Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8636 E. 2024/6708 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, boşanma kararı, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve nihai kararda belirtilen gerekçeler gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1481 E., 2023/1406 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/122 E., 2023/289 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının evliliklerinden başından bu güne kadar kazandığı paradan kendisine hiç harçlık vermediğini, kendisinin en ufak ihtiyaçlarını bile annesinin karşıladığını, çocuklarıyla hiç ilgilenmediğini, onlara şiddet uygyladığını, kişisel bakımına hiç dikkat etmediğini, aile müdahalesine sessiz kaldığını, Eylül ayında kadının işe başladığını, davacı ile bir sonunun olmadığını bildiği için cep bankacılığı vasıtası ile başka bir hesabına 250,00 TL para aktardığını, davalının kendisinden bankacılık şifresini istediğini, şifresini söylemediği için sabaha kadar konuşarak mont ve kıyafetleri ile evin içinde dolandığını, sabah uyandığında komodinin üzerinde bıçak olduğunu, can güvenliğinden korktuğu için davalının evden gitmesini istediğini o günden beri ayrı yaşadıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesine, her bir çocuk için dava tarihinden itibaren başlamak üzere 1.000,00'er TL den toplam 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar kesinleştikten sonra bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili ıslah dilekçesinde özetle; ortak çocuklardan ..., ... ve ... için aylık 1.000,00'er TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, bağlanacak olan iştirak nafakasının da her yıl ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; Aralık ayının başında eşinin kendisine git seni istemiyorum dediğini, kendisinin de rahatsızlık vermemek niyeti ve aralarının düzeleceği umudu ile evden ayrıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kök ailesinin evliliğe müdahalesine ses çıkarmadığı, bir kısım kişisel temizliğine önem vermediği, kök ailesinden etkilenerek hareket ettiği, ortak çocukların sünnet düğünü esnasında davalının babasının davacıya yönelik sinkaf ol git şeklinde söylemine rağmen müdahele etmediği, davacıya bir kısım ihtiyaçlarını karşılayacak kadar para bırakmadığı ve ekonomik şiddet uyguladığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve çocukların yaşları dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına aylık 550,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklardan ... için aylık 800,00 TL iştirak, ... ve ... için ise ayrı ayrı 600,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararda kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının ve çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin ve davanın kabulünün hatalı olduğunu, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve miktarının yüksek olduğunu, duruşmadaki beyanlarının duruşma zaptına tam olarak geçirilmediğini ve dinlenmediğini, bu durumun hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğunu, ileri sürerek kararın usul hükümleri, davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, ortak çocuklar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının çocukların ihtiyaçlarına nazaran az olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur dereceleri ve günün ekonomik şartlarına nazaran az olduğu gerekçesiyle kadının nafaka ve tazminatlara yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle ortak çocuklardan her biri yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, nafakalara her yıl TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın, usul hükümleri, davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ile nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.