Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8718 E. 2023/6308 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmış eşler arasındaki ortak çocukla anne arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasının çocuğun üstün yararına olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Annenin bipolar afektif bozukluğu nedeniyle iki kez kısıtlanmış olması, çocuğun anneyle görüştükten sonra psikolojik sorunlar yaşaması, annenin çocuğa uygunsuz davranışlarda bulunması ve çocuğun bu görüşmelerden olumsuz etkilenmesi gibi hususlar gözetilerek, kişisel ilişkinin kaldırılmasına dair istinaf kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1859 E., 2023/2235 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/476 E., 2023/200 K.

Taraflar arasındaki çocukla kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması veya yeniden düzenlenmesi davası ile birleşen velayetin değiştirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin ve velayetin değiştirilmesi davasının reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak ilgili yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, ortak çocuk ...'nın velayetinin babasına verildiğini, tarafların başka şehirde oturmaları halinde her yıl 15 Temmuz saat 10.00'dan 15 Ağustos saat 17.00'ye kadar ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, kişisel ilişki süresi yılda 1 ay olarak belirlenmesine rağmen davacı babanın iyi niyetli davranarak, kızının annesinin yanında yaz tatillerinde 2 ay, yarıyıl tatillerinde de 10 gün süreyle kalmasına izin verdiğini, ancak babanın göstermiş olduğu bu iyi niyeti davalı annenin suiistimal ettiğini, anne ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin devam etmesi halinde çocuğun bu durumdan bedensel, ruhsal ve ahlaki yönden zarar göreceğini, ortak çocuğun derslerinde çok başarılı olduğunu, mevcut durumun kızının derslerine olumsuz yansımaması için babanın üstün gayret gösterdiğini belirterek anne ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin öncelikle kaldırılmasına, aksi taktirde sınırlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilikleri boyunca erkeğin, kadına sürekli olarak şiddet uyguladığını, erkeğin ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesi halinde anlaşmalı boşanmayı kabul ettiğini, kadının hem bir an önce boşanmak, hem de o sırada kendisinin Cizre'de öğretmen olması, erkeğin Samsun'da bulunması, erkeğin koşullarının kadına nazaran daha iyi olması nedeniyle çocuğun velayetinin babaya verilmesini kabul etmek durumunda kaldığını, babanın, anne ile çocuğun görüşmesi konusunda sürekli zorluk çıkardığını, bayramlarda, özel günlerde telefonla dahi görüştürmediğini, 2018 yılı yaz ayından beri annenin kızını göremediğini, 2-3 aydır kızı ile telefonda görüşmesine babanın engel olduğunu, velayet hakkını kötüye kullandığını, öğretmen olan kadının anne ve babasıyla yaşadığını, çocuğuna iyi bakabilecek durumda olduğunu belirterek ortak çocuğun velayetinin babadan alınarak anneye verilmesine karar verilmesini, asıl davanın kötü niyetli açıldığını ve asılsız olduğunu iddia ederek asıl davanın reddini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların boşandıkları, ortak çocuk 02.02.2011 doğumlu ...'nın velayetinin babasına verildiği, annesi ile arasında kişisel ilişki kurulduğu, davacı babanın bu kişisel ilişki için dava açtığı, annenin psikolojik rahatsızlığının bulunduğu, çocuğa iyi bakmadığı, çocuğun anne yanına gittiğinde psikolojisinin bozulduğu, annenin çocuğun sağlığı ile konularla ilgilenmediği, çocuğun bu nedenle psikolojik destek aldığı konularını ileri sürdüğü, anne tarafından bu iddiaların reddedildiği, annenin Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.02.2017 tarih ve 2017/82 Esas , 2017/288 Karar sayılı kararı ile hastalık nedeniyle 1 yıl süre ile kısıtlanmasına karar verildiği, anılan kısıtlılık kararının aynı