Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8753 E. 2024/4662 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, velayet ve nafaka miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların delilleri ve iddiaları ışığında ulaşılan sonucun hukuka uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1778 E., 2023/513 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/297 E., 2022/178 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, evden kovulduğunu, davalının görme engelli olduğunu bütün fiziksel ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını, davalının kadına ve müşterek çocuklara hakaret ve küfür ettiğini, erkeğin kök ailesinin müşterek konuta karıştıklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, görme engelinden dolayı davacı tarafından aşağılandığını, fiziksel şiddete uğradığını, tüm kazancının davacının elinde olduğunu iddia ederek kadının davasının reddine hükmedilmesini boşanmaya karar verilir ise; boşanmada davalının kusurunun bulunmaması nedeniyle davacının nafaka talebinin reddine, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin davalı babaya verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dinlenen davacı tanıklarının beyanından davalı erkeğin ortak çocuğa ve davacı kadına küfür ve hakaret ettiği keza aile bireylerine ekonomik şiddet uyguladığının sübut bulduğu dinlenen davalı tanıklarının ise duyuma dayalı anlatımlarda bulundukları ve taraflar arasında herhangi bir geçimsizliğe şahit olmadıklarını beyan ettikleri, davalının ortak çocuğa ve davacı kadına karşı küfür ve hakaret ederek, ekonomik şiddet uygulayarak evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacıya ise atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ortak çocuk 20.03.2002 doğumlu Lütfiye Eylül Bekmezoğlu'nun velâyeti hususunda ve talep edilen nafaka ile ilgili olarak çocuk ergin olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Naime'nin velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk Naime yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tanıklarının dinlenilmesinin usule uygun olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının yüksek olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tanıklarının dinlenilmesinin usule uygun olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının yüksek olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesin istemiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ve miktarları, kadının tanıklarının beyanlarının alınmasının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, usul kurallarına aykırı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 240 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.