"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1407 E., 2023/1319 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/212 E., 2021/54 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe hakaret edip aşağıladığını, beceriksizlikle suçladığını, erkeğin dahiliye uzmanlığı ile yan dal eğitimi alarak gastroenterolog olduğunu, kadının da yan dal eğitimi için dahiliye yoğun bakım sınavını kazanarak tarafların Ankara'ya taşındıklarını, kadının, yan dal eğimine gitmek üzereyken erkeğin tayin isteyerek Manisa Devlet Hastanesi'ne atamasının yapıldığını, kadının yan dal eğitimi bitince eş durumundan Manisa'ya tayininin amaçlandığını, kadının yan dalı bitince yönetmelikler gereği Manisa'ya tayini mümkün olmadığından Urfa'ya tayin edildiğini, kadının, daha önce de erkeğe ev, iş ve aile konularında baskı yapmaktayken Urfa'ya tayininin çıkması üzerine bunun tek suçlusu olarak erkeği gördüğünü, hakaretler ettiğini, bu sebeple başlayan gerginliği davalının sürekli arttırdığını, erkeğin anne ve babasına hiçbir zaman saygı duymadığını, onlarla görüşmek istemediğini, erkeğin annesinin taraflara ev hediyesi olarak buzdolabı almak istediğinde kadının bunu istemediğini, buzdolabının alınması üzerine ise Urfa'ya tayin olması olayını buna bağladığını, babasının rahatsızlığı sırasında ziyarete gelmediğini ve arayıp geçmiş olsun demediğini, erkeğe bu konuda destek olmadığını, telefonlarını engelleyerek sürekli sorun çıkardığını, erkeğin babasının vefatında sadece bir saatliğine taziye evine uğradığını, çocukları ile görüşmesine engel olduğunu, Manisa'da ortak alınan, tapusu çocukların üzerine yapılan evde erkeğin, kadının Urfa'dan Manisa'ya tayinin çıktığı tarihe kadar anne ve babası ile birlikte kalması nedeniyle erkekten kira istediğini, kadının bilgisi dahilinde alınan araba nedeniyle bile kadının sorun çıkardığını, kadının doğa üstü olaylara aşırı değer verdiğini, herkesin kendisini kıskandığını, nazar değirdiğini ve kendisine kötülük yapmaya çalıştığını düşündüğünü, bu nedenle erkeğin aile ve arkadaşları ile bağının koptuğunu, görüşemez olduğunu, kadının dedektif kiralayarak erkeği takip ettirdiğini, tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıklarını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli sorumluluklarından kaçtığını, kadının Urfa'ya tayinin çıkmasından sonra, erkeğin kadını çok sevdiğini, başhekim olacağını, kadını tayin ettireceğini, bu nedenle ev tutması gerekmediğini, çocukları alması gerekmediğini defalarca söylemesi üzerine kadının erkeğe inanarak ev tutmadığını 3 ay boyunca kötü şartlar altında misafirhanede kaldığını, kadının bu dönemde destek için eşini yanına çağırmasına rağmen türlü bahanelerle kadının yanına gitmediğini, kadının telefonuna takip programı yüklediğini, çocuklarını ihmal ettiğini, ortak çocuk ...'in merdivenden düşerek yaralanması üzerine kadının eşinden yardım istediğinde erkeğin ''konserdeyim, gelemem'' diyerek gelmediğini, babasının hastalığı nedeniyle kadına karşı kabalaştığını, babasının başına gelenleri kadına yüklediğini, kadını ''başkalarıyla seviş, tiksiniyorum senden'' gibi sözlerle aşağıladığını, sadakatsiz davrandığını, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, tartakladığını, sorumluluklarından kaçtığını, eşini ve çocuklarını ihmal ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin annelerine verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına 200.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların Ankara'da doktor olarak görev yaptıkları, Ankara'da çalıştıkları dönemde, erkeğin, eşinin tayin durumunu dikkate almadan ailesinin yaşadığı Manisa'ya tayin istediği, kadının ise kadro durumu ve yönetmelik gereğince Şanlıurfa iline tayininin çıktığı, tarafların yaklaşık 1-2 yıl süre ayrı yaşadıkları,erkeğin Manisa merkezde bulunan, müşterek çocuklar adına tapuda kayıtlı bulunan evde müşterek çocukları ... ve annesi ve babası ile birlikte kaldığı, kadının ise Şanlıurfa ilinde oğlu ... ve annesi ile birlikte yaşadığı, bu süreç içerisinde kadının aile birliğinin bozulması nedeniyle eşini sorumlu tuttuğu, taraflar arasında bu geçimsizlik çıktığı, kadının Şanlıurfa ilinde yaşadığı dönemde, erkeğin 2 veya 3 kere 2-3 günlük sürelerle Şanlıurfa iline gittiği, erkeğin ailesi ile kadının arasının iyi olmadığı, kadının, erkeğin ailesi ile doğum sırasında ve Mardin'de erkeğin tutuklanma sürecinde yalnız bırakıldığı iddiası ile görüşmek istemediği, ayrı kalınan süre içerisinde erkeğin babasının rahatsızlandığı, bir müddet hastanede yatarak tedavi gördüğü ve daha sonra vefat ettiği, bu süre içerisinde kadının, kayın pederi için hastaneye ziyarete gitmediği, cenazesine de sadece 1 saatliğine uğradığı, bu şekilde eşinin zor anlarında yanında olmadığı, kadının Manisa'ya tayinin çıkmasından sonra erkeğin müşterek evi eşine bırakarak ayrı bir eve taşındığı, müşterek evde kadının oturmaya başladığı, tarafların tekrar bir araya gelmedikleri, böylece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki tesisine, ... yararına aylık 1.250,00 