Mahkemenin 22.11.2018 tarihli ek kararı ile kaldırıldığı, Mahkemece alınan 22.07.2019 tarihli raporda davalının hastaneye sevk edilerek çocukla kişisel ilişki kurmasına engel bir durumun bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınması, davalının kişisel ilişki kurmasına engel ruhsal bozukluk bulunup bulunmadığının tespit edilmesinin gerektiğinin belirtildiği, davalının hastaneye sevkinin sağlandığı, davalı hakkında karar verilmesi için gözlem altına alınmasının gerektiğinin bildirildiği, alınan heyet raporuna göre davalının hastalığının iyilik döneminde olduğu, düzenli tedaviyle çocuğu ile kişisel ilişki kurmasına engel bir durum bulunmadığının bildirildiği, tarafların tanıklarının dinlendiği, delillerinin toplandığı, davacı tanık beyanlarına göre, çocuğun anne yanına gidip geldikten sonra huyunun değiştiği, anne yanında kilo aldığı, çocuğun erken ergenlik dönemine girdiği, davalının çocuk için beddua ettiği, davalının davacı tarafa sürekli kötü sözler içeren mesajlar attığı, davalının psikolojik rahatsızlığı bulunduğu hususlarında beyanda bulundukları, davalı tanık beyanlarına göre, davacının çocuğu davalıya göstermediği, davalının çocuğa karşı kötü davranmadığı, çocuğun annesinin yanından ayrılmak istemediği hususlarında beyanda bulundukları, çocuğun psikolojik tedavisine ilişkin evrakların dosya arasına alındığı, doktor raporuna göre çocuğun anksiyete bozukluğu tanısı ile ilaç tedavisi gördüğü, çocuğun anne ile görüştüğü yaz döneminden sonra tekrar doktoruna başvurulduğu, doktor raporuna ve 28.08.2020 tarihli tanıya göre çocuk için travma sonrası stres bozukluğu tanısı koyulduğu, davalının sağlık kayıtlarının istendiği, bu kayıtlar doğrultusunda davalı hakkında yeniden vesayet ihbarında bulunulduğu, Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.04.2022 tarih ve 2022/81 Esas , 2022/677 Kararı sayılı kararı ile davalının yeniden 1 yıl süre ile kısıtlanmasına karar verildiği, dava devam ederken davacının da hükümlülük nedeniyle kısıtlandığı, tarafların vasilerinin davayı takip ettikleri, çocuğun anne yanında olduğu 2022 yılı Ağustos ayında çocuğun babasını aradığı, annesini şikayet ettiği, konunun Konya/Meram Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne iletildiği, Müdürlük tarafından hazırlanan raporda davalı anne ile çocuğun ikamet dışı yerlerde görüşmesinin risk teşkil ettiğinin bildirildiği, tüm bu durumlar dikkate alınarak dava konusu hakkında uzman heyetten rapor alındığı, alınan raporda çocuğun velayetinin babaya verilmesinin, anne ile çocuğun yatılı olmayacak şekilde görüşmesinin uygun olduğunun bildirildiği, itirazlar üzerine ek rapor alındığı, alınan raporun da ilk raporla uyumlu olduğu, çocuğun da talimat yolu ile beyanının alındığı, çocuk da beyanında davacının davasında ileri sürdüğü hususlarda beyanda bulunduğu, buna göre davalının sürekli olarak psikolojik rahatsızlığının bulunduğu, bu rahatsızlık nedeniyle iki kez kısıtlanmasına karar verildiği, süreli kısıtlılık kararı verilmiş ise de doktor raporlarına göre bu durumun tekrarlama ihtimalinin bulunduğu, çocuğun baba yanında iyi şekilde bakıldığı, alınan tüm raporlarda velayetin babaya verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, davacının hüküm giymesinin tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli olmadığı da görülmekle müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi için açılan birleşen davanın reddine, asıl davada annenin yaşadığı rahatsızlığın çocuk ile görüşmesinde sorun yaşanmasına sebep olduğu, alınan raporda davalının tedavisine devam etmesi halinde kişisel ilişki kurulmasına engel durum olmadığının belirtildiği, ancak çocuğun anne yanına gittiği her dönemde psikolojik açıdan sorun yaşayarak döndüğü, çocuk ve ergen psikiyatrisinde tanı alarak tedavi gördüğü, yaşadıklarından etkilendiğinin bildirildiği, çocuğun beyanında da anne ile yaşadığı dönemden