Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8748 E. 2024/6654 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları ile yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü bozma nedenlerinin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/537 E., 2023/861 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/97 E., 2020/654 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar birlikte olduktan bir süre sonra müvekkilinin davalının uyuşturucu kullandığını fark ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin hemen ayrılmaya çalıştığını ancak davalının üvekkilini çok sevdiğini söyleyerek müvekkilini ikna ettiğini, davalının düzenli kokain kullanmasından kaynaklı fiziksel ve mental açıdan yıpranmış bir dönem geçirdiğini, defalarca yoksunluk ve öfke nöbetleri yaşadığını, kariyerinin en parlak döneminde davalının uyuşturucu alışkanlığından kurtulabilmesi için işinden ayrıldığını, tüm sosyal çevresinden de uzaklaştığını, bir süre sonra davalının Hepatit-C hastalığına yakalandığını, ekonomik ve sosyal güvence açısından destek olmadığını, davalının hem uyuşturucu alışkanlığı hem de Hepatit-C tedavisi nedeniyle uzunca bir süre çocuk isteğini ertelemek zorunda kaldığını, davalının tedavisi bittikten sonra müvekkilinin çocuk isteğini görmezden geldiğini, sürekli oyaladığını, anne olmasına engel olduğunu, sürekli olarak müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, eşyalara zarar verdiğini, komşuların duyabileceği kadar yüksek sesle müvekkiline ve müvekkilinin ailesine yönelik sinkaflı küfürler ettiğini, davalının müvekkilini defalarca dövdüğünü, vücudunda çeşitli yaralanmalara neden olduğunu, müvekkilinin saçını koparttığını, nedensiz şekilde küfürler ettiğini, kavga çıkarttığını, kapıyı yumrukla kırdığını, iş yerindeki çalışan temizlik görevlisinin müvekkiline saygısızca davrandığını, yine aynı kadının telefonla aradığında seviyesiz bir şekilde konuştuğunu, davalının o kadını işten çıkaracağını söylediğini, ancak aylar sonra halen davalının yanında çalıştığını, davalının müvekkili ile uzun yıllardır cinsel ilişki kurmak istemediğini sürekli olarak porno filmler izlediğini, davalının tekstil işiyle uğraşan birden çok şirketin sahibi olduğunu, uluslararası ithalat ve ihracat yapan şirketleri olduğunu, müvekkiline mütemadiyen ekonomik şiddet uyguladığını, eve gelmemeye başladığını, ortalıktan kaybolduğunu, m müvekkili ile vakit geçirmekten imtina ettiğini, birkaç gün dışarıda kaldıktan sonra gelip banyo yapıp kirli çamaşırlarını bırakıp yeni kıyafetlerini alıp evden ayrıldığını, nereye gittiğine dair bir açıklama yapmadığını, davalının geçen ay Beşiktaş'ta arabada birlikte giderlerken müvekkiline durduk yere "İn arabamdan" diye söylediğini, yol ortasında müvekkilini bırakıp gittiğini, o tarihten bu yana da müşterek konuta gelmediğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş erkek tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadının maddî ve manevî ihtiyaçlarına karşı duyarsız kaldığı ve bunları karşılamadığı, davacı kadının aile üyelerine ait nişan, düğün gibi merasimlere davalıyla kavga ettiğinden bahisle ve davalının izin vermemesi üzerine katılamadığı, davacı kadının bayramlarda aile üyelerine yaptığı ziyaretlere davalı olmadan tek başına gittiği, davalı ile birlikte katıldığında aralarında hep bir gerginlik olduğu, davalının davacı kadının kendisine ulaşmasını istemediğinden bahisle telefonunu engellediği, çoğu zaman davacıya maddî yardımda bulunmayarak evin ve davacının şahsi ihtiyaçları için para vermediği, eve düzenli bir şekilde gelmediği, tarafların 1-2 yıldır yataklarını ayırdıkları ve karı-koca ilişkilerinin bulunmadığı, davalının davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıya hakaret ettiği, davacı kadın bebek istemesine rağmen davalının çocuk yapmaktan kaçındığı ve gerekli tedavilere gitmediği belirtilerek, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ve aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ayrıca kadın lehine 14.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ve ferileri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının maddî ve manevî ihtiyaçlarına karşı duyarsız kalıp karşılamayan, eşinin aile üyelerine ait nişan, düğün gibi merasimlere katılmasına izin vermeyen, bayram ziyaretlerine eşlik etmeyen, katılması halinde gerginlik yaratan, eşinin telefonunu engelleyen, eve düzenli bir şekilde gelmeyen, fiziksel şiddet uygulayan, hakaret eden ve kadının çocuk sahibi olması isteğine rağmen çocuk yapmaktan kaçınan, gerekli tedavilere ve doktor kontrollerine gitmeyen erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu, tazminatlara faiz talebi hakkında karar verilmemesinin isabetsiz olduğu, kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilme koşulları gerçekleştiği belirtilerek, tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ile boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren toptan 60.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminatların ve nafakaların miktarı ile yoksulluk nafakasının toptan olması yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarı ile toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.