Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8537 E. 2023/6068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ın kararı.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamına uygun olarak davalı kadına kusur atfedilemediği ve erkeğin tam kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/37 E., 2023/325 K.

...

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 0,01 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; 20.000,00 TL tedbir nafakasına ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2016 tarihli kararı ile tarafların ruhen ve fikren anlaşamadıkları, eşlerin birbirlerine karşı saygı ve sevgilerinin kalmadığı, davacının “ortak çocuğun kendisinden olmadığını dahi düşünecek kadar” güven problemi olduğu, kadının lüks taleplerini karşılamak üzere erkeğin şirketten para çekerek kendisini zarara soktuğu, şirket hisselerini devretmek zorunda kaldığı, buna karşılık erkeğinde kıskançlık sebebiyle eşine nefes aldırmadığı, şüpheleri nedeniyle kadının hamileliği ve doğum sonrasında çocuğuna ilgisiz davrandığı, hâl böyle olunca evliliğin kısa sürede bu hâle gelmesine eşlerin eşit kusurları ile sebep olduğu gerekçesi davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemiz 10.10.2017 tarihli ilamında, Mahkemece davalı kadının bildirdiği tanığın dinlenmediğinden bahisle eksik inceleme nedeniyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 21.06.2018 tarihli kararda, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2. Karara karşı, süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemiz 19.03.2019 tarihli ilamında, hükmün gerekçesiz olduğundan bahisle bozulmasına, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 26.12.2019 tarihli kararda, tarafların ruhen ve fikren anlaşamadıkları, eşlerin birbirlerine karşı saygı ve sevgilerinin kalmadığı, davacının “ortak çocuğun kendisinden olmadığını dahi düşünecek kadar” güven problemi olduğu, kadının lüks taleplerini karşılamak üzere erkeğin şirketten para çekerek kendisini zarara soktuğu, şirket hisselerini devretmek zorunda kaldığı, buna karşılık erkeğin de kıskançlık sebebiyle eşine nefes aldırmadığı, şüpheleri nedeniyle kadının hamileliği ve doğum sonrasında çocuğuna ilgisiz davrandığı, hâl böyle olunca boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2. Karara karşı, süresi içinde davalı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

3. Dairemiz 20.10.2020 tarihli ilamında, davacı erkeğin aşırı kıskanç olduğunu ve ortak çocuğa ilgisiz davrandığını, Mahkemece davalı kadına kusur olarak yüklenen lüks taleplerinin olduğu, erkeğin bu talepleri karşılamak için kendisini zarara soktuğu, şirket hissesini devrettiği vakıalarının ispat edilemediğini, ispat edilemeyen vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceğini, gerçekleşen bu olay karşısında davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tamamen kusurlu olduğunu, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığını, ancak bu sonuca ulaşılmasının tamamen davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olduğunu, davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğini, açıklanan nedenle erkeğin boşanma davasının reddi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma ilamına karşı davacı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme istemi, Dairemiz 03.03.2021 tarihli kararı ile karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2021 tarihli kararı ile Dairemiz 20.10.2020 tarihli ilamı yerinde görülmeyerek önceki kararda direnilmesine, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2.Karara karşı, süresi içinde davalı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairece bozma ilamı gerekçesi yerinde görülerek direnme kararının incelenmesi için dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesi üzerine; Hukuk Genel Kurulu'nun 14.06.2022 tarihli kararı ile özetle, kadının kusurunun ispatlanamadığını, geçimsizlikte tamamen erkeğin kusurlu olduğu belirterek Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 üncü maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.

4.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2022 tarihli kararına karşı davacı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.12.2022 tarihli kararı ile karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

E. Mahkemece Bozma Sonrası Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ancak buna davacının tam kusurlu hareketlerinin neden olduğunu, kimsenin kendi kusuruna dayanamayacağını, davalıya atfı kabil bir kusurun dosya kapsamında ispat edilemediğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...