Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8539 E. 2024/7719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın tarafından açılan boşanma davasında erkeğe kusur yüklenip yüklenemeyeceği, tarafların kusur durumlarına ilişkin değerlendirmenin isabetli yapılıp yapılmadığı ile hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı erkeğin bipolar rahatsızlığının kusur yeteneğini ortadan kaldırmadığı ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının da uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2447 E., 2023/1799 K.

DAVA TARİHİ : 13.09.2018

KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/665 E., 2022/531 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin en ufak sorunlarda kadına bağırdığını, evlilik boyunca kadının maaşının eşi tarafından zorla gasp edildiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, kadının ihtiyaçlarının karşılanmadığını, hakaret ve küfür ettiğini, kadının üzerine darp etme kastı ile yürüdüğünü, ölümle tehdit edildiğini, çocukların yanında sürekli aşağılandığını, psikolojik sıkıntıları olduğunu border-line kişilik bozukluğu tanısı konulduğunu, bu hastalığın tedavi imkanının olmadığını ve kontrol altında tutulması gerektiğini, kadının evden ayrılması surumunda çocuğu keseceği tehdidinde bulunduğunu, çocuğun boğazına bıçak dayadığını, haber vermeden krediler çekip etrafa borçlandığını, kadının maaşından borçların ödendiğini, mülkiyeti taraflara ait olan evin erkek tarafından satıldığını ve parasını nereye harcadığını söylemediğini, ilaç borcu nedeniyle kadına saldırdığını, darp edildiğini, babalarını sakinleştirmek için araya giren çocuklarında şiddete uğradığını ve onları duvara fırlatıp atıldığını, 15.08.2018 günü kadının kendi maaşından para çektiğini, bu duruma öfkelenen erkeğin kadına saldırıp, darp uyguladığını, ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, daha sonra silah almaya gidiyorum diyip evden ayrıldığını, erkeğin kusurlu olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, ortak çocuklar yararına ise aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.000,00 TL maddî 100.000TL manevî tazminatın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeği önemsemediğini, sorduğu sorulara cevap vermediğini, kadının ve ailesinin erkeğin hastalığı sebebiyle sürekli hor gördüklerini, hiçbir sohbet ortamında ciddiye almadıklarını, hal ve tavırlarıyla küçük gördüklerini, tartışmaları sırasında erkeğin hastalığından bahsederek erkeğe "geri zekalı, ruh hastası, akıl hastası" gibi cümleler sarf ettiğini, erkeğin evlendiklerinden çok kısa süre sonra psikolojik rahatsızlık geçirdiğini, kadının 21 yıl önce koyulmuş tanıya dayanarak bugün boşanmayı talep etmesinin dürüstlükle bağdaşmadığını, kadının kök ailesi ile birlikte gittiğini, daha sonra müşterek haneye geri döndüğünü, evin maddî hesaplarının tutulması işinin erkeğe bırakıldığını, kadına ekonomik şiddet uygulamadığını ileri sürerek öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi kanaatte ise ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2020 tarih ve 2018/741 Esas, 2020/156 Karar sayılı kararı ile erkeğin, kadının maaş kartının erkekte durduğu, erkeğin eşini parasız bıraktığı, kadının maaşının eşi tarafından yönetildiği, erkeğin etrafa borçlar yaptığı, borçların sebebini açıklamadığı, borçlar nedeniyle tarafların evinin satıldığı, daha sonra ev alınmadığı, eşinin bilgisi dışında eşinin maaşını kullanarak kredi çekmeye çalıştığı, erkeğin ekonomik yönden eşini baskı altında tuttuğu, kadının kendi akrabaları ile görüşmesini istemediği, onların eve gelip gitmesini istemediği, kadına "hayvan, o...pu, köpek" şeklinde hakaretlerde bulunduğu, yaşanılan son olayda kadının maaşından bir miktar para çektiği, erkeğin bu duruma kızdığı, "sen parayı nasıl çekersin, senin parada hakkın yok dediği" eşine bağırıp hakaret ettiği, arbede yaşandığı, erkeğin yaşanılan arbedede çocuklara ve kadına darp uyguladığı, evdeki kapılardan birine vurup kapının zarar görmesine sebep olduğu, kadının kendisini odaya kilitlediği, daha sonra erkeğin silah bulacağım diyip oradan ayrıldığı, davacının ailesini çağırdığı ve daha sonra tarafların ayrıldıkları, kadının ise eşine karşı "aptal, salak, deli, hastasın, 20 yıl ben sana intizar ettim, hayatı burnumdan getirdin, geri zekalı" gibi sözler söyleyip, eşini küçümseyici kelimeler kullandığı böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları 25.02.2005 doğumlu ... ve 01.01.2008 d.lu ...'ün velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk 25.02.2005 doğumlu ... lehine aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk 01.01.2008 doğumlu ... lehine aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, diğer ortak çocuk 09.07.2001 doğumlu ... lehine hükmedilen tedbir nafakasının reşit olduğu tarihe kadar devamına, bu tarihten sonra tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 17.