"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/302 E., 2023/1410 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/773 E., 2022/373 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadının çalışmasına izin vermediğini, kadının çocuklarını eve istemediğini, geldiklerinde sorun çıkarttığını, kadına hakaret ettiğini, kadının küçük oğlu ile gelinini evden kovduğunu, evin kilidini değiştirdiğini iddia ederek asıl davanın kabulü karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; kadının oğlu Baturay'ın müşterek konuta geldiğinde uzun süreli kaldığını, kadının erkeği yok saydığını, düşüncelerine değer vermediğini, kadının erkeği tehdit ve hakaret ettiğini, erkeğin akrabalarının eve gelmediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2019 tarih ve 2017/591 E, 2019/162 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında karekter uyuşmazlığı,düşünce ve duygu ayrılığı,hakaret ve aşağılama ile evlilik birliğinin getirdiği ekonomik ve sosyal sorumluluklarından kaçınmadan dolayı ortak yaşamı temelinden sarsacak ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu bu haliyle tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre asıl ve karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 840,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak konutun kadına tahsisine dair ara kararın kaldırılmasına, kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 12.600,00 TL maddî tazminata, erkeğin maddi tazminat talebinin reddine, erkek yararına 6.400,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, kusur tespitinin hatalı olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakasının ve maddi tazminatın düşük olduğunu, erkek yararına hükmedilen manevi tazminat ile reddedilen talepler yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünden; davalı-davacı erkek vekili, mahkemenin kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddi tazminata hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama ve vekalet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2021 tarih ve 2019/1419 E. 2021/1434 K. sayılı kararı ile; tarafların asıl ve karşı dava dilekçelerindeki iddia ve savunmalar açıklanarak hangisine itibar edilip edilmediği ve sabit görülen vakıaların kime kusur olarak yüklendiğinin gerekçede açıklanmadığı, taraflar eşit kusurlu görülmesine ve eşit kusur halinde taraflara maddi ve manevi tazminat verilmesi mümkün olmamasına rağmen, kadın yararına maddi, erkek yararına manevi tazminatın kabulüne karar verilerek gerekçe içinde ve gerekçe ile karar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin boşanma kararlarının kesinleşmiş sayılması sebebiyle bu karar dışında kalan diğer kısımlarının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kıskanç olduğu, kadına küfür ve hakaret ettiği, kadının yakınlarını eve kabul etmediği, kadının oğlunun evlerinde kalmasına karşı çıktığı; kadının ise erkeğe hakaretlerde, tehditte ve iftirada bulunduğu bu haliyle tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, boşanma hükmü kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, her ne kadar önceki hükümde kadın yararına aylık 840,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmişse de üzerinden zaman geçmiş olması nedeniyle sosyal ekonomik durumlar göz önüne alınarak kadın yararına aylık 1.100,00 TL yoksulluk nafakasına, evin tahsisi kararı hakkındaki hüküm kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tarafların kusur durumları göz önüne alınarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerektiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerektiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle tanık Baturay'ın beyanında erkeğin kadına küfür ve hakaret ettiğine ilişkin kusurlu davranışın 2011 yılında olduğu ve evlilik birliğinin devam ettiği, bu halde kusurlu davranışın af kapsamında kaldığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak tarafların gerçekleşen kusur durumuna göre yinede eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.