TL, ... yararına ise aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddi tazminat ödenmesine, tarafların yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat istemlerinin reddine, tarafların birbirlerinden tedbir ve yoksulluk nafakası ile erkeğin maddi tazminat talebi olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti, erkeğin manevi tazminat talebinin reddi, kadın yararına maddi tazminata hükmedilmesi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının ve kadın yararına hükmedilen maddi tazminatın miktarı, kadının manevi tazminat talebinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının; evliliğin ilk dönemlerinde bir soruşturma sebebiyle eşinin bir hafta kadar gözaltı ve tutuklu olarak cezaevinde kaldığı dönem ile ikinci çocuğun doğumu sırasında kendilerine destek olmamakla suçladığı erkeğin anne ve babasına karşı mesafeli davrandığı, itiraz olunmayan sosyal medya mesajlarından Manisa'ya atanma konusunda birlikte karar almış olmalarına, erkeğin Manisa'ya atamasının yapılmasına karşın son dönemde gerçekleşen yönetmelik değişikliği sebebiyle kendisinin atamasının Şanlıurfa'ya yapılmasından ve aile birliğinin bozulmasından eşini sorumlu tuttuğu, bu yüzden eşini "beceriksiz" olmakla suçlayıp "salak, aptal, geri zekalı" gibi hakaret ve aşağılayıcı sözler söylediği, çocukları adına satın aldıkları ev için erkeğin anne ve babasının hediye amaçlı buzdolabı alma isteğine karşı çıktığı, buna rağmen alınması üzerine buzdolabının kendilerine uğursuzluk getirdiğine inanarak meydana gelen olumsuz olay ve gelişmeleri buna bağladığı, eşini kök ailesiyle çekirdek ailesi arasında seçim yapmaya zorladığı, erkeğin babasının rahatsızlandığı ve hastanede tedavi gördüğü dönemde bile eşini kendisinin ve çocukların ihtiyaçlarına ilgisiz olmakla suçladığı, erkeğin babasının vefatı sonrası geldiği taziye evinden kısa süre sonra ayrıldığı, erkeğin de; eşinin ailesine karşı tepkili olduğunu bilmesine rağmen kök ailesiyle olan ilişkilerinde özenli davranmadığı, yönetmelik değişikliği sebebiyle de olsa eşinin yaşadığı hayal kırıklığını ve mevcut durumundan duyduğu rahatsızlığı gözetmediği, kadının atamasını Manisa'ya yaptırmak dışında başka bir seçenek üzerinde durmadığı, bu süreci atlatması için fırsatları değerlendirerek eşine destek olmak konusunda eşinin beklediği özveriyi göstermediği, sosyal medya yazışmaları sırasında eşine "geri zekalı", "terbiyesizlik yapma" şeklinde aşağılayıcı ve hakaret içeren ifadeler kullandığı, babasının vefatı öncesinde eşinin tutumuna kızarak ziyarete gelmek isteyen eşinin gelmesine karşı çıktığı, babasının vefatı sonrası kadının Manisa'ya ataması gerçekleşmesine rağmen ortak konutu eşine bırakıp annesiyle birlikte ayrı bir konut kiraladığı, böylece boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının maddi tazminat talebinin reddinin gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının ortak çocukların yaşı ve ihtiyaçlarına nazaran az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur tespiti ve kadın yararına hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf itirazı ile kadının kadının iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf itirazının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kusur belirlemesinin yukarıdaki şekildeki gibi düzeltilmesine, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, kadının maddi tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 2.000,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanmada kusuru olmadığını, erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, aile birliğini kurmada gerekli özeni göstermediğini, erkeğin tutuklu kaldığı dönemde eşinin ailesinin destek olmadığını, bu süreçte kadını yalnız bıraktıklarını, erkeğin asker kaçağı olduğu ve tutuklu kaldığı dönemde evin geçimin kadın tarafından sağlandığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bekar bir kadının evinde kaldığını, eşinin yanına tayin olma imkanı varken bu imkanı kullanmadığını, kadını da Manisa'ya tayin ettireceğini söyleyip kadını yalnız bıraktığını, ziyarete gelmediğini, kadının annesinin hastalığı ile erkeğin babasının hastalığının aynı döneme denk geldiğini ve bu dönemde ortak çocuk ...'in de küçük olduğunu, bu sebeple erkeğin babasının yanında olamadığını, kadının hamileliğinde erkek ve erkeğin ailesinin ilgilenmediğini, kadının annesinin hastalığı ile de kadının tek başına ilgilenmek durumunda kaldığını, erkeğin ziyarete gelmediğini, erkeğin babasının ölümünde kadının taziyeye gittiğini ancak annesinin hastalığı, ortak çocuğun okulu ve iş nedenleriyle zorunlu görev yerine dönmek durumunda olduğu için gece 02.00'da taziye evinden ayrılmak durumunda kaldığını ileri sürerek kararın erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur tespitinin isabetli yapılıp yapılmadığı, tarafların kusurlarına göre erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı ile kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi kararının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.