Logo

2. Hukuk Dairesi2023/853 E. 2023/3090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, velayet, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, velayet düzenlemesinin ve hükmedilen nafaka ile tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2454 E., 2022/2254 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/90 E., 2022/697 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dava dilekçesinin davalı erkeğe tebliğ edilmek ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanarak yargılma yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların evlendikten sonra erkeğin ailesi ile birlikte yaşadığını, erkeğin bu dönem işsiz olduğunu, işe girdikten sonra da müvekkiline şiddet uyguladığını, bu nedenle ceza aldığını, sonrasında davalının, davacıya "Senin yüzünden sabıkalıyım" diyerek sürekli olarak şiddet uyguladığını, çocukların "Annemi dövme" diyerek araya girmesi üzerine çocuklardan Neslişah’a da şiddet uyguladığını, alkol alarak küfürler ve hakaretler ettiğini, başka bir kadından ... isimli bir çocuğunun olduğunu, okullar kapandığında müvekkili ile çocuklar ile birlikte köyde iken erkeğin çalıştığı iş yerine başka kadınla ilişkisi var diyerek internet üzerinden şikayet olduğunu, erkeğin şikayet edenin müvekkili olduğunu düşünerek müvekkiline aşırı derecede şiddet uyguladığını, müvekkilinin kaçarak karakola sığındığını, bu olaydan beri tarafların ayrı yaşadıklarını, ayrı yaşam sırasında erkeğin çocukların ve eşinin ihtiyaçlarıyla hiç ilgilenmediğini, çocukları görmeye dahi gelmediğini iddia ederek; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin annelerine verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli hakaret ettiğini, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmelerini istemediğini, bu konuda tehdit ettiğini, telefonunu karıştırdığını, iş arkadaşları önünde itibarsızlaştırdığını, başka biri ile ilişkisi olduğu yönünde ithamda bulunduğunu, mahremiyeti anlattığını, babasının da hakaret ve darp ettiğini, davacının duruma sessiz kaldığını, kahvaltı hazırlamadığını, ilgilenmediğini, huzursuzluk çıkarttığını, hor gördüğünü, beddua ettiğini, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ailesine saygı göstermediğini, ev işleri ile ilgilenmediğini birlikte vakit geçirmekten kaçındığını, çocuklarını kendisine karşı doldurduğunu iddia ederek; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2018/2078 Esas, 2019/1583 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/755 Esas sayılı dosyası ile sabit olduğu üzere kadını darp ettiği, Şengül isimli kadınla sık sık telefon görüşmesi yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata yasal faizi ile birlikte karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tazminat ve nafakaların miktarı, davalı erkek kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarih ve 2020/805 Esas, 2020/1701Karar sayılı kararı ile davalı erkeğe yapılan dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu, davalı erkeğin savunma hakkının kısıtlandığı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra yargılama yapılması gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... 7. Aliye Ceza Mahkemesinin 2017/755 Esas, 2019/656 Karar sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı erkeğin, kadını darp etmesi nedeniyle yaralama suçundan ceza aldığı, davalı-karşı davacı erkeğe ait telefon ile Şengül isimli bir kadın adına kayıtlı olan numara arasında sık sık ve hayatın olağan akışına uygun olmayan zamanlarda görüşme olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin evlilik birliğinde güven sarstığı, davacı-karşı davalı kadını ve ortak çocukları darp ettiği, eşini ailesiyle görüştürmediği, davacı-karşı davalı kadına isnat edilen kusurların ispatlanamadığı, bu sebeplerle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede, birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı kadının kusursuz, davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumları, sosyal ve ekonomik durumları, davacı-karşı davalı kadın boşanma yüzünden zedelenen menfaatinin bulunduğu, davacı-karşı davalı kadının evlilikten mevcut ve beklenen menfaatleri, kadının eşinin güven sarsıcı hareketleri ve fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle kişilik haklarının zedelenmiş olması, davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle yoksulluğa düşeceği, kendi geçimini sağlayabilecek durumda olmadığı, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, sosyal inceleme raporu içeriği, idrak gücüne sahip çocukların duruşmada alınan beyanları, çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesi gerektiği, velâyet kendisinde olmayan tarafın ortak çocuğun bakım, eğitim vs. giderlerine gücü oranında katılması gerektiği, ortak çocukların yiyecek, giyecek, barınma, sağlık, bakım giderleri gözönüne alınarak ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuklar Hicran ve ... İhsan'ın velâyetlerinin annelerine verilmesine, ortak çocuk Neslişah'ın velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Neslişah yararına ... olduğu tarihe kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar Hicran ve ... İhsan yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, maddî-manevî tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı davanın kabulü gerektiğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, tazminat ve nafaka koşulları oluşmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca fiili ayrılık döneminde de davacı-karşı davalı kadın ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, sürekli alkol kullandığı yönüyle kusurlu bulunduğu, davacı-karşı davalı kadının babasının erkeği darp etmeye teşebbüs ettiği iddiası yönüyle kadının o sırada hastanede tedavi altında bulunması ve babasına müdahale etme imkanının bulunmaması sebebi ile kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin tam kusurlu olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesinin kusur dağılımının ve karşı davanın reddinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin infazının kabil olmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alacağı, bu nedenle davacı-karşı davalı kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, velâyet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde ortak çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarının ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygun olduğu, boşanma ile davacı-karşı davalı kadının yoksulluğa düşeceği, yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının usul ve kanuna uygun olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri, kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının boşanma sonucu en azından davalı erkeğin maddî desteğini yitireceği, erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiği gözetilerek uygun bir maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki davalı-karşı davacı erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 55 inci maddeleri dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davacı-karşı davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, velâyeti annelerine verilen çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; ... kadının evlilik boyunca müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin ailesinin ziyaretine gitmediğini, müvekkilini tehdit edip, babasına darp ettirdiğini, buna karşılık müvekkiline yüklenen bütün kusurların iftira olduğunu, karşı davanın da kabulü gerektiğini, müvekkilinin çocuklarını göremediğini bu nedenle velâyetlerinin babalarına verilmesi gerektiğini, işsiz olan müvekkilinin aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatları ödeme gücü olmadığını, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ve ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının dosya kapsamına, hakkaniyete ve çocukların üstün yararlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi 330 uncu maddesi, 336 ıncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 55 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.