"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1278 E., 2023/1455 K.
Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesi'nin 21.02.2023 tarihli ek kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(6100 sayılı Kanun)'nun 344üncü maddesi gereğince davacı tarafça katılma yolu ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacılar vekili ve adli yardım talepli olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usuli eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu, eksik harcın tamamlanması için tebliğ edilen muhtıra ile davacılar vekillince verilen kesin süre içerisinde harcın tamamlanmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi'nce ek karar ile davacı tarafça katılma yolu ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacıların Bölge Adliye Mahkemesinin esastan red kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 1965 yılında evlenmiş olduklarını, mahallelerinde Ayşe isminde bir kadının doğum yaparken öldüğünü , bebeğinin kimsesiz hayatta kaldığını ve mahallede bebeğin babasının da kim olduğunun bilinmediğini öğrendiklerini, bu kimsesiz bebeği sahiplenmek istediklerini, 1973 yılının Kasım ayında bebek doğduktan 15 gün kadar sonra doğum yapıp ölen kadının ev sahibinden bu bebeği aldıklarını ve sahiplendiklerini, bebeğe 1 yıl boyunca bakıp büyüten davacıların 1974 yılında gerçeğe aykırı beyanda bulunarak davalıyı kendi öz çocuklarıymış gibi nüfuslarına kayıt ettirmiş olduklarını, davalı gerçeğe aykırı olarak davacıların alt soyu olarak gözüktüğünden davalının tek amacının davacıların alt soyun üst soydan talep edebileceği tüm hakları talep edip yararlanmak olduğunu, bu durumun DNA testi ile ortaya çıkacağını iddia ederek davanın kabulü ile nüfusta davalının anne ve babası olarak gözüken davacıların çocuğu olarak gözüktüğü nüfus kaydının iptali ile tarafların nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; evlatlık görevini yerine getirdiğini, babasının emekli olduğunu, maddî durumunun iyi olduğunu, ev hanımı olduğunu, eşinin çalışmadığını, ciddi sağlık sorunları yaşadığını, yedi kere kanser hastalığından ameliyat olduğunu, yardım nafakası davasının bekletici mesele yapılmasını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
2.Nüfus Müdürlüğü Temsilcisi cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ve davalı ...'ın DNA incelemesine esas kan ve doku örnekleri alındıktan sonra ATK'dan rapor tanzimi istenilmiş olduğu, ATK tarafından düzenlenen 11.11.2022 tarihli raporda davacıların ...'ın anne ve babası olmadığı tespit edilmekle bu raporun esas alındığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının davacılar ... ile ...'ün çocuğu olmadığının tespiti ile, ... ile davacıların nüfus kayıtlarının bu tespite göre düzeltilmesine, davanın mahiyeti gereği davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davanın mahiyeti itibariyle vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davacılar katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne dair kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup bu surette hatalı olduğunu, davanın davalının nüfusa kayıtlı olduğu Adana ilinde veya davalının ikametgah mahkemesinde açılması gerekmekte olduğunu, bu hususun yetki kuralı olduğunu, yetki ve görev hususundaki kurallar gereği öncelikle usulden reddi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle davanın kabulü yönündeki kararın hatalı olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, yasal şartları da taşımamakta olduğunu, davacıların 48 yıl sonra eldeki davayı açmalarının dürüstlük kurallarıyla bağdaşmamakta olduğunu, dosyadaki DNA sonuçlarının davalının halen devam eden hastalığı sürecisinde yaptırılmış olması ağır kanser tedavisi gören ve bir çok tıbbi işleme maruz kalan davalının DNA eşleştirme sonuçlarından bu süreçte sağlıklı sonuç elde edilip edilemeyeceğinin raporda tartışılmadığını beyan ederek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davacılar katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf dilekçesindeki davacılar aleyhindeki hususları, yetki, görev ve zamanaşımı itirazlarını kabul etmediklerini, İlk Derece Mahkemesi'nce davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, yargılama giderlerinin davacıların üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu hususun kamu düzeninden sayılacağını ve düzeltilmesi gerektiğini beyan ederek yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
3.İlk Derece Mahkemesi'nin 21.02.2023 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin 24.12.2022 tarihli katılma yoluyla istinaf dilekçesi sunduğu, davacı vekiline istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı miktarının bir haftalık kesin süre içerisinde Mahkeme veznesine yatırması, aksi taktirde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılacakları ihtarlı muhtıra tebliğ edildiği ancak eksik istinaf harcının davacı vekili tarafından tamamlatılmadığı anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi gereğince davacı tarafça katılma yolu ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf talebinde bulunulmamıştır.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, davanın kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup; uyuşmazlık, davanın kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, ATK raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, davacıların istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiğinden istinaf etmeyenin esastan ret kararını temyiz edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 inci ve 36 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 30 uncu, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı vekilinin adli yardım talebinin KABULÜNE,
3.Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.