Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8503 E. 2024/2621 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasın reddi nedeniyle mirasçı sıfatı bulunmayan davalıya babalık davası açılıp açılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kişiye sıkı sıkıya bağlı babalık davasında, mirasın reddi ile mirasçı sıfatının ortadan kalkmadığı ve davalının taraf sıfatının devam ettiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/808 E., 2023/631 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabul, kısmen esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/671 E., 2021/812 K.

Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı asıllar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabul, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı küçük kayyımı dava dilekçesinde; küçük ...'ın müteveffa ... ile ...'ın evlilik dışı birlikteliğinden 01.01.2008 tarihinde dünyaya geldiğini, küçük ...'ın anne ile arasındaki soybağının doğum ile kurulduğunu, müteveffa ... ile saybağı kurulmadığını, annesi ...'ın hanesine kaydedildiğini, küçüğün Elazığ Sarahatun Kadın Doğum Hastanesi'nde doğduğunu, küçük ...'ın babasının ... olmasına rağmen nüfüs kayıtlarında babası göründüğünü iddia ederek babalığın hükmen tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Birleşen davacı ... Başsavcılığı davaname ile küçük ...'ın müteveffa ... ile ...'ın evlilik dışı birlikteliğinden 01.01.2008 tarihinde dünyaya geldiğini, küçük ...'ın anne ile arasındaki soybağının doğum ile kurulduğunu, müteveffa ... ile soybağı kurulmadığını belirterek müteveffa ...'ın küçük ...'ın babası olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar asıl ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde; davanın reddini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı'nın DNA raporunda ...'ın, %99,99 ihtimalle ...'ın biyolojik babası olabileceği olduğu bildirilmekle, Adli Tıp Kurumu raporunun yerinde, usulüne uygun, hukuka uygun rapor olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne, ...'ın babasının ... olduğunun tespitine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... ve ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ..., ... ve ... ayrı ayrı sundukları istinaf dileklerinde özetle; Elazığ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/672 Esas ve 2012/879 Karar sayılı kararı ile mirasın reddine dair karar alındığını, mirasçı sıfatı bulunmadığından kendilerine dava açma imkanının olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığının 26.10.2021 tarihli raporunda; baba olduğu iddia edilen ...'ın % 99,99 ihtimalle ...'ın biyolojik babası olabileceğinin mütalaa edildiği, davalılar "mirasın reddi" nedeniyle, mirası reddedenlerin muhtemel mirasçılarına husumet yöneltilmesi gerektiğini savunmuşlarsa da, kişiye sıkı sıkıya bağlı eldeki babalık davasında mirası reddeden mirasçıların taraf sıfatı ortadan kalkmadığından, inceleme tarihi itibariyle mirası reddedenlerin muhtemel mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekmediği (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/9761 Esas ve 2023/874 Karar sayılı ilamı), bir davada taraf sıfatının, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişki olduğu, dolayısıyla davacı sıfatının (aktif husumet) dava konusu hakkın sahibine; davalı sıfatının ise (pasif husumet) o hakka uymakla yükümlü olan kişiye ait olduğu, bu noktada, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ... davalı sıfatlarına sahip olmaları gerektiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 301 inci maddesinin babalık davasının ana ve çocuk tarafından açılabileceğini öngördüğü, Cumhuriyet Savcısının babalık davasını açmasının mümkün olmadığı, dava açma hakkı bulunmayan Cumhuriyet Savcısı tarafından birleşen dosya ile açılan babalık davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davalıların birleşen davanın kabulüne yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, ...'ın babasının, ... olduğunun tespitine ve aralarında soybağının kurulmasına, birleşen dosyada Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalıların sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ..., mirasçı sıfatı bulunmadığını, davanın aleyhine açılamayacağını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, davalılara husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü, 115 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/9761 Esas ve 2023/874 Karar sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.