"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1532 E., 2023/2228 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/503 E., 2023/178 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evine ve çocuklarına karşı ilgisiz davranışlar sergilediğini, yemek ve temizlik gibi gereklikleri yerine getirmediğini, çocukların bakımıyla ilgilenmediğini, sosyal ortamlarda eşini yalnız bıraktığını, düğün cenaze gibi ortamlara katılmadığını ve müvekkilinin de katılmasına mani olduğunu, müvekkilinin ailesinin ortak eve ziyarete gelmelerini istemediğini ve görüşmelerine mani olduğunu, müvekkilinin anne ve babasına hakaretler ettiğini ve fiziksel olarak müvekkilinin annesine karşı cebir uygulayıp boğazını sıktığını, müvekkilini bıçakla kovalayarak evden kovduğunu ve o günden beri müvekkilinin eve giremediğini iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkiline evliliğin en başından başlayarak psikolojik şiddet ve dönem dönem fiziksel şiddet uyguladığını, her fırsatta maddî gücü elinde bulundurduğunu göstermekten ve söylemekten çekinmediğini, müvekkilinin kendisine muhtaç olduğunu düşünmesini sağladığını, seyahate çıkmadan önce çok kısa sürelerde müvekkilinden hazırlanmasını beklediğini, müvekkilinin boğazını sıkarak "ben sana hazır ol demedim mi" mi diyerek fiziki şiddet uyguladığını, evlendiği günden bugüne kadar müvekkiline karşı ilgisiz davrandığını, ailesinden uzak yaşayan müvekkilinin yalnız ve tek başına hissetmesine neden olduğunu, çeşitli bahanelerle müvekkilinin sorunlarıyla ve problemleriyle ilgilenmediğini, erkeğin ailesinin psikolojik şiddet uyguladığını, evi ile ilgilenmediğini, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, günlük bakımını yapmadığını, küçümsediğini, borçlarını gerekçe göstererek çocuklar için biriktirmiş oldukları çeyrek altınları müvekkilinden istediğini, daha öncesinde de defalarca bu altınları isteyen kocanın olay çıkarttığını, saat 22:00 civarında olan bu tartışmanın uzamasını istemeyen müvekkilinin hava almak için 10 dakika evin aşağısına indiğini ve akabinde yukarı çıktığını, yukarı çıktıktan sonra "sen benim soyadımı taşırken gece yarısı dışarı çıkamazsın" diyerek müvekkilinin boğazını sıktığını, ertesi gün çocukların altınını, müvekkilinin kredi kartını ve telefonunu alarak evi terk ettiğini iddia ederek ; asıl davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, Poyraz için aylık 4.000,00 TL, Aras için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, bilirkişi raporu ile tespiti yapılacak ziynet eşyaları alacağından kaynaklı şimdilik 1.000,00 TL alacağa hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, eşini özel günlerde ve aile ziyaretlerinde yalnız bıraktığı, yanında yer almadığı, eşinin aile bireylerinin cenazelerine katılmadığı, baş sağlığı dilemediği, eşine ve annesine hakaret ettiği, eşinin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, ailesini evden kovduğu ve sonrasında görüşmediği, buna karşılık erkek eşin ise kadına ilgisiz davrandığı, her hafta sonu çocukları yanına alıp kadını yalnız bırakarak ailesi yanına gittiği, kadınla yeterince vakit geçirmediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin az, kadının ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, ortak çocukların fiili ayrılık döneminde anne yanında oldukları annenin sosyal çevresine alıştığı, ortak çocukların yaşının küçük olduğu, yaşları itibari ile daha çok annenin sevgi, şefkat ve bakımına ihtiyaç duydukları, anne ile çocuklar arasında ayrılık durumunun olmadığı, ortak çocukların bakımı, gözetimi ve sağlığı açısından annenin bir ihmali olduğunun ispat edilemediği, dosyada bu konuda herhangi bir delil de bulunmadığı, ayrıca uzman tarafından düzenlenen raporda da çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların üsten yararına olduğu ve velâyet kendisine verilmeyen tarafın çocukların bakım ve ihtiyaçlarını karşılaması gerektiği, kadın karşı dava dilekçesinde ve ziynet talebini somutlaştırdığı