"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/699 E., 2022/2839 K.
DAVA TARİHİ : 15.06.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/284 E., 2021/818 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evlilik boyunca kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kendisini sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini, ailesine hakaret ve küfür ettiğini, ailesinin evlerine gelmesini istemediğini, kendisinin de ailesinin evine gitmesine izin vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, daha önce iki kere boşanma davası açtığını ancak davalı erkeğin tehditleri nedeni ile vazgeçmek zorunda kaldığını, en son davalı erkeğin kendisini darp ettiğini, uzaklaştırma kararı olduğunu iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; açmış olduğu davalardan davalı erkeğin tehditleri nedeni ile feragat ettiğini, sunulan delillerin 2019 ve 2020 yıllarına ait olduğunu, davalı erkek tarafından sürekli şiddete maruz kaldığını, darp raporları olduğunu, davalı erkeğin kendisini iffetsizlikle suçladığını, sürekli hakaret ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının daha önce defalarca aynı gerekçelerle boşanma davası açtığını, ardından feragat ettiğini, davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının kendisine zarar verdiğini, tarafların halen aynı evde yaşadıklarını, davalı erkeğin ihtiyaçları karşıladığını, beraber gezilere gittiklerini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sürekli kavga ettikleri, davalı erkeğin davacı kadına ve ailesine hakaret ettiği ve küçük düşürdüğü, bu bağlamda duygusal şiddete yönelik bir davranış içinde olduğu, bu suretle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunduğu, ... 2.Aile Mahkemesinin 2018/969 - 1239 Esas ve Karar sayılı 13.09.2018 tarihinde şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılan davanın 21.11.2018 tarihli davadan feragat dilekçesine istinaden reddine karar verildiği, feragat edilen dosyaya konu iddialar aynı olmakla birlikte tanık beyanlarına göre bu eylemlerin feragatten sonra da sürdüğü gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, çocukların tercihleri ve pedegog raporu dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadının SGK'li olarak çalıştığı, ekonomik durumları arasında fazlaca fark bulunmadığı gerekçesi ile davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların sosyal ekonomik durumlarına göre ortak çocukları için ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; dinlenen tanık beyanlarında net ve açıkça iş bu feragat edilen davadan sonra da kavgaların devam ettiğine veya müvekkilinin davacı kadına hakaret ve küfür ettiğine yönelik bir anlatım bulunmadığını, tanıkların söz konusu olayların ne zaman yaşandığını da açıkça beyan etmediklerini, davalı erkek tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, muvafakatleri olmadığı halde ortak çocuk Mert`in beyanlarının alındığını, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı davranıldığını, uzman raporunda çocukların babaları ile kalmak istediklerini beyan ettiklerini, velâyetin davacı anneye verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın tüm yönlerden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı kadın lehine çocuklar için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul olduğu, ortak çocukların yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; dinlenen tanık beyanlarında net ve açıkça iş bu feragat edilen davadan sonra da kavgaların devam ettiğine veya müvekkilinin davacı kadına hakaret ve küfür ettiğine yönelik bir anlatım bulunmadığını, tanıkların söz konusu olayların ne zaman yaşandığını da açıkça beyan etmediklerini, davalı erkek tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, muvafakatleri olmadığı halde ortak çocuk Mert`in beyanlarının alındığını, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı davranıldığını, uzman raporunda çocukların babaları ile kalmak istediklerini beyan ettiklerini, velâyetin davacı anneye verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın tüm yönlerden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklı bir geçimsizliğin ispat edip edilemediği, bu kapsamda davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi`nin 3 üncü maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi`nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.