Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8686 E. 2024/6983 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1913 E., 2023/2300 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/226 E., 2022/519 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın, sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ilk eşi öldükten sonra davalı ile tanışıp evlendiğini, davalının müvekkilinden 28 yaş küçük olduğunu, müvekkilinin de hasta ve yaşlı olduğundan davalının müvekkiline sürekli olarak kötü davrandığını, ona hakaret etmeye başladığını, davalının her fırsatta müvekkilinin yaşlı olduğunu, kendisinin babası yaşında olduğunu, parasızlık yüzünden, para bulma amacıyla kendisiyle evlendiğini, yanına yakışmadığını sürekli olarak dile getirdiğini, hatta müvekkiline bunadığını, salaklaştığını, işe yaramadığını da defalarca söyleyip en ufak bir yanlışında bağırıp, çağırıp küfürler yağdırdığını, daha sonra ise hakaret ve aşağılamaların yerini hem fiziksel hem de ruhsal şiddetin aldığını, müvekkilinin uygulanan şiddet yüzünden psikolojisinin bozulduğunu, eşinden korkusundan evden çıkamaz hale geldiğini, zira davalının tehdit ettiğini, doktorun yazmamasına rağmen depresyon ilaçları da verdiğini, korkusundan kimseye Almanya'da yaşanın kızının yurda gelince babasındaki kötü durumu sorması üzerine müvekkilinin durumu anlattığını, kızının babasını doktora götürmek istediğini ancak davalının buna engel olarak müvekkilinin kızı ...'nin parmağını kırdığını, davalının müvekkilini korkutarak müvekkilinin yıllarca yurt dışında çalışıp kazandığı taşınmazları üzerine geçirdiğini müvekkilinin parasıyla oğluna bir araba aldığını, hatta davalının müvekkilinden zorla aldığı evin kirasını da oğluna verdiğini, yine davalının müvekkilinden aldığı paralarla İstanbul ili Zeytinburnu ilçesinde taşınmazlar aldığını, bu taşınmazların alımında davalının hiçbir maddî katkısının olmadığını zira ev hanımı olduğunu, müvekkilinin madden büyük kayıplar yaşadığını, tüm bu yaşananlardan dolayı Zile C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 200.000,00.TL maddî ve 100.000,00.TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının eski eşinden olan çocuklarının aşırı baskıları ile böyle bir ortamın meydana getirilmiş olup mevcut durumun yalan, yanlış ve asılsız sebeplerle bu evliliğin bitmesini istemelerinden kaynaklandığını, aslında eşinin kendisini seven ve bu evliliği yıkmak istemeyen bir kişi olduğunu, eşi ile ilk olarak evlendiğinde eşinin altı bezli olarak yaşadığını ve ona karşı her türlü ihtimamı ve bakımı sunduğunu, eşinin de bundan hoşnut olup her seferinde kendisine minnet duygularını dile getirdiğini, ayrıca kendisinin aciz ve mal düşkünü biri olmadığını, ilk evlendiği zaman eşinin intifa hakkını üzerinde bulundurduğu mülkiyeti kendisine ait olan bir yer olduğunu, Zile ilçesindeki taşınmazın da eşinin kendi hür ve vicdani iradesiyle tarafına verildiğini, eşinin kendisiyle evlenmeden önce çocukları tarafından dışlanıp ilgisiz ve sahipsiz kaldığını, davacı ile evlendikten sonra eşine göstermiş olduğu şefkati fark etmesi üzerine davacının vefa borcunu ödemek adına bu taşınmazı satış yoluyla kendisine verdiğini, netice olarak eşiyle arasında boşanmayı gerektirecek hukuki ve vicdani bir sebebin olmadığını, eşine olan sevgi ve saygısının devam ettiğinden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davacıya yükletilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin ilk verdiği kararında, kadının ekonomik şiddet uyguladığı, davalının evlilik süresince davacıya ilaç içirip uyutarak bilincinin ve vücudunun zamanla zayıflattığı ve davacıya bedensel şiddet uyguladığı ve davacıyı dövdüğü kendisini savunamayacak durumda olan davacının kendisine bakacak kimse olmaması nedeniyle bunu istemeyerek katlandığı belirtilerek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına dava kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş olup, karar davalı kadın tarafından istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince yargılama aşamasında davacının kısıtlandığı anlaşıldığından yargılamanın devam edebilmesi için, 4721 sayılı Kanun'un 462 nci maddesinin (8) fıkrası uyarınca vesayet makamından "husumete izin" kararı alması zorunlu olduğundan ve dosyada buna ilişkin kararın bulunmadığından bahisle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ekonomik şiddet uyguladığı, davalının evlilik süresince davacıya ilaç içirip uyutarak bilincinin ve vücudunun zamanla zayıflattığı ve davacıya bedensel şiddet uyguladığı ve davacıyı dövdüğü kendisini savunamayacak durumda olan davacının kendisine bakacak kimse olmaması nedeniyle bunu istemeyerek katlandığı belirtilerek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına boşanma kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının ve ferilerinin kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında erkek lehine hükmedilen maddî tazminatın çok olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına dava tarihinden boşanma kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkek lehine 20.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiş davalı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü ve ferileri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve tedbir nafakası miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.