ve altınların hepsine el koyduğunu, ihtiyaçları olduğunu söyleyerek harcadığı yönündeki iddiasını ıslahla talebi ile değiştirdiğini, ziynetlerin erkek eş tarafından elinden alındığı ve iade edilmediği hususunda ispat yükü kendisinde bulunan kadın tarafından dayanılan deliller arasında yer alan tanık anlatımlarında bu hususta görgüye dayalı anlatımlarının olmadığı, duyuma dayalı beyanlara ispat konusunda itibar edilemeyeceğinden kadının ispat yükünün gereğini yerine getiremediği, ıslah talebi ile daraltılan kısım yönünden feragat ettiğinin anlaşıldı ve dava dilekçesinde talep edilmeyen bir husus ıslah ile dava konusu haline getirilemeyeceği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklardan Poyraz yararına aylık 2.000,00 TL Aras yararına 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararın hükmedilen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine ve erkek yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyasının iadesi davasında; 4 adet 22 ayar 15 gram bilezik (28.751,88 TL), 2 adet 22 ayar 18 gram bilezik (17.251,12 TL), 6 adet 22 ayar 6 gram bilezik (17.251,12 TL), 4 adet 22 ayar 10 gram bilezik (19.167,92 TL), 1 adet 14 ayar 6 gram bileklik (1.836,22 TL), 1 adet 14 ayar 8 gram kelepçe bileklik (2.448,30 TL), 1 adet 14 ayar 4 gram set küpe (1.224,15 TL), 1 adet 14 ayar 20 gram set gerdanlık (6.120,76 TL), 1 adet 14 ayar 8 gram set bileklik (2.448,30 TL), 53 adet çeyrek altın (45.354,27 TL) yönünden davanın ispatlanamadığından reddine, 3 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altın, 1.640,00 TL nakit para, 100'er TL'den 10 adet kapalı zarf (1.000,00 TL) yönünden davanın, talep ıslah ile daraltıldığından kısmi feragat sayılacağından reddine, 1 adet 14 ayar 5 gram alyans (1.530,19 TL) yönünden dava dilekçesiyle talep edilmeyen bir husus ıslah ile dava konusu haline getirilemeyeceğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının ve fer'î taleplerin kabulü, iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, tazminat talepleri ve ziynet alacağı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece kadına erkek eşe hakaret etmesi kusur olarak yüklenmiş ise de; bu kusura erkek eşin vakıa olarak dayanmaması nedeniyle kadının kusurları arasından çıkarılması gerektiği, Öte yandan, Mahkemece erkek eşe kadına karşı fiziksel şiddet kusur olarak yüklenmemiş ise de, kadın fiziksel şiddete vakıa olarak dayanmış olup tanık ...'nın beyanı ile de sabit olduğu fiziksel şiddetin erkek eşe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşene göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda özel günlerde ve aile ziyaretlerinde erkeği yalnız bırakan, yanında yer almayan, aile bireylerinin cenazelerine katılmayan, baş sağlığı dilemeyen, erkeğin annesine hakaret eden, erkeğin annesine fiziksel şiddet uygulayan, erkeğin ailesini evden kovan ve sonrasında görüşmeyen kadın ile kadına ilgisiz davranan, her hafta sonu çocukları alıp kadını yalnız bırakarak ailesinin yanına giden, kadınla yeterince vakit geçirmeyen ve kadına fiziksel şiddet uygulayan erkeğin eşit kusurlu oldukları, tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacağı ve kadının her hangi bir işte çalışmadığı, düzenli gelirinin olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşulları oluştuğu,ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesine, erkek lehine kabul edilen tazminatlar, tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesi gerekçesinin düzeltilmesine, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla dava tarihinden 28.10.2022 tarihine kadar aylık 1.500,00 TL, 28.10.2022 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 2.500,00 TL tedbir, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen yoksulluk nafakası ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı ve nafakalara her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında artırım yapılması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.