Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8777 E. 2024/5060 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, nafaka ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve usul kurallarına uygun olduğu gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2458 E., 2023/1308 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/602 E., 2022/320 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iş gerekçesi ile sık sık yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine çıkarak davacı eşini ve çocuğunu ihmal ettiği, kadını dış görünüşünü eleştirdiği ve küçük düşürdüğü, erkeğin kadın ile sosyal ortamlara girmediği, kadın rahatsızlandığında dahi yanında olmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının küçük bir sorun oluştuğunda evi terk etmeyi ve ortak yaşamı sonlandırmayı alışkanlık haline getirdiğini, kadının uzun senelerdir erkeğin ailesi ile görüşmeyip ortak konuta gelmesini istemediğini, kıskanç bir eş olduğunu, bu kıskançlıkları sebebiyle evde sinir krizleri geçirdiğini, kadının erkek ile aralarındaki cinsel yaşamı da sonlandırdığını, bağımsız bir hayat sürüp başına buyruk hareket ettiğini, erkeğe hakaret edip evdeki eşyalara zarar verdiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına aylık 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi İlk Kararında

İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2019 tarihli kararında ile özetle; tarafların delillerinin toplandığı, tanıklarının dinlendiği 09.05.2019 tarihli celsede " 11.10.2018 tarihli celse 2 nolu ara karar ile davacı karşı davalı vekiline karşı dava yönünden delillerini somutlaştırması için süre verilmiş ve karşı davalı vekili tarafından 25.10.2018 tarihli delil listesi ve tanık listesi sunulmuş ise de davacı karşı davalı vekilinin süresinde sunmuş olduğu, 17.10.2017 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde delillerini bildirdiği, tanık listesini sunduğu görülmekle ikinci tanık listesinde yer alan tanık ...'ın dinlenilmesi yönündeki ara karardan dönülmesine ve bu tanığı dinletme talebinin reddine" karar verildiği aynı gerekçe ile talimat yoluyla dinlenen davacı-karşı davalı tanığı ...'un beyanı hükme esas alınmadığı, kadın tarafından açılan davada erkeğin işi nedeni ile yurt dışı seyahatlerine çıktığı, yoğun çalıştığı, eşi ve çocuğunu da yurt dışı seyahatlere ve tatillere birlikte götürdüğü anlaşılmış ise de kadının tanık beyanlarından son zamanlarda kadının sosyal ortamlara ve davetlere yalnız ve mutsuz geldiğinin belirtildiği anlaşılmış olup, son zamanlarda erkeğin bir eş olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği için kusurlu davranışlar sergilediği kanaatine varıldığı, bunun dışında dava dilekçesinde belirtilen diğer iddiaların ispat edilemediği, karşı dava yönünden ise; özellikle tanık beyanlarından kadının evi, eşi ve çocuğu ile ilgilendiği, eşinin yurt dışı seyahatlerine çıkarken dahi valizini hazırladığı, evde yemek, temizlik gibi sorumluluklarını yerine getirdiği, ancak erkeğin voleybol kulübü yöneticiliğinden dolayı normalin üstünde bir miktar kıskançlık gösterdiği, eşinin iş yoğunluğu konusunda son dönemlerde anlayış göstermediği ve bu şekilde kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, karşı dava dilekçesindeki diğer iddiaların ispatlanamadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edildiği, dava devam ederken reşit olan çocuğun velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmada eşit kusurlu olduğu kanaatine varılan tarafların maddî ve manevî tazminat talepleri ile ilgili yasal şartların oluşmadığından bu taleplerin reddine kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın 22.09.2019 tarihi itibariyle reşit olduğu görülmekle velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri ile erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi'nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm delillerin toplanmadığını, tanıklara soru sorma haklarının engellendiğini, eşit kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, erkeğin davasının reddinin gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; eşit kusur belirlemesinin ve manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluşmayıp, tedbir-yoksulluk nafakası miktarlarının fahiş olduğunu, kadının davasının reddinin gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2021 kararı ile özetle; kadının maddî tazminat talebi bulunmamasına rağmen, kesin hüküm oluşturacak şekilde maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği, kadının 17.10.2017 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde tanık deliline dayandığı ve tanık isimleri bildirdiği, kadın tanık deliline dayanırken gösterdiği tanıklar dışında başka tanık göstermeyeceğine dair bir açıklamada bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi'nin ön inceleme duruşmasında davalı karşı davacı erkeğe delilleri ve tanıklarını bildirmesi için süre verilmiş olmasına rağmen, davacı karşı davalı tarafa ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularını tam olarak belirledikten sonra delillerini ve tanıklarını sunması için süre verilmediği, bildirmiş olduğu tanıkların celbine karar verildiği, bu itibarla, davacı karşı davalının ön inceleme duruşmasından sonra verilen süre içerisinde 25.10.2018 tarihli dilekçesi ile bildirmiş olduğu tanıklar ... ve ..., ikinci tanık listesi olarak kabul edilemeyeceği, davacı karşı davalının açıkça bu tanıkların dinlenmesinden vazgeçmediği, bu tanıklar yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 241 inci maddesinin koşulları da oluşmadığı, kadın tanığı ...'un dinlenmiş olduğu görülmekle, İlk Derece Mahkemesi'nin davacı karşı davalı tanığı ...'