Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8720 E. 2023/6401 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur durumu, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası miktarı ve vekâlet ücreti takdiri uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusursuz olmadığı, erkeğin davasının da kabulüne karar verildiği halde erkek yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının belirlenirken hakkaniyet ilkesinin gözetilmemesi ve kadının ekonomik durumunun yeterince değerlendirilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararı kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1524 E., 2023/1535 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve tedbir nafakası davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe ile hüküm arasında çelişki olması sebebiyle bozulmasına, bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın vekili 01.11.2021 tarihli tedbir nafakası dava dilekçesinde özetle; davalının askeri personel olduğunu ve şiddete meyilli olduğunu, kendisinin ailesi ile birlikte Kayseri'de yaşadığını ve ev hanımı olduğu için hiçbir maddî gelirinin olmadığını, davalının aylık 10.000,00 TL civarında geliri

olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 197 nci maddesi gereğince davasının kabulüne, kendisi yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı - davalı kadın vekili 05.05.2022 tarihli dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kendisini tehdit ve darp ettiğini, bu sebepten psikolojisinin bozulduğunu, ailesinin de tehdit ettiğini, evden kovduğunu, ailesinin evin bastıklarını, daha önce de karşılıklı dava açtıklarını ve barıştıkları için feragat ettiklerini ancak şiddet ve tehdit olaylarının devam ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap ve 23.12.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin görevi nedeniyle başka şehire gittiğini, bu süre içinde izin alamadığını, tayininin çıktığı yere taşındıklarını, kadının bu yeni yerde gereksiz borca sokarak tüm eşyaları yenilediğini, ailesinin baskısı nedeniyle ailesinin yanına gittiğini, gittikten 4 gün sonra darp raporu aldığını, kendisine iftira attığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı ve 197 nci maddesi gereğince kadının davalarının reddine, kendi davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.01.2023 tarihli ve 2021/772 Esas, 2023/11 Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadına şiddet uyguladıgı ve kadını tehdit ettiği, kadının erkeği her defasında affettiği, ancak son olayda davalı erkeğin kadına yine şiddet uyguladığı buna ilişkin darp izlerini davacı tanığı ...'ın gördüğü, erkeğin davasına konu yaptığı fotoğrafların ise güncel fotoğraflar olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince erkeğin davasının reddine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, boşanma davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2023/661 Esas, 2023/652 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenilen şiddet ve tehdit vakıalarının gerçekleştiği, erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin doğru olduğu; kadının evlilik öncesi erkek arkadaşı ile çekilmiş fotoğraflarını ve görüntülerini evlilik içerisinde saklanmasının eşinin güvenini sarsan bir davranış olarak kabulünün gerektiği; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği; kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarının tarafların ekonomik durumu, kusurun ağırlık derecesi, mevcut ve beklenen menfaatler ile kişilik hakları ihlali ile hakkaniyet ilkesi gözönüne alındığında yüksek olduğu; evlilik süresinin azlığı, kadının yaşı dikkate alındığında ise hakkaniyet gereğince kadın yararına bir defaya mahsus olacak şekilde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, gerekçenin düzeltilerek, kadın yararına toptan 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata; erkeğin diğer istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 14.06.2023 tarihli ve 2023/4879 Esas, 2023/3203 Karar sayılı kararı ile somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince kararın gerekçesinde erkeğin, eşine şiddet uygulayıp onu tehdit ederek ağır kusurlu, kadının ise eski erkek arkadaşının fotoğrafını saklayarak güven sarsıcı davranışı nedeniyle az kusurlu olduğunun bu kusur durumuna göre erkeğin davasının da kabulü gerektiğinin belirtildiği, hüküm fıkrasında ise erkeğin davası hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı gibi sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmek suretiyle de gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, Bölge Adliye Mahkemesince, hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmadan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen fiziksel şiddet ve tehdit vakıalarının ispatlandığı, kadının ise evlenmeden önce sevgilisi olan... isimli kişi ile çekildiği fotoğrafları saklayarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, erkeğin davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinde ise herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların 4 ay bir arada yaşadığı, kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tazminatların miktarlarının çok olduğu belirtilerek; davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün tamamen kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının irat şekilde ödenmesi talebinin reddine, kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat, kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, bozma sonrası duruşma açılarak bozma doğrultusunda hüküm oluşturulduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2021 tarih ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı kararı gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren davalı-davacı erkek yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, kusurun ağırlığı dikkate alındığından kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu, yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesi ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışının bulunmadığı, kadının davasının ispatlanmadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği, tam kusurlu olan kadın yararına tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin davasının da kabulüne karar verildiği halde erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile yoksulluk nafakasına irat şeklinde hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı ve vekâlet ücreti düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına ve özellikle nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı- davalı kadın yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen 05.01.2023 tarihli kararın kadın tarafından istinaf edilmediği ve bu suretle erkek yararına miktar yönünden oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilmek suretiyle daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

4.Davalı-davacı erkek yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiştir. Erkeğin davası kabul edildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı-davacı erkek yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücreti takdir edilmemesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının toptan yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarları yönünden ... kadın yararına, vekâlet ücreti yönünden ise davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...