"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/898 E., 2023/1144 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/451 E., 2022/251 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, davacının ikinci evliliği olduğunu, ilk evliliğinden çocukları, torunları olduğunu, davalının birlikteliklerinden ilk günden itibaren sorunlar yarattığını, defalarca ayrıldığını, ancak belki ileride düzelir umudu ile tekrar birliktelik sağlandığını, davalının iftiralar attığını, davacıya karşı olumsuz tavırlar gösterdiğini, haksız ithamlarda bulunduğunu, hatta davacının torununa şiddet uyguladığını, kolunu sıkıp ananı da al git diyerek evden kovduğunu, davacının hastanede ameliyat esnasında davalının ziyareti istememesi nedeniyle çocuklarını ve torunlarını göremediğini, davalının kişisel temizlik ve ev temizliğine dikkat etmediğini, davacının davalının hastalığında özel hastanelerde tedavi ettirip ilgilendiğini, davalının eşine kahvaltı ve yemek hazırlamadığını, ilgi göstermediğini, tarafların bir yıldır ayrı yaşadıklarını, bu nedenlerle boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davalının davacının hastalığı esnasında hep yanında olduğunu, tedavisini yurt dışındaki kardeşlerinden borç alarak yaptırttığını, hasta bakıcı gibi ilgilendiğini, davacının iyileştikten sonra davalıya karşı olumsuz, aşağılayıcı tavırlar sergilediğini, hatta eski eşi ile görüşmeye başladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve ortak yaşamın çekilmez hale gelmesinin söz konusu olmadığını, davacının ağır kusurlu davranışları sebebiyle tek taraflı evliliği sona erdirmeye çalıştığını, davanın reddine karar verilmesini, davalının hiçbir geliri ve mal varlığı olmadığını, ailesinin yanına sığındığını, aylık 1,500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 60,000,00 TL maddî, 100,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: tarafların 26.09.2017 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının olmadığı, davalı kadının davacı erkeğin önceki evliliğinden olan torununa şiddet uyguladığı, erkeğin çocuklarıyla görüşmesine engel olmaya çalıştığı, eve geldiklerinde sorun çıkardığı, evin temizliğine dikkat etmediği, davacı erkek hastaneden eve geldiğinde eşin hijyen sağlayamadığı, erkeğin ise kadına karşı aşağılayıcı davranışlarda bulunduğu, hakaret ettiği, maddî destekte bulunmadığı, eski eşi ile olağandan fazla sık sık görüşerek güven sarsıcı davrandığı anlaşılmakla; tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, bu nedenle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın için aylık 300,00 TL olarak verilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 200,00 TL artırımı ile aylık 500,00 TL olarak devamına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlenmesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakanın miktarı, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlenmesi, davanın kabulü nafakanın miktarı, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulması için temyiz yoluna başvurmuştur.
2-Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına verilen nafakalar yönünden kararın bozulması için temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ve miktarı ile kadının reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi;
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.