Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8746 E. 2024/6583 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, hükmedilen yoksulluk ve tedbir nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/970 E., 2023/1224 K.

KARAR : İstinaf başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gebze 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/351 E., 2022/92 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkek eşin müvekkilin ve ortak çocuklardan ...'a şiddet uyguladığını ve oğlunu evden kovduğunu, müvekkiline yönelik pek çok onur kırıcı, aşağılayıcı davranışlarının ve müvekkilin kendisine, ölmüş gitmiş aile büyüklerine, yakınlarına küfür ve hareket ettiğini, 2014 yılında boşanma davası açtığını ancak davalı tarafın söz verip ikna etmesi üzerine davadan vazgeçtiğini, davalı erkeğin eve hiç katkı sağlamadığını, çocuk ...'un çalışma masasına mermi, müvekkilinin yatağına bıçak/satır koyduğunu "korkun benden sizi öldürmek bu kadar kolay" şeklinde mesaj çektiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun içindeki eşyalarla birlikte aile konutu olarak müvekkiline özgülenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, oğlu ...'un müvekkilini tuttuğunu ve kadının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, onurunu kıracak şekilde ön mahrem yerini sıkarak, hakaretler ettiğini, kazanmış olduğu paraları kesinlikle ev ihtiyaçları için harcamadığını, biriktirdiğini ve yatırım yaptığını, bu birikimi ile kendi adına kayıtı bir otomobil aldığını, bunu da müvekkilinden sakladığını, müvekkiline her gün işe giderken "inşallah kara haberin gelir" şeklinde beddualar ettiğini, ortak çocuk ...' un babasına küfür ederek evi terk ettiğini, tarafların ortak biriktirmiş oldukları nakit parayı davacı eşin alıp evi terk ettiğini beyan ederek; davanın reddini, aksi kanaatte, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olması nedeniyle müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, eşini bacağından bıçaklayıp burnunu kırdığı, eşini ve çocuklarını evden kovduğu, bu nedenle 6 yıl kadar önce davacının çocuklarını da alarak evden ayrıldığı, ancak bir süre sonra tarafların yeniden bir araya geldikleri, 2013 yılında taraflar arasında yaşanan bu olay sonrasında taraflar bir araya geldiklerinden ve birlikte yaşadıklarından bu tarihten önceki affedilmiş sayılan vakıalar hükme esas alınmadığı, 2013 yılında yeniden bir araya gelmelerinden sonra, bir kaç ay sorun yaşamadıkları ancak daha sonra yeniden taraflar arasında geçimsizlik başladığı, davalı erkek eşin sürekli küfür ettiği, çalıştığı ve gelir sahibi olduğu halde evin, eşinin ve çocuklarının masraflarını karşılamadığı, market, pazar, çocukların giyecek ve okul ihtiyaçlarını karşılamadığı, bazı faturaları ödediği ancak bazen de "bunu siz ödeyeceksiniz" diyerek küfür ettiği, bu suretle davacı kadın eşe duygusal ve ekonomik şiddet uygulayarak hakaret ettiği, davacı kadın eşi başkalarından kullanılmış eşya almak zorunda bıraktığı, ev eşyalarını kırıp döktüğü, pencereden attığı, ortak çocuk ...'un masasına mermi koyarak onu tehdit ettiği, çocuğuna "siz orospu çocuğusunuz" dediği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, son olarak Ekim 2020'de ortak çocuk ...'u "yarım saatin var evi terk etmek için, aksi halde seni vururum" diye tehdit ederek evden kovduğu, ortak çocuğun evden ayrılmasından bir kaç gün sonra eve gelip eşyalarını alması nedeniyle taraflar arasında yaşanan tartışma sonrasında davacı kadın eşin evden ayrıldığı, kadının ise; başkalarının yanında eşine "seni boşarım, senin yaşında eşek bile kalmadı" diyerek duygusal şiddet ve hakaret içerikli söylemlerde bulunduğu, bu nedenlerle, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davacı kadının az, davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, dava tarihi itibarıyla çalışmayan, işsizlik maaşı alan davacı kadın eş yargılama devam ederken çalışmaya başlamış ise de, kısmi zamanlı olarak çalıştığı, asgari ücretin altında kazancının bulunduğu kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini çocuklarının önünde dövdüğünü, ergin oğullarına silah çektiğini ve yine bedensel şiddet uyguladığını, ortak çocuk ...’u ve müvekkilini evden kovduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının son derece az olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının tazminat ve nafaka yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tarafların boşanmasını gerektirir şekilde kusurlu bir hareketinin söz konusu olmadığını, yetersiz deliller ile karar verildiğini belirterek; tazminat ve nafaka yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın esas itibariyle usul ve yasaya uygun olduğu ancak evlilik süresi, mahkemece kabul edilen kusur ağırlığı, kusurların birbirine oranı, davalının emekli olup halen bir işte çalıştığı ve mal varlığı birlikte gözetilip sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının mahkemece belirlenenden daha yüksek olması gerektiği, davalı erkek vekilinin cevap dilekçesinde talep ettiği tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasına, erkeğin talep ettiği tazminatların değerlendirilmemesi yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın yararın aylık 1.500,00 TL tedbir 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 maddî ve 50.000,00 manevî tazminata, davalı erkek eşin maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararı kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.