Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8656 E. 2024/5299 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, tazminat miktarı ve kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların delilleri ve iddiaları ile hukuk kurallarına uygun şekilde kusur belirlemesi, tazminat miktarı ve kişisel ilişki düzenlemesinin yapıldığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin reddine ilişkin karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1395 E., 2023/1452 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/543 E., 2023/519 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2020 yılında evlendiklerini, ortak bir tane çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin hemşire, davalının ambulans şoförü olarak çalıştığını, davalının, öfkeli davranışlarının bulunduğunu, kabahati olmayan olaylarda dahi müvekkilini suçladığını, her zaman huzursuzluk çıkarttığını, davalının müvekkiline karşı psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret içerikle söylemlerde bulunduğunu, müvekkiline ve müşterek çocuğa karşı soğuk, sevgisiz, sorumsuz ve ilgisiz, samimiyetten uzak tavırlar sergilediğini, davalının, müvekkilinin giydiği kıyafetlere kadar karıştığını, nasıl giyinmesi gerektiğini ve makyaj yapmamasını söylediğini, davalının, müvekkiline karşı güvensiz davranışlar sergilediğini, davalının müvekkili evlenmeden önce bir ilişkisi bulunduğunu ve bu ilişkinin aldatılma ile son bulduğunu, bu nedenle davalının aldatma hususunu saplantı haline getirerek müvekkiline baskı uyguladığını, davalının, müvekkilinin isteklerine saygı duymadığını, en son davalının, müvekkiline küfürler ve hakaretler ederek darp ettiğini, bu nedenle müvekkilinin şikayetçi olduğunu, davalının ekonomik olarak müsrif davrandığını, bu nedenlerden dolayı tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyet hakkının müvekkiline verilmesini, müvekkili ve ortak çocuk için aylık 3.000'er TL tedbir/iştirak/yoksulluk nafakası ile müvekkili lehine 500.000 TL maddî, 500.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun, soyut iddialar olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin eşine hiçbir şekilde şiddet uygulamadığını, davacının hiçbir zaman mutlu olmadığını, müvekkilinden her zaman daha fazlasını beklediğini, müvekkilinin müşterek çocuğa karşı sevgisini gösterdiğini, davacının ise çocuğu göstermemekle müvekkilini tehdit ettiğini ve dediğini şuanda yaptığını, müvekkilinin sakin bir kişi olduğunu, davacının, müvekkilinin elinde olmayan olayları abarttığını, diğer yaptığı bütün iyi niyetli çabalarını göz ardı ettiğini, davacının evlilik birlikteliğindeki en ufak olayları dahi ailesine aktardığını, müvekkilinin nişanlılık sürecinden itibaren eşinin bütün masraflarını giderdiğini, ailesiyle birlikte davacıya destek olduğunu, davacının sürekli huzursuzluk çıkartan taraf olduğunu, ufak bir kavga sırasındaki olayları boşanmaya sebep olarak gösterildiğini, davacının gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 50.000 TL maddî, 50.000 TL manevî tazminata yasal faizi ile birliktehükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ailelerin bulunduğu ortamda nöbetteyken eşinin eve erkek atabileceğini, böyle bir durumun yaşanması halinde önce davacıyı sonra kendisini öldürmekle tehdit ettiği, kayınvalidesinin neden böyle söylediğini sorması üzerine "benim için namus önemli uyarıyorum" dediği, doğum döneminde eşini kök ailesine ben çok baktım biraz da Saliha’ya siz bakın diye bıraktığı, eşinden arabayı değiştireceğini söyleyerek sürekli para istediği, en son tartışmada eşine şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği gerekçesi ile tam kusurlu olduğunun tespiti ile davanın davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesine göre tarafların boşanmalarına, 2022 dogumlu Aysıla’nın velâyeti anneye, baba ile yatısız şahsi ilişki tesisi, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk için 750 TL, 29.05.2023 tarihinden 1.250 TL tedbir nafakası, ortak çocuk için aylık 2.000 TL iştirak nafakası, 70.000 TL maddî, 70.000 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını maddî ve manevî tazminatlar, kusur tespiti, çocuk için tedbir-iştirak nafakaları miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi, şahsi ilişki süresi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tüm delillerin toplandığı, usul hükümlerinin doğru olarak uygulandığı, kusurlu davranışların belirlenmesinde, kusur derecesinin tayininde, maddî hukukun uygulanmasında hata edilmediği, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, velâyet ve kişisel ilişki düzenlenmesinde, ortak çocuk yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, davacı kadın yararına, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.