"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki nafaka ve tazminat alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, yeniden karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkeğin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı erkek vekilinin, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede; somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmekle, yoksulluk nafakasına ilişkin olarak temyize konu edilen toplam yıllık nafaka miktarı 24.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkek tarafından ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/237 Esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davası açıldığını, erkeğin feragati nedeniyle davanın ret ile sonuçlandığını, akabinde davalı erkek tarafından ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2015/295 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, tarafların bu davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşandıklarını, boşanma hükmünün 14.03.2019 tarihinde kesinleştiğini, anılan mahkeme kararında kadın tarafından süresinde cevap dilekçesi verilmediği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğunu, bu kararın da Yargıtay incelemesi sonucunda 10.09.2019 tarihinde kesinleştiğini, erkeğin evliliğinin ilk yıllarında yurt dışında çalıştığını, evliliğin ilerleyen yıllarında bir bayanla tanışıp İngiltere'den Türkiye'ye döndüğünü, 2010 yılından itibaren bu kadınla aynı evde yaşadığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak çocukla hiç ilgilenmediğini, kadının maddî manevî hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, boşanma dosyasında kadına kusur atfında bulunulmadığını, ... 1. Aile Mahkemesi'nin 07.07.2014 tarih ve 2013/887 Esas sayılı kararı ile kadın lehine aylık 450,00 TL, ortak çocuk lehine aylık 550,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, ortak çocuğun ... olduğunu ve nafaka alamadığını, kadının o tarihden bu yana sadece aylık 450,00 TL nafaka ile geçinmeye çalıştığını, bu nafakanın hiçbir giderine yetmediğini ileri sürerek tarafların boşanmasının kesinleşmesi nedeniyle kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci maddesi gereğince kadın lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davalı erkeğin işleri bozulup iflas ettikten sonra davacı kadının, erkeği eve almadığını, dava dilekçesinde yer alan sadakatsizlik iddiasının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin maddî durumunun kötü olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen miktarların yüksek olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2020 tarih ve 2019/213 Esas, 2020/462 Karar sayılı kararı ile tarafların fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşandıkları, boşanma dosyalarında ayrı yaşamakta haksız olan tarafın davalı erkek olduğunun sabit olduğu, erkeğin 2010 yılından beri başka bir kadınla evlilik dışı birlikte yaşadığı, sadakat yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal ettiği ve evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, erkeğin bu kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği ve eşinin maddî desteğinden yoksun kalacağı ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği yönünde yapılan değerlendirme ile kadının davasının kısmen kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi'nin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından nafaka ve tazminat miktarları ile tazminatlara uygulanacak faiz yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise kusur tespiti ve kadının kabul edilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarih ve 2021/711 Esas, 2021/931 kararı ile davanın nispi harca tabi olduğu, nafaka alacağı açısından nispi harcın yatırılmadığından bahisle tarafların istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, eksikliğin tamamlanması için işlem yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen eksik harç tamamlanarak, tarafların fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşandıkları, boşanma dosyalarında ayrı yaşamakta haksız olan tarafın davalı erkek olduğunun sabit olduğu, erkeğin 2010 yılından beri başka bir kadınla evlilik dışı birlikte yaşadığı, sadakat yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal ettiği ve evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, erkeğin bu kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği ve eşinin maddî desteğinden yoksun kalacağı ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği yönünde yapılan değerlendirme ile kadının davasının kısmen kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi'nin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde tazminatlara yasal faiz işletilmesi talep edildiği halde İlk Derece Mahkemesince bu husus hakkında karar verilmediğini, erkeğin İngiltere'de 3 adet dükkanının olduğu, bunlardan kira geliri elde ettiğini, ...'da da 6 adet dükkanının olduğunu, bunlardan da kira geliri elde ettiğini, erkeğin başkaca taşınmazlarının da olduğunu, kadının ise çalışmadığını ileri sürerek maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı ve tazminatlara yasal faiz uygulanmaması yönünden kararın kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükmedilen nafaka ve tazminatların erkeğin ödeme gücünü aştığını, erkeğin borçları nedeniyle İngiltere hükumetinin erkeğe ait dükkanlara el koyduğunu, Türkiye'de münhasıran erkeğe ait bir mal varlığı olmadığını, kardeşleri ile hisseli taşınmaz bulunduğunu ve bu taşınmazın kirasının beş kardeş arasında paylaşıldığını, kadının erkeğin sadakatsizliğini yıllardır bildiğini ve kabullendiğini bu durumun kadında manevî çöküntüye neden olmadığını ileri sürerek kararın kusur tespiti, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2022 tarihli ve 2021/2566 Esas, 2022/2252 Karar sayılı kararıyla; tarafların ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2015/295 Esas ve 2017/354 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, kararın 14.03.2019 tarihinden kesinleştiği, davalı erkeğin başka bir kadınla evlilik dışı yaşaması nedeniyle kusurlu olduğunun tespit edildiği, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre davacı kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının düşük olduğu, tazminatlara kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinden bahisle kadının maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüyle kadın lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, erkeğin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesine; mahkemece kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarının fahiş olduğunu, erkeğin iflas ettiğini ödeme gücünün olmadığını, İngiltere'deki dükkanlardan birinin kirasını aldığını, Türkiye'de ise babasının emekli maaşını aldığını, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm gerekçesinde tazminatlara kararın kesinleşmesinden itibaren faiz uygulanacağının belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm fıkrasında tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletileceğine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle kararın aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki kesinleşen boşanma davasına bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat talep edebilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise takdir edilen miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlara uygulanan faizin başlangıcı olarak dava tarihinin esas alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 178 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle boşanma kararı kesinleşmiş olduğundan davacı kadın lehine hükmedilen maddî tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletileceğinin anlaşılmış bulunmasına göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Eldeki dava 4721 sayılı Kanun'un 178 inci maddesi uyarınca boşanmadan sonra açılan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesine ilişkin verilen karara gerekçe olarak davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve böylece tam kusurlu olduğu belirtilmiş ise de; eldeki davaya dayanak yapılan ... 1. Aile Mahkemesinin 04.04.2017 tarihli ve 2015/295 Esas, 2017/354 Karar sayılı dosyasının yapılan incelemesinde, erkek tarafından 2012 yılında açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren tarafların üç yıl içerisinde bir araya gelmedikleri değerlendirilerek bu davada erkeğin sadakatsizliğine ilişkin herhangi bir kusur tespitinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, erkek yalnızca ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/237 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermekle tam kusurludur.
4721 sayılı Kanun'un 174 ünci maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevî tazminata hükmedilmesi için boşanmaya sebep olan olayların, tazminat talep eden tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir. Dosyada mevcut delillerden erkekten kaynaklanan ve davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddî bir hadisenin varlığı kanıtlanmış değildir. Davalı erkeğe, dayanak davada yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar ise manevî tazminatı gerektirmez. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen koşullarının gerçekleşmediği nazara alınmadan kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin, yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin maddî ve manevî tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) numaralı paragrafta gösterilen nedenlerle manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,
b) Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.