ın 6100 sayılı Kanun'un 243 üncü ve devamı maddeleri gereğince usulünce çağrılarak dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kadın tanığının dinlenilmesine yönelik talep reddedilerek ve dinlenmiş olan tanık ...'un beyanı da hükme esas alınmayarak eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği, tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile, 28.07.2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7251 sayılı kanun ile değişik 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) inci alt bendi gereğince, davanın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadan veya değerlendirilmeden hüküm kurulması doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının asıl ve karşı dava yönünden kaldırılmasına, kararın kaldırılma nedenine göre, taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesi Son Kararında

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dinlenen tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı-karşı davalı kadının, eşinin işi ve çevreden duyduğu dedikodular nedeniyle eşine karşı kıskançlık yaptığı, yine eşine hakaret içeren ve eşini evde istemediğine dair mesajlar attığı, geçerli bir sebebi bulunmamasına rağmen eşinin ailesi ile uzun süredir görüşmediği anlaşılmakla davacı-karşı davalı kadın bu yönlerden kusurlu sayıldığı, davalı-karşı davacı erkeğin, özellikle voleybol yöneticiliği işi nedeniyle eşini ve çocuğunu sürekli olarak ilgisiz bıraktığı, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine nadiren eşini götürdüğü, eve geç saatlerde gelerek eşini yalnızlaştırdığı, öyle ki davacı karşı davalı kadının özel kutlamalara yanında eşi olmadan gitmek zorunda kaldığı, yine 2017 yılında eşi hastalandığında, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği anlaşılmakla davalı-karşı davacı erkek bu yönlerden kusurlu sayıldığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının hafif erkeğin ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, dava devam ederken reşit olan ortak çocuğun velâyeti ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın 22.09.2019 tarihi itibariyle reşit olduğu görülmekle velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesi 05.07.2022 tarihli ek kararında özetle davacı-karşı davalı vekilinin tavzih talebinin kabulü ile, Mahkememizin 31.05.2022 tarih, 2021/602 Esas, 2022/320 Karar sayılı kararının gerekçe kısmının son cümlesinde yazılı bulunan "Açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı karşı davalı kadın yararına evlilik süresi de göz önünde bulundurularak 40.000,00 TL manevî tazminata takdir edilmiştir." şeklindeki ibarenin, "Açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı-karşı davalı kadın yararına evlilik süresi de göz önünde bulundurularak 50.000,00 TL manevî tazminata takdir edilmiştir." şeklinde tavzihine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olmasına rağmen kadının da kusurlu kabul ederek her iki dava yönünden boşanmaya karar vermesinin doğru olmadığını, tanıklara talep ettikleri sorunun sordurulmayarak savunma ve delil sunma haklarının kısıtlandığını, kararın asıl ve karşı dava yönünden bozulması gerektiğini beyan ederek boşanma, tazminat ve nafaka taleplerinin kabulü ile, karşı davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının 2. tanık listesi içerisinde yer alan ... ve ... isimli tanıklarının dinlenerek beyanlarının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kusur değerlendirmesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi, kadına bağlanan tedbir-yoksulluk nafakasının takdiri ve miktarına ilişkin istinaf başvurusunda bulunmuş olup kadının davasının reddine erkeğin davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olmasına rağmen kadının da kusurlu kabul ederek her iki dava yönünden boşanmaya karar vermesinin doğru olmadığını, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının ikinci tanık listesi içerisinde yer alan ... ve ... isimli tanıklarının dinlenerek beyanlarının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kadının davasının kabulü, kusur değerlendirmesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi, kadına bağlanan tedbir-yoksulluk nafakasının takdiri ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı boşanma davasının kabulünün, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.