"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2163 E., 2023/2229 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/214 E., 2023/263 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince usuli eksiklikler nedeniyle istinaf edilen yönlerden kararın kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince gönderme kararı sonrasında boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalının sadakatsiz davranışlarının bulunduğunu, davalının yaklaşık 5 yıl önce başka bir kadınla tanışıp buluşmaya başladığını, hakaret ettiğini, evi terk ettiğini, evlilik sürecinde sürekli borç yaptığını, borçların davacının babası tarafından ödendiğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilemesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davacının anne ve babasi ile birlikte yaşadıklarını, müstakil aile konutlarının bulunmadığını, kayın pederi ile birlikte yaşadığından psikolojisinin bozulduğunu, kayınpederinin borçlarını ödemesi sebebi ile tüm kazancını kayınpederine verdiğini, aracın kayınpederi üzerine aldığını, davacının ayrı eve çıkmayı kabul etmediğini, davacının çocuk sahibi olmayı istemediğini, hızlı bir biçimde kilo almaya başladığını, kilo vermeye yanaşmadığını, davacının iş yerine geldiği ve eve döndüğünde kişisel kayıtlarını bulamadığını, kendisi ile ilgili kişisel evrak ve kayıtlarının kayınpederi tarafından alındığını öğrenince tekrar evi terk ettiğini, nafaka almak için iş yerini kapattığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesi 19.10.2020 tarih 2018/1101 Esas, 2020/521 Karar sayılı kararı ile, davalı erkeğin 5 yıldır evine uğramadığı, borç yaptığı ve davacının babasının bu borçları ödemek zorunda kaldığı, davalı erkeğin eviyle ve eşiyle hiç ilgilenmediği, bu konuda sorumsuz tavır sergilediği, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığından ve manevî tazminatın unsuru oluşmadığı tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadın boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talebi yönünden, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve aleyhine hükmolunan nafaka yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından dilekçelerin teatisi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin 5 yıldır evine uğramadığı, borç yaptığı ve davacının babasının bu borçları ödemek zorunda kaldığı, davalı erkeğin eviyle ve eşiyle hiç ilgilenmediği, bu konuda sorumsuz tavır sergilediği, ayrıca davacı tarafça bildirilen ve birlikte yaşadıkları dönemde davalı tarafından kullanıldığı konusunda şüphe bulunmayan telefona ait görüşme dökümlerinin istendiği, bildirilen numaralar arasında olağanın dışında sıklıkta görüşme olduğu bu hali ile davalının hareketlerinin en azından güven sarsıcı davranış olarak değerlendirilmesi gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, davalının güven sarsıcı davranışları sebebiyle bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları gereği, kadının boşanma ile birlikte yoksulluğa düşecek durumda olması, davalının gelir durumu ve hakkaniyet ilkesi gereği yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile boşanma kararı kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilemesine, aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası ve miktarları bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası ve miktarları bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.