Logo

2. Hukuk Dairesi2023/880 E. 2023/3703 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümü üzerine boşanma davasının konusuz kalmasıyla, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamındaki deliller ve yargılama aşamaları değerlendirilerek, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispatlanamaması ve davacı mirasçısının yeni vakıa ve delil bildirme hakkının bulunmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davalı kadının kusursuz olduğuna dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1901 E., 2022/1806 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/256 E., 2022/515 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacı erkeğin Mahkeme kararından sonra öldüğü, evlilik birliğinin ölümle sona erdiği, davacı erkeğin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davayı takip etme haklarının bulunduğu gerekçesi ile başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin 22.01.2022 tarihinde vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği ölüm nedeniyle sona erdiğinden boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurunun olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek mirasçısı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçısı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek anlaşmalı boşanma davası açmış, davalı kadının kabul etmemesi üzerine sunduğu çekişmeli dava dilekçesinde; eşi ile bir yıldır evli olduklarını, ancak eşinin yanında kalmadığını ve sadece sigortasından faydalanmak için kendisi ile evlendiğini düşündüğünü, anlaşamadıklarını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacı ile gönül rızası ile evlendiklerini, yaklaşık beş yıldır evli olduklarını, iyi bir aile hayatı için elinden geleni yaptığını, eşinin sigortasından yararlanmak için evlendiği iddiasının doğru olmadığını, eşinin, birlikte yaşamaları yönündeki tüm ısrarlarına rağmen oğlunun evinde kaldığını, eşinden ayrılmak istemediğini beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.12.2020 tarih ve 2018/440 Esas, 2020/676 Karar sayılı kararı ile:davada davalı kadının kusurlu olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, davalı kadın için takdir edilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek, evlilik birliğinin fiilen gerçekleşmediğini, birlikte yaşamadıklarını, bu hususun dikkate alınmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2022 tarih ve 2021/372 Esas, 2022/494 Karar sayılı kararı ile; davacı erkeğin Mahkeme kararından sonra öldüğü, evlilik birliğinin ölümle sona erdiği, davacı erkeğin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davayı takip etme haklarının bulunduğu, davaya kusur tespiti yönünden devam etmeleri halinde buna göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, doyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin 22.01.2022 tarihinde vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği ölüm nedeniyle sona erdiğinden boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurunun olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek mirasçısı vekili, mütevaffa davacının duruşmada tanığının dinlenmesinden vazgeçmesinin mahkemenin telkini ve yönlendirmesi ile yapıldığını, özgür iradesi ile vazgeçilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkemece delil sunma taleplerinin kabul edilmediğini, sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılmadığını, dinlenen tanıklarının davalı kadının, mütevaffa davacıya bakmadığı, aynı konutta kalmadığını beyan ettiğini, mütevaffa davacının, davalı kadının oğlunun evinde kalmadığını, kendi evinde kaldığını, daha sonra davalı kadının ve oğlunun mütevaffa davacının ihtiyaçlarını temin etmek için yanına yerleştiklerini, davalı kadın tanık beyanlarının yanlı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin 22.01.2022 tarihinde öldüğü, açılan boşanma davasının konusuz kaldığı, erkeğin mirasçısı tarafından kusur tespiti yönünden davanın takip edildiği, dosya kapsamındaki delillere göre, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede geçimsizlikte kusurlu olduğunun ispatlanamadığı, mirasçı tarafından davacı asilin öldüğü tarihteki yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davayı takip edebileceği, dilekçeler ve delil bildirme aşamasının davacı asil ölmeden önce tamamlanmış olduğu, bu sebeple davacı mirasçının yeni vakıa ve delil bildirme hakkı bulunmadığı dikkate alındığında, Mahkemece, sağ kalan eşin boşanmada kusurlu olmadığının tespitine karar verilmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile, davacı erkek mirasçısı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek mirasçısı vekili, mütevaffa davacının duruşmada tanığının dinlenmesinden vazgeçmesinin mahkemenin telkini ve yönlendirmesi ile yapıldığını, özgür iradesi ile vazgeçilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkemece delil sunma taleplerinin kabul edilmediğini, sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılmadığını, dinlenen tanıklarının davalı kadının, mütevaffa davacıya bakmadığı, aynı konutta kalmadığını beyan ettiğini, mütevaffa davacının, davalı kadının oğlunun evinde kalmadığını, kendi evinde kaldığını, daha sonra davalı kadının ve oğlunun mütevaffa davacının ihtiyaçlarını temin etmek için yanına yerleştiklerini, davalı kadın tanık beyanlarının yanlı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, res'en araştırma yapılmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasında davacı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi üzerine, davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup mirasçı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.