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2020 tarih ve 2020/833 Esas, 2020/1589 Karar sayılı kararı ile erkeğin rahatsızlığının tespitine ilişkin olarak tedavi evraklarının ve dosyanın bir bütün halinde değerlendirilmediği, tüm tedavi evraklarıyla birlikte dosyanın bir bütün halinde Adli Tıp kurumuna sevkinin gerektiği, bu yönüyle sağlık raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle erkeğin istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın belirtilen eksikliklerin tamamlanması amacıyla İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince belirtilen eksikliklerin tamamlandığı, kişide bipolar rahatsızlığının bulunduğu, ilaçların düzenli kullanımında evlilik birliğini sürdürmesine engel bir halin bulunmadığı, vasi atanmasının gerektirir durumun olmadığının belirtildiği, kişinin fiil ehliyetini haiz olduğu, erkeğin bu rahatsızlığının kusur yeteneğini ortadan kaldırmadığı, erkeğin, kadının maaş kartının erkekte durduğu, erkeğin eşini parasız bıraktığı, kadının maaşının eşi tarafından yönetildiği, erkeğin etrafa borçlar yaptığı, borçların sebebini açıklamadığı, borçlar nedeniyle tarafların evinin satıldığı, daha sonra ev alınmadığı, eşinin bilgisi dışında eşinin maaşını kullanarak kredi çekmeye çalıştığı, erkeğin ekonomik yönden eşini baskı altında tuttuğu, kadının kendi akrabaları ile görüşmesini istemediği, onların eve gelip gitmesini istemediği, kadına "hayvan, o...pu, köpek" şeklinde hakaretlerde bulunduğu, yaşanılan son olayda kadının maaşından bir miktar para çektiği, erkeğin bu duruma kızdığı, "sen parayı nasıl çekersin, senin parada hakkın yok dediği" eşine bağırıp hakaret ettiği, arbede yaşandığı, erkeğin yaşanılan arbedede çocuklara ve kadına darp uyguladığı, evdeki kapılardan birine vurup kapının zarar görmesine sebep olduğu, kadının kendisini odaya kilitlediği, daha sonra erkeğin silah bulacağım diyip oradan ayrıldığı, davacının ailesini çağırdığı ve daha sonra tarafların ayrıldıkları, kadının ise eşine karşı "aptal, salak, deli, hastasın, 20 yıl ben sana intizar ettim, hayatı burnumdan getirdin, geri zekalı" gibi sözler söyleyip, eşini küçümseyici kelimeler kullandığı böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun2un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk 25.02.2005 doğumlu ... lehine aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk 01.01.2008 doğumlu ... lehine aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, diğer ortak çocuk 09.07.2001 doğumlu ... lehine hükmedilen tedbir nafakasının reşit olduğu tarihe kadar devamına, bu tarihten sonra tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 17.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi velâyet düzenlemesi ile aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.09.2023 tarihli ve 2022/2447 Esas, 2023/1799 Karar sayılı kararıyla; ortak çocuk ... ergin olduğundan, bu çocuk yönünden velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, diğer ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yöne ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf itirazının ise aleyhe istinaf yasağı ilkesine göre tarafların sair istinaf başvurularıyla birlikte esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçesi ile erkeğin davranışlarının iradi olmadığını, erkeğin akıl hastası olduğunu ileri sürerek dava açtığı böylece erkeğe kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, kadının akıl hastalığına dayalı bir boşanma davası da bulunmadığı, kadının erkeği yok saydığı, bu hareketlerin erkeğin hastalığını tetiklediği, erkeğin hastalığının aktif olduğu dönemde bu vakıalar gerçekleştiyse de bu vakıaların erkeğe kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, hastalığın sonuçları ve etkileri arasında gerçekleşen olaylardan erkeğin sorumlu tutulamayacağını, tarafların 20 yıl boyunca evli kaldığını öyleyse kusurlu davranışların kadın tarafından affedildiğinin kabulünün gerektiğini, kadının davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminata hükmedililmesine ilişkin yasal koşulların oluşmadığını kadının erkeği önemsemeyerek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunu, hükmedilen iştirak nafakası miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafakalar ile bunların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında erkeğe kusur yüklenip yüklenemeyeceği, tarafların kusur durumlarına ilişkin değerlendirmenin isabetli yapılıp yapılmadığı ile hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.