"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1028 E., 2023/1118 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/444 E., 2021/172 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddi, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; geçinemediklerini, sürekli tartıştıklarını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının hep arkadaşlarını ve ailesini tercih ettiğini, küsüp defalarca babasının evine gittiğini, erkeğin ailesi ve arkadaşlarının eve gelmesini ve onlarla görüşmeyi istemediğini, kadının evliliğin başından beri Tarsus'tan kopamadığını, önceliğinin kendi ailesi ve arkadaşları olduğunu, aşağılayıcı sözler söyleyerek erkeği tahrik ettiğini, ameliyat olduğunda erkek ile ilgilenmediğini, çocuğunu babasına karşı sürekli doldurduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap- karşı dava ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; Tarsus 2. Aile Mahkemesi'nin 2018/458 E. Sayılı dosyasında açtığı boşanma davasından eşinin değişeceğini, daha ilgili bir baba ve bir eş olacağı konusunda kadını ikna etmesi üzerine kadının davadan feragat ettiğini, erkeğin verdiği sözleri tutmadığını, alkolün şiddetini arttırdığını, aile dışındaki sosyal hayata ve alkole düşkünlüğü olduğunu, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini,maddi olarak da yuvasına desteğini giderek azalttığını, kadına ve ailesine hakaret ettiğini, fiziksel saldırı düzenlediğini, barışma aşamasından sonra da kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, evi habersiz satıp ailesinin borçlarını ödediğini, sorumsuz harcamalar yaptığını, sürekli evden kovduğunu, kadının babasından sürekli nakit para istediğini, eve geç geldiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yıl TEFE oranında artış uygulanmasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından iddia olunan hususlardan kadının sürekli Tarsus'a ailesinin evine gittiği hususunun ispatlandığı, ancak tarafların daha sonra tekrar bir araya geldikleri, bu durumda erkeğin kusur olarak ileri sürdüğü bu hususu affetmiş sayıldığı, en son bir araya geldikleri tarihten sonra ise bu hususun devam ettiğine ilişkin bir durumdan bahsedilmediği, kadın tarafından iddia olunan hususlardan ise erkeğin sürekli alkol aldığı, kendisine hakaret ettiği ve evine maddî desteği esirgediği hususlarının ispat edilmiş olduğu, her ne kadar erkeğin kadına şiddet uyguladığı beyan edilmiş ise de, tarafların daha sonra birlikte yaşamaya devam etmesi nedeniyle kadının bu hususu affetmiş sayıldığı, yine en son bir araya geldikleri tarihten sonra ise bu hususun devam ettiğine ilişkin bir durumdan bahsedilmediğinden bu hususun af nedeniyle erkeğe yüklenebilecek bir kusur olarak değerlendirilmediği, bu durumda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl boşanma davasının reddi, karşı boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak velayetin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 550,00 TL tedbir nafakası ile çocuk için aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadın için aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TUİK tarafından yayanlanın ÜFE oranında arttırılmasına, kadın için 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, asıl davanın reddi, kabul edilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların arasında uzun süredir geçimsizliğin bulunduğu, kadın tarafından Tarsus 2. Aile Mahkemesinin 2018/458 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığı, erkek tarafından söz konusu dosyada karşı dava ile boşanma davası açıldığı, kadının 29.07.2019 tarihli dilekçesi ile erkeğin ise 01.10.2019 tarihli dilekçesi ile davalarından ayrı ayrı feragat ettikleri, Mahkemenin 01.10.2019 tarih, 2019/600 Karar sayılı kararı ile asıl ve karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, iş bu davanın erkek tarafından 29.11.2019 tarihinde açıldığı, karşı davanın ise kadın tarafından 17.12.2019 tarihinde açıldığı, dinlenen tanık beyanları ve toplanan delillere göre İlk Derece Mahkemesinin erkeğin davasının reddine karar verilmesi yönünden karar ve karar gerekçesinin doğru olduğu anlaşılmakta ise de, dinlenen kadın tanıklarının İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen "devamlı olarak alkol alma, hakaret ve maddî destekte bulunmama" beyanlarının soyut olduğu, kadının ilk davasından feragat ettiği tarih olan 29.07.2019 tarihinden sonra erkeğin bu kusurlu davranışlarının devam ettiğine dair görgüye dayalı beyanlarının bulunmadığı, bu nedenle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusursuz olduğu anlaşılmasına rağmen tam kusurlu olduğu tespitinin yapılarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin ve kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile erkek vekilinin asıl davanın reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin asıl davanın kusur tespiti, karşı davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, bu konu hakkında yeniden hüküm tesisine, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı boşanma davası ve ferilerinin reddi, nafaka miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, karşı boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminatın, yoksulluk nafakasının, çocuk yararına iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede sarsıldığının sabit olması gerekir. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince, kadının sürekli Tarsus'a ailesinin evine gittiği hususunun ispatlandığı, ancak tarafların daha sonra tekrar bir araya geldikleri, bu durumda erkeğin kusur olarak ileri sürdüğü bu hususu affetmiş sayıldığı, en son bir araya geldikleri tarihten sonra ise bu hususun devam ettiğine ilişkin bir durumdan bahsedilmediği, erkeğin sürekli alkol aldığı, kendisine hakaret ettiği ve evine maddi desteği esirgediği hususlarının ispat edilmiş olduğu, bu durumda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl boşanma davasının reddi, karşı boşanma davasının kabulüne ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesincee İlk Derece Mahkemesinin erkeğin davasının reddine karar verilmesi yönünden karar ve karar gerekçesinin doğru olduğu anlaşılmakta ise de, dinlenen kadın tanıklarının İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen "devamlı olarak alkol alma, hakaret ve maddi destekte bulunmama" beyanlarının soyut olduğu, kadının ilk davasından feragat ettiği tarih olan 29.07.2019 tarihinden sonra erkeğin bu kusurlu davranışlarının devam ettiğine dair görgüye dayalı beyanlarının bulunmadığı, bu nedenle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusursuz olduğu anlaşılmasına rağmen tam kusurlu olduğu tespitinin yapılarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin ve kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile erkek vekilinin asıl davanın reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin asıl davanın kusur tespiti, karşı davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da reddine karar verilmiş karara karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Yapılan yargılama, toplanan delillerden ve dinlenen tanık beyanından, erkeğin sürekli alkol alıp hakaret etme ve maddi destekte bulunmama eylemleri sabit olup bu eylemlerinin barışmalarından sonra da devam ettiği anlaşılmış olup bu durumda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının karşı davasının reddi yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Bozma sebebine göre, davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası ve fer'îleri yönünden yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden kadının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.