Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8844 E. 2024/7002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, velayet, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin niteliğine, dava şartlarına ve yargılama ilkelerine uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1492 E., 2023/1513 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/130 E., 2023/87 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının Azerbaycan vatandaşı olduğunu, kadının erkeği ve ortak çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğe hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, erkek ve çocuk ile hiç ilgilenmediğini, erkeğin annesine ağır hakaretlerde bulunduğunu ve annesini darp ettiğini, kadının psikolojik problemleri nedeniyle hem kendisine üstünü başını yırtarak, yüzünü çizerek, vurarak hem de erkeğe vurarak zarar verdiğini, çeşitli yardım kuruluşlarını arayarak erkeğin kendisine kıyafet almadığını belirtip eve çağırdığını, tarafların erkeğin annesi ile birlikte yaşadığını, kadının bu durumu evliliğin başında kabul ettiğini, kadının evin hiçbir işiyle ilgilenmediğini, temizlik ve yemek yapmadığını, eve gelen misafiri karşılamayıp odasına çekildiğini, yakın akrabalar geldiğinde bir bardak su istese hizmetçi olmadığını kalkıp almasını söