Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8804 E. 2023/6379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının dosya kapsamına ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamında ve kararda hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kapsamı dışında kalan ve kesinleşen hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenemesi mümkün olmadığı gibi, bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan hususların da yeniden incelenemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1004 E., 2023/1167 K.

...

...

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; müvekkili ile davalı-davacının 1998 yılında evlendiklerini, bu evlilikten ortak bir çocukları var iken 2004 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuğun küçük olması nedeni ile tarafların 2007 yılında yeniden evlendiklerini, daha sonra 2010 yılında ikinci çocukları...'ın dünyaya geldiğini, davalının sürekli müvekkilinden para bulmasını istediğini, müvekkilini ailesinden ve akrabalarından sürekli borç para istemeye yönlendirdiğini, hatta davalı-davacının müvekkilinin annesine 7.000,00 TL tutarında kredi çektirdiğini, parayı aldığını ancak geri ödemesini yapmadığını, müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını, ters ilişkiye zorladığını, en son yaşanan son olayda müvekkilinin üzerine yürüdüğünü, hakaretler ettiğini, müvekkilini şiddetli biçimde yumrukladığını, bunun üzerine müvekkilinin şikayetçi olduğunu ve davalı-davacı hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını, müvekkilinin Kocaeli'nde yaşanan kardeşlerinin yanına sığındığını, davalı-davacının, küçük çocuğu... ile müvekkilini görüştürmediğini, davalı-davacının evlilikleri boyunca müvekkiline saygı ve sevgi göstermediğini, her defasında müvekkilini aşağıladığını, müvekkiline karşı sürekli sevmediğini, istemediğini söyleyerek ortak konuttan kovduğunu, müvekkili üzerinde baskı kurduğunu, müvekkilini ölümle tehdit ettiğini, beddua ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocuğu okula göndermediğini beyanla, tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, mümkün olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuk...'ın velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; davacı-davalının evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini ihmâl ettiğini, ev işi yapmadığını, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, sabahlara kadar oturduğunu, geç saatlerde uyandığını, müvekkiline kahvaltı hazırlamadığını, elinden telefon ve sigarayı düşürmediğini, kulaklığı takıp eşini ve ortak çocukları duymazdan geldiğini, çamaşır yıkamamaya başladığını, çamaşır yıkasa toplamadığını, ütü yapmadığını, evde bulaşıkların günlerce yıkanmayı beklediğini, hatta bir defasında davacı-davalının müvekkiline tartışma esnasında bıçak dahi çektiğini, gerek müvekkiline gerekse ortak çocuklara hem fiziki hem de psikolojik şiddet uygulamaktan geri durmadığını, müvekkilinin 14.09.2018 tarihinde menisküs ameliyatı olduğunu, 4 ay rapor almak zorunda kaldığını, davacı-davalının bu süreçte müvekkiline hiç destek olmadığını, müvekkilinin davacının telefonunda başka bir erkek ile olan gayri ahlaki görüşme kayıtlarını gördüğünü, eşinin o şahısla birbirlerine fotoğraf attıklarını, sürekli olarak telefonla görüştüklerini, gönül ilişkisinde olduklarını kabul ettiğini, müvekkiline ağır hakaretler ettiğini, müvekkilinin bu telefonun görüşme kayıtlarını çıkarttığını, davacı-davalının sadakatsizlik yaptığı numara olan ... (...) (..) (..) nolu telefon ile görüşmelerini gördüğünü beyanla davacı-davalının davasının ve tüm taleplerinin reddine, birleşen davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk 2010 doğumlu...'ın velâyetinin dava sırasında tedbiren, hükümle birlikte kesin olarak müvekkili babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte kadından alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli kararı ile, dosya kapsamından, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret, aşağılama ve küfür ettiği, para bulması ve ailesinden para istemesi yönünde üzerinde baskı kurduğu, kadının ise; sabah erken kalkmadığı, ev işi yapmadığı, sürekli telefon kullandığı, erkek ile ameliyatı sonrasında ilgilenmediği, erkeğe hakaret ettiği ve sadakatsiz davranışlarda bulunarak başka bir erkek ile mesajlaştığı vakıalarının ispat edildiği, taraflarca ileri sürülen diğer iddiaların ise ispat edilemediği, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu, dosya kapsamından erkeğin, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış oluşturan ve süreklilik arz eden bir eyleminin ispat edilemediğinden koşulları oluşmayan kadının özel boşanma nedenine dayalı boşanma isteminin reddi gerektiği, idrak çağındaki ortak çocuğun yargılama sürecinde abisi ile birlikte baba yanında kaldığı, tedbiren velâyetinin babaya verildiği, duruşmada alınan beyanında da babası ile yaşamaktan mutlu olduğunu söylediği, sosyal inceleme raporunda ortak çocuğun baba ile kalmak istediği ve anneye tepkili olduğunun belirtildiği, kadının kendisi için tedbiren nafaka isteminin, erkeğin aynı zamanda ortak çocuğa baktığı gözetildiğinde reddinin gerektiği, ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının gerçekleşmediği, kaldı ki sabit geliri nedeniyle yoksulluk durumuna da düşmeyeceği gerekçesiyle; kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı özel boşanma talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı asıl ve birleşen davanın ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk...'ın velâyetinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuk arasında her ayın birinci ve üçüncü haftasonu Cumartesi günü saat 18:00'dan Pazar günü saat 18:00'a kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10:00'dan, üçüncü günü saat 18:00'a kadar, sömestr tatilinin ilk Cumartesi günü saat 10:00'dan takip eden Cuma günü saat 18:00'a kadar ve yine 1 Temmuz günü saat 10:00'dan 31 Temmuz günü saat 18:00'a kadar kişisel ilişki tesisine, velâyeti babaya verilen ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek için 8.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının asıl davasında harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin erkek üzerinde, erkeğin birleşen davasındaki harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin ise kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli ve 2021/1284 Esas, 2022/1397 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece her ne kadar başka bir erkekle mesajlaştığı anlaşılan kadının sadâkat yükümlülüğünü ihlal ettiği belirtilmiş ise de sübut bulan eylemin güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, toplanan delillerden; evliliğin devamı sırasında eşine şiddet uygulayan, hakaret eden, çevresinden para istemeye zorlayan erkek ile eşine hakaret eden, eşinin hastalığı ve ev işleriyle yeterince ilgilenmeyen, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılan kadının boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği, dosya içinde mevcut sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun yaşı, beyanı, kardeşlerin birlikte yaşamasının gerekliliği hususları dikkate alındığında velâyetin babaya verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı gibi velâyeti babaya verilen çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesis edilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak ortak çocuğun yaşı itibariyle ihtiyaçları, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesi karşısında davada kendisini vekille temsil ettiren kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilerek yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasında da usul ve kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu ise de erkeğin mevcut sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında, düzenli bir işi ve geliri bulunduğu anlaşılan kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşme durumunun söz konusu olmadığı, bu itibarla kadının kendisi için nafaka talebinin reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle, kadının kusur belirlemesine ve erkek yararına hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf isteminin, erkeğin ise ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu olduklarının tespitine, İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasından ilgili bentlerin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisi ile, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, velâyeti babaya verilen ortak çocuk 2010 doğumlu... için aylık 500,00 TL iştirak nafakası takdirine, erkeğin fazlaya ilişkin isteminin reddine, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 02.03.2023 tarihli ve 2022/10170 Esas, 2023/819 Karar sayılı kararı ile; somut uyuşmazlıkta her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurları uyarınca evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin, kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat yönlerinden kadın yararına bozulmasına,

erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; toplanan delillerden tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurları uyarınca evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, boşanmakla kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı, erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, somut olayda kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkra koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak 25.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde; boşanma kararı kesinleşmiş olup feri hususlarda yargılamaya devam edildiğinden bahisle istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verildiğini, tazminatların miktarının oldukça düşük belirlendiğini, İlk Derece Mahkemesindeki hüküm Bölge Adliye Mahkemesince kaldırıldığından taraflarınca icra edilemediğini,Yargıtay bozma ilamı ile davalı-davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun tespit edilmesi ile birlikte müvekkil tedbir ve devamla yoksulluk nafakasına hak kazandığını, müvekkilin özellikle çalışmadığı hususu da dikkate alındığında müvekkil lehine tedbir ve devamla yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürülerek reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ve lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; istinaf ve önceki temyiz dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın için hükmedilen tazminatlar ve miktarları yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının dosya kapsamına ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Nurten'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Murat'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...