"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/436 E., 2023/518 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak ortak çocuk yararına daha uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kararı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının eşinin ailesini beğenmediğini, müvekkiline saygı duymadığını, hakarete varan söz ve davranışlarda bulunduğunu, marka ve lüks düşkünü olduğunu, ortak evin Osmaniye’de olmasına rağmen ortak çocuk ile birlikte ...'da müvekkilinden ayrı bir şekilde yaşamaya başladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesine göre zina, bunun mümkün olmaması hâlinde aynı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve müvekkili yararına 500.000,00 TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evliliğin bu hâle gelmesine erkeğin kusurlu davranışlarıyla sebep olduğunu, eşine hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuk ile ilgilenmediğini, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, eşlerin yaklaşık sekiz yıldır fiili olarak ayrı yaşadıklarını, ayrıca ... nın güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanun`un 163 üncü maddesine göre haysiyetsiz hayat sürme, bunun mümkün olmaması hâlinde aynı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına 15.000,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına 5.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 1.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 23.01.2018 tarihli ve 2016/324 Esas, 2018/39 Karar sayılı kararıyla; erkeğin Osmaniye’de kadının ise ortak çocukla birlikte ...’da yaşadığı, eşlerin bu şekilde uzun süredir fiili olarak ayrı oldukları, kadının bu süreçte eşini aldattığı, buna karşılık erkeğin de eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, telefon kayıtlarının incelenmesinde birden fazla kadın ile görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, hâl böyle olunca boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin zinaya dayalı davası ile kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına 800,00 TL tedbir, 2.000,00 TL iştirak nafakası ile ... erkek yararına 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ağır kusurlu bulunan davalı-davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/828 Esas, 2019/524 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların tespit edilen sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakasının yeterli olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 17.02.2020 tarihli ve 2019/4038 Esas, 2020/1133 Karar sayılı kararıyla; ortak çocuk Zübeyde Tuva yararına takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu sebeple kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuk için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bağlanan aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile hüküm kesinleştikten sonra 2.000,00 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile direnme kararı verilerek ortak çocuk Zübeyde Tuva için bağlanan aylık 800,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamı ile kesinleştikten sonra aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasının ... erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karar karşı davalı-davacı kadın temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Dairece, bozma kararı yerinde görülerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesi üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.12.2022 tarihli ve 2022/2-1025 Esas 2022/1669 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, bu yeni hükmün temyizen inceleme görevinin Özel Daireye ait olduğu gerekçesi ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
3.Dairenin 23.03.2023 tarih ve 2023/1491 Esas, 2023/1260 Karar sayılı ilamı ile nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Zübeyde Tuva yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, temyize konu diğer itirazlar yönünden hükmün onamasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 2004 doğumlu ortak çocuk Zübeyde Tuva için bağlanan aylık 800,00TL tedbir ve 3.000,00TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, ... erkeğin ekonomik durumunu ortaya koyan belgelerin incelenmediğini, ... erkeğin üzerine kayıtlı 7 taşınmazın olduğunu, şirket hissesini dava açıldıktan sonra abisine devrettiğini, çocuğun İngiltere’de saygın bir üniversitede okuduğunu, ... erkeğin tedbir nafakasından başka bir ödeme yapmadığını, çocuğun 18 yaşını doldurduğunu, hüküm altına alınacak iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere verilmesini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olup olmadığı ve kesinleşen yönlerden yeniden inceleme yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri ile 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 182 nci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları, 327 nci maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.