, bu ifadeden boşanmaya sebep olan olaylara erkeğin tam kusurlu davranışları ile neden olduğu sonucuna ulaşıldığı, yabancı mahkeme ilâmında yer alan bu kusur belirlemesinin Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünde olduğu, dolayısıyla artık davalı tarafa boşanma nedeniyle başkaca bir kusur izafe edilemeyeceği, erkek eşe yüklenen bu kusurlu davranışların ise kadının kişilik haklarını zedeler nitelikte olmadığı gerekçesi ile kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilerek yeniden belirlenmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminata ilişkin kısmının hükümden kaldırılarak davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin sair istinaf itirazlarının reddine, davacı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakası ile maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ve 30.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine, sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 07.04.2021 tarihli ilamıyla, tarafların Almanya Bremen Yerel Mahkemesi’nin 16.01.2014 tarih ve ... Esas sayılı ve 09.05.2014 kesinleşme tarihli kararı ile boşandıkları bu kararın tanıma ve tenfizine karar verildiği ve kararın 07.12.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayıldıkları, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalı erkeğe ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalı erkeğe kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı kadın yararına maddî tazminata karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki kararda yer alan gerekçenin yanında; uyuşmazlığa konu yabancı mahkeme karar gerekçesinde Alman Medeni Kanunu doğrultusunda en az bir yıldır ayrı yaşadıkları belirtildikten sonra tarafların dinlendiği ve eşlerden evlilik birliğinin yeniden tesis etmelerinin beklenemeyeceği sonucuna varıldığı, çünkü eşlerden kocanın evlilik birliğini kesinlikle yeniden tesis etmek istemediği, boşanmak istediği, eşlerden kadın her ne kadar boşanmaya karşı çıksa da eşlerden erkeğin açık beyanlarının dikkate alındığı ve evlilik birliğinin tekrar tesis edilemeyeceğine kanaat getirildiğinin belirtildiği, tanıma ve tenfiz davalarında yabancı mahkemece verilen hüküm ve gerekçe içeriğindeki ifadelerin Türk Medeni Kanunu kapsamında bire bir karşılığının bulunmasının beklenemeyeceği, nitekim Yargıtay uygulamasında da yabancı mahkeme ilâm gerekçesinde yer alan ifadelerin Türk Medeni Kanunu kapsamında yorumlanması gerektiğinin belirtildiği, bu açıklamalar çerçevesinde ve 1977 yılından itibaren “kusur belirlemesi” sisteminin terk edilerek “başarısızlık” ilkesinin benimsendiği Alman Medeni Kanunu göz önüne alındığında, somut olaydaki yabancı mahkeme ilâmında yer alan ifadelerden eşlerin boşanmasına “tarafların bir yıldan fazla süredir fiilen ayrı yaşamaları ve özellikle erkeğin evlilik birliğini kesinlikle yeniden tesis etmek istemediğine yönelik beyanları” doğrultusunda karar verildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
C. Hukuk Genel Kurulu Bozma Kararı
Dairece bozma ilamı uygun bulunmakla direnme kararının incelenmesi için dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.05.2023 tarih 2022/2-187 Esas 2023/444 Karar sayılı ilamı ile; yabancı mahkemece belirtilen evlilik birliğini yeniden tesis etmek istememek ve boşanmak istediği yönündeki açık beyanlar boşanma davası açan davacının dava açmakla elde etmek istediği hukuki sonucu ifade ettiği, dava sonucunda elde edilmek istenen hukuki sonuç ise tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği, Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar gözetilmeksizin; tarafların boşanmalarına ilişkin karar gerekçesi bir kenara bırakılarak, yorum yolu ile yabancı mahkeme karar gerekçesi genişletilmek suretiyle erkeğe kusur yüklenmesi hatalı olduğu gibi, bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî tazminat ödenmesine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının bozulmasına, hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesinin doğru olmadığına, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma sonrası yapılan yargılamada Hukuk Genel Kurulu'nun bozma ilamına zorunlu olarak uyulmasına karar verilerek, yabancı mahkemece belirtilen, davalı erkeğin evlilik birliğini yeniden tesis etmek istememek ve boşanmak istediği yönündeki açık beyanların yabancı mahkemede boşanma davası açan erkeğin dava açmakla elde etmek istediği hukuki sonucu ifade ettiği, dava sonucunda elde edilmek istenen hukuki sonucun ise davalı tarafa kusur olarak yüklenemeyeceğinin kabulü gerektiği, açıklanan nedenlerle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurunun bulunmadığı ve dolayısıyla, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi koşullarının kadın yararına oluşmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığı, davacı kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle henüz ortada kesinleşmiş bir yabancı Mahkeme ilamı ya da kesinleşmiş bir tenfiz kararı da bulunmadığı, bu nedenle Mahkemenin boşanma yönünden kusur incelemesi yapılması gerektiği, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekmekte iken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği, kusur belirlemesi, kadının maddî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 50 nci, 58 inci ve 59 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...