Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8606 E. 2024/4921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği, miktarlarının uygunluğu ve manevi tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/858 E., 2023/943 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1055 E., 2021/350 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve mehir alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet (ve mehir) alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının, ev hanımı olduğu halde ev işlerini yapmadığını ve evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, her ayın yarısını ailesinin yanında geçirmek suretiyle eşini ihmal ettiğini, müvekkilinin maaş kartına el koymaya varacak kadar ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli tartışarak küfür ve hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadının iddialarını ve davasını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin ailesinin evlilik birliğine sürekli müdahalede bulunduğunu, erkeğin ve ailesinin müvekkiline küfür ve hakaret ederek bıçakla üzerine yürüyüp tehdit ettiklerini, manevî şiddet uyguladıklarını, müvekkilini ortak konuttan kovduklarını, akabinde müvekklinin eve dönmemesini ve aramamasını söylediğini, müvekkilinin ortak konuta girmesini engelleyerek anahtar kilidini değiştirmekle de tehdit ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası bedeli 26.622,75 TL ve mehir alacağı bedeli 42.780,00 TL olmak üzere toplam 69.400,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ziynet (ve mehir) eşyası talebinin tefrik edilerek Mahkemenin ayrı esasına kaydedildiği, tüm dosya kapsamına göre kadının sıklıkla ailesinin yanına giderek iki, üç hafta kaldığı, erkeğin maaş kartını zorla aldığı hususu ispat edilemese de erkeği ekonomik olarak güç durumda bıraktığı, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ve en son fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle tarafların ayrı yaşamaya başladığı, erkeğin ise kadına "Şerefsiz" gibi sözlerle hakaret ettiği, kadına fiziksel şiddete yönelik davranışlarda bulunduğu, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve çekilmez hale geldiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile kadının karşı davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, boşanma kararını istinaf etmediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti, tedbir nafakası miktarı, reddedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığından erkeğin kabul edilen davasındaki boşanma hükmünün 26.05.2021 tarihinde kesinleştiği, Mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yeterince yerine getirmeyen, eşine hakaret eden ve fiziksel şiddet uygulayan kadın ile eşine fiziksel şiddet uygulayan, hakaret eden ve eşini ailesinin yanına bırakıp eşyalarını fırlatan bir daha da geri gelmesini istemeyen erkeğin eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu kadın lehine manevî tazminatın kanuni koşullarının oluşmadığı, kadın boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden koşulları oluşan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur tespiti ve kadının kabul edilen davasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kadının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci bendinin kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle kadının koşulları olmayan manevî tazminat talebinin reddine, kadın lehine 30.01.2020 tarihli duruşmada hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleştiği 26.05.2021 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının karşı davasının kabulü ve kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat talebi yönünden hüküm kurulmaması, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının reddedilen manevî tazminat talebi ile kadının boşanmanın fer'îsi niteliğinde maddî tazminat talebinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.