"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1166 E., 2023/1269 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/193 E., 2021/4 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili asıl dava dilekçesinde özetle; kadının eş olmanın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yersiz kıskançlıklar çıkardığını, erkek Almanya'da iken sosyal medyadan eşinin başkası ile çekilmiş fotoğraflarının gönderildiğini, fotoğraflarda tarafların bir oda içerisinde yatak üzerinde fazla samimi şekilde olduklarının görüldüğünü, fotoğraftaki erkek şahsın .... isimli şahıs olduğunu, kadının bu şahısla samimi yazışmalarının olduğunu, kadının dört kez telefon hattı değiştirdiğini, birlikte otelde kaldıklarını tespit ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması ve haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, cevap dilekçesinin süresinde sunulmadığını, karşı davanın tefrikinin gerektiğini, süresinde kabul edilse dahi yurtiçi adresinin bildirilmediğini, kadının çocuğunun bakım ve gözetim yükümlülüğünü eksik yerine getirdiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını beyan ederek karşı davanın reddini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Almanya'da yaşadıklarını, erkeğin kendisini defalarca aldattığını, devamlı alkol aldığını, bazen eve gelmediğini, kadına ve ortak çocuğa şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini, erkeğin uzun süre işsiz kaldığını, iş beğenmediğini, erkeğin kadına tecavüz ettiğini, aşağıladığını, erkeğin çok cimri olduğunu, evde kadın ve kızını kontrol ettiğini, kazandığı paranın bir kısmı ile kumar oynadığını, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; kadının Almanya ülkesinde yaşadığını, erkeğin boşanma davası ikame edeceğini söyleyerek üç yaşındaki küçük kızlarını kaçırdığını, yapılan tüm görüşmelere rağmen kadına kızını göstermediğini, tarafların ortak hayata son verdiklerini, fiilen ayrı yaşadıklarını, küçük kızın anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğunu iddia ederek, küçüğün velâyetinin anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dosya kapsamındaki tanık anlatımlarından, fotoğraflardan ve HTS kayıtlarından erkeğe karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı harekette bulunduğu, erkeğin bu sadakatsizlik eylemini ne zaman öğrendiğinin ve kadını affetmiş olduğuna ilişkin herhangi bir delilin söz konusu olmadığı, bu durumda kadının kusurlu olduğu, erkeğin ise eşine karşı fiziksel şiddette bulunduğu, hakaret ettiği , kadının yaptığı harcamaları eleştirdiği ve çalışması yönünde baskı yaparak ekonomik şiddet uyguladığı, 2-3 kadınla sarmaş dolaş vaziyette bulunarak sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin tanık anlatımları, ceza dosyaları ile sabit olduğu, bu durumda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar tanık anlatımlarından kocanın para için yaşlı erkeklere kadının yaklaşmasını istediği ve kocanın uyuşturucu kullandığı beyan edilmiş ise de, bu vakıalara karşı dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde bu hususlara dayanılmadığı için erkek yönünden kusur değerlendirmesi yapılmadığı, bu nedenlerle her iki tarafın kusurlu olduğu ancak erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının çalıştığı, düzenli, yeterli bir gelirinin olduğu ve yoksul olmadığı anlaşıldığından kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, birleşen dava dosyasında davacı olan kadının ortak çocuk Naime Ayşan'ın velayetini istediği talebi hakkında, asıl dava dosyasında velâyet ve kişisel ilişki hususlarında karar verilmesi nedeniyle ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının erkeği başta bir erkek ile aldatarak haysiyetsiz hayat sürdüğünü, velâyetin anneye verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğu göz ardı edilerek erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kusurlu davranışları arasında sayılan sadakatsizlik eylemi tahkikat aşamasında ileri sürülmüş olup hükme esas alınamayacağını belirterek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine kabul edilen tazminatlar, reddedilen tazminatlar ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının .... isimli kişi ile ilişkisini kabul anlamıma gelmemek üzere, taraf tanıklarının beyanının incelenmesinde boşanma sebebi yapılan olaydan sonra, tarafların tekrar bir araya geldiği, barıştığının, cinsel ilişkide bulunduklarının, aynı evi paylaştıklarının, Arsuz Beldesi'ne tatile gittiklerinın tartışmasız olduğunu, Mahkemece gerekçeli kararda tanık Muhene'nin beyanlarının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, barışma gerçekleştikten sonra tarafların barışma öncesi olaylara dayanarak dava açamayacaklarını, çocuk için hükmedilen nafaka miktarı ile tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, kabul edilen tazminat miktarları, çocuk için takdir olunan nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, kabul edilen tazminat miktarları, çocuk için takdir olunan nafaka miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları ile çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Hükmün gerekçesine, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler (6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin 1 nci fıkrasının (c) bendi) yazılır.
2.Mahkemece, açıklamaların dikkate alınarak değerlendirilmesi, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da bir gereğidir (6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin 2 nci fıkrasının (c) bendi) yazılır.
3.Somut olayda, hükmün gerekçesinde tarafların tanık listesinde yer almayan ve dava dosyasıyla hiç bir ilgisi bulunmayan tanık beyanlarına yer verilmiş, buna karşın, davalının bir kısım tanıklarının beyanlarına yer verilmemiş ve yukarıda yazılı usul kurallarına uygun bir gerekçe de yazılmamıştır. Burada, 6100 sayılı kanun'un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası anlamında düzeltilebilecek maddi bir hatadan da bahsedilemez. Sağlıklı bir temyiz incelenmesi yapılması için öncelikle, usulüne uygun şekilde gerekçelendirilmiş bir hüküm bulunması gerekir. Ortada usulüne uygun şekilde yazılmış, yargıtay denetimine elverişli bir gerekçeli hüküm bulunmamaktadır.
4.O halde, dava dosyasına göre yazılmış, yasal koşulları taşıyan, yeni bir gerekçeli hükmün yazılması zorunludur. hükmün sırf bu nedenle bozulması gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararıın BOZULMASINA, işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.