olumsuz etkilendiğinin tespit edildiği, son yaşanan olayda davalı annenin çocuğu alıp başka bir yere götürdüğü, davalının ailesinin de bu duruma engel olamadığı, çocuğun annesi ve annesinin ailesi ile görüşmek istediği, ancak yanında kalmak istemediğini belirttiği, alınan raporların da yatılı kişisel ilişkinin uygun olmadığını belirttiği görülmekle davalı anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek son alınan rapor doğrultusunda yatılı olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesine, ortak çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişkinin, her ayın son haftası Pazar günü saat 09.00'dan aynı gün 18.00'a kadar, her yıl 1 Temmuzdan 10 Temmuza kadar (10 Temmuz dahil) günlerinin tamamında yatılı olmayacak şekilde sabah saat 09.00'dan aynı gün 18.00'a kadar davalı anne tarafından davacı baba yanından ortak çocuğun bizzat alınıp, süre sonunda bizzat teslim edilmek suretiyle düzenlenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddi ve kurulan kişisel ilişkinin tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişkinin sınırlandırılması ve kendi velayet davasının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; annenin istinaf taleplerinin incelemesinde; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle annenin tüm istinaf istemlerinin esastan reddine, babanın istinaf talepleri yönünden ise; toplanan deliller, tarafların beyanı, alınan tüm uzman raporları, kadının ve çocuğun tedavi evrakları, çocuğun beyanları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, annenin ortak çocuk ile kişisel ilişki kurduğu zamanlarda çocuğun hastalığı gereği olan sağlıklı beslenmesine dikkat etmediği ve yememesi gereken şeyleri yedirdiği, çocuğun yaşına uygun olmayacak şekilde içeriğe sahip korku filmlerini izledikleri ve çocuğun bu şekilde çizgi filmleri izlemesine müdahale etmediği, çocuğa karşı korkutucu, soyut söylem ve davranışlarda bulunduğu, banyonun elektriğini kapatarak çocuğu bir süre banyoya kilitlediği, çocuğa bir çok kez vurduğu, ağzına sigara soktuğu, çocuğun annenin yanında korktuğu ve kendisini güvende hissetmediği, annenin bipolar afektif bozukluk hastalığı nedeniyle iki kez kısıtlandığı ve halen kısıtlı olduğu, annenin bu davranışlarının çocuğu olumsuz etkilediği ve çocukta psikolojik rahatsızlıklar başladığı, bu şekilde çocuğun anne ile görüşmesinin çocuğun sağlığı ve gelişimine zarar verdiği, 2022 yılı Ağustos ayında anne çocuğu aldığında çocuğu ile bir arkadaşının evinde kaldıkları, arkadaşının evin duvarlarında birşeyler gördüğünü söylemesi nedeniyle çocuğun bu evde korktuğu ve babasını aradığı, bu olay üzerine Konya Meram Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürlüğünce inceleme yapılarak uzman psikolog tarafından kadının refakatçi olmadan kızı ile ikamet dışı gideceği yerlerde risk durumunun oluşabileceğini söylediği, kadının anne ve babasının ise bu konuda kızlarını takip etme noktasında sorumluluk alamayacaklarını belirttikleri görülmekle, çocuğun annesi ile kişisel ilişki kurmasının bu aşamada çocuğa yarar sağlamadığı ve üstün yararına olmayacağı kanaati ile ve kişisel ilişkinin ilerde değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir olması da nazara alınarak babanın bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin tümüyle kaldırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; anne ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesinin çocuğun üstün yararına, usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; kişisel ilişkinin kaldırılması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların ortak çocuğu ile anne arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirecek bir durumun varlığının ispatlanıp ispatlanmadığı, kişisel ilişkinin kaldırılmasının ortak çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 325 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...