Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8744 E. 2024/6655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tazminat ve nafaka miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, davacı-davalı erkek vekilinin temyiz sebeplerinin kararı bozmaya yeterli görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1211 E., 2023/1230 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/876 E., 2022/144 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, davalı ...'in ve ortak çocuk ...'nun Almanya'da yaşadığını kendisinin Türkiye'de olduğunu, sadece kağıt üzerinde olan evliliklerini bitirmek için daha önce de dava açtığını, ancak açmış olduğu davanın reddedildiğini, bu süre zarfında tekrardan bir araya gelmediklerini, 3 yıllık fiili ayrılık süresinin geçtiğini, davalı eşin müşterek çocuğun velâyeti hususunda Alman mahkemesinde dava açtığını, bu dava sonucunda ortak çocuğun velâyetinin davalı eşine verildiğini, fiili ayrılık nedeniyle red kararının kesinleşmesinden bu yana 3 yılı aşkın süre geçtiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı annesine bırakılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen/karşı dava dilekçesinde özetle tarafların ortak çocuklarının taraflar Almanya' da iken dünyaya geldiğini, erkeğin geri döneceğim diyerek müvekkilini ve müşterek çocuğu Almanya' da bırakıp Türkiye' ye döndüğünü, bir daha da geri gelmediğini,erkeğin yabancı uyruklu olduğu zannedilen bir kadın ile birlikteliği olduğunu ve ... isimli 2016 doğumlu bir çocuk sahibi olduğunu, eşini aldatan ve başka bir kadınla birlikte yaşayan davacının, evlilik birliğinin bu hale gelmesinde tam kusurlu olduğunu ileri sürerek erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk ...' nun velâyetinin müvekkiline verilmesine,ortak çocuk ... için 1.000,00 TL ve kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kesinleşmeden sonra yardım ve yoksulluk nafakası olarak devamına, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evi terk ederek birlik görevlerini yerine getirmediği ve ayrılık döneminde kadın hakkında başka bir kusur ispatlanamadığı ayrıca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası şartlarının oluştuğu belirtilerek, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca ve kadının davasının da 4721 sayılı Kanun'un birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk lehine 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ayrıca kadın lehine 17.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf da istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminat ve nafakaların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafakaların hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve son fıkraları, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.