Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8640 E. 2024/6696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğe hükmedilen tazminat miktarının azlığı, tazminat faiz başlangıcı, ziynet alacağının ispatı ve yargılama giderlerinin paylaştırılması hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğe hükmedilen tazminat miktarının düşük olduğu, ziynet alacağı konusunda erkeğin yemin deliline başvurma hakkının gözetilmemesi ve tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle, yerel mahkeme kararının tazminat miktarı ve ziynet alacağı yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1596 E., 2023/1322 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Avukat ... vd.

DAVA TARİHİ : 04.05.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/188 E., 2022/858 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- karşı davacının istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aldattığını, evine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, eve maddî katkı sağlamadığını, sürekli aşağıladığını, tehdit ettiğini, eve maddî katkı sağlamadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, 60 çeyrek altın, 12 adet 22 ayar düz bilezik ve 5.000,00 TL'nin altının aynen iadesine mümkün değilse şimdilik 5.000,00 TL bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı kadın vekili 05.12.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; yapılan bilirkişi incelemesi ile,davaya konu edilen toplam ziynet alacağının 85.200,00 TL olarak belirlendiğini belirterek, 5.000,00TL ziynet alacağının dava tarihinden ,80.200,00 TL ziynet alacağının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği aldattığını, aşağıladığını, katıldığı dini dernek faaliyetlerinden çocuklarla ilgilenmediğini, ortak çocuğu erkekten habersiz yurda kaydettirdiğini, kadını tarlada konteynrda başka bir erkekle cinsel ilişkiye girerken yakaladığını iddia ederek, zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının boşanma davası açılmadan önce konteynır içinde C. adında bir erkekle cinsel ilişki sırasında erkek ve tanık olarak dinlenen annesi H. A. tarafından görüldüğü, kadının boşanma görüşmeleri sırasında erkeğe "sana az bile yaptım, sen bunu hakettin başkaları ile seni aldatacağım'' dediği, kadının bu ilişkiden ... adında bir çocuğunun olduğu, kadın, erkeğin kendisinin ... adındaki şahısla ilişkisini affettiğini iddia etmiş ise de bu hususun ispatlanamadığı, erkeğin bir kusurunun ispatlanamadığı, kadının zinasının sabit olduğu, kadının tam kusurlu olduğu, kadına düğünde takılan 60 adet çeyrek altın, 12 adet 22 ayar bilezik ve 3.000,00 TL 'nin düğünden bir hafta 10 gün kadar sonra kadının kayınvalidesi tarafından alındığı ve geriye iade edilmediğinin davacı tanıkları Ö. ve E. Y.'ın beyanları ile anlaşıldığı, düğünde takılan ziynetlerin kim tarafından kime takılmış olursa olsun , kadına bağışlanmış sayılacağı, ziynetlerin geri istenmemek üzere kadın tarafından erkeğe verildiğinin erkek tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, yasal faizi ile erkek için 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, 60 adet çeyrek altın (38.400,00 TL), 12 adet 22 ayar bilezik (43.800,00 TL ) ve 3.000,00 TL nakit para olmak üzere 85.200,00 TL ziynet alacağı ve paranın aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 85.200,00 TL nin 5.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren, 80.200,00 TL sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilerek kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kabul edilen tazminat miktarların düşük olduğunu, tazminat miktarları yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin yasal olmadığını, ziynet alacağı yönünden dinlenen tanıkların beyanları, ile tarafların beyanlarının farklılıklar içermekte olduğunu, Mahkemece bu beyanlardan hangisinin neden diğerine üstün tutulduğunu, erkeğin ve lehe tanıklık yapan kişilerin beyanlarının neden reddedildiğini gerekçesinde açıklamadığını belirterek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminat miktarları, tazminatların faiz başlangıcı, kabul edilen ziynet alacağı ve ziynet alacağı üzerinden aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminat miktarları, tazminatların faiz başlangıcı, kabul edilen ziynet alacağı ve ziynet alacağı üzerinden aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek için kabul edilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, tazminatların faiz başlangıcının usul ve yasaya uygun olup olmadığı, ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulüne karar verilmesinin, kabul edilen ziynet alacağı üzerinden aleyhe vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- karşı davacı erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Kadının dava dilekçesindeki ziynet alacağı talebi hakkında yapılan incelemede; davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde belirttiği ziynetlerin bir kısmının düğünden sonra erkek tarafından bozdurulduğunu, bir kısmının ise el konulduğunu iddia ederek ziynetlerin aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda, kadına düğünde takılan ziynetlerin ve 3.000,00 TL'nin düğünden bir hafta on gün kadar sonra kadının kayınvalidesi tarafından alındığı ve geriye iade edilmediğinin davacı tanıklarının beyanları ile anlaşıldığı, düğünde takılan ziynetlerin kim tarafından kime takılmış olursa olsun, kadına bağışlanmış sayılacağı, ziynetlerin geri istenmemek üzere kadın tarafından erkeğe verildiğinin erkek tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından yapılan istinaf itirazı Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş, karar erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden kadının iddia ettiği ziynetlerin ve paranın verildiğini ve davalı- karşı davacı erkek ile ailesinde kaldığını ispatladığı sabit olup erkeğin geri iade edilmemek üzere bağışlandığını ispat etme hakkı ve yükümlülüğü doğmuştur. Davalı- karşı davacı erkeğin cevap ve karşı dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmüştür. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi'nce davalı- karşı davacı erkeğin cevap ve karşı dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakta ise de kadının ziynet alacağı davasına konu ettiği ziynetlerin akıbeti hakkında bir açıklama getirilmediği ve ziynetlerin iade edilmemek kaydıyla kendisine verildiğine yönelik bir iddiasının bulunmadığı dikkate alındığında Mahkemece davalı- karşı davacı tarafa yemin delilinin hatırlatılmamış olmasında bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek bu yönden istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde hüküm verilmiş ise de, erkeğin, kadının iddiasını inkar ettiği göz önüne alındığında İlk Derece Mahkemesi'nce erkeğin dayanmış olduğu yemin delili hatırlatılmadan dolayısıyla erkeğin tüm delilleri toplanmadan karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ve kadının ziynet alacağının kabulü yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ve kadının ziynet alacağının kabulü yönlerinden erkek yararına BOZULMASINA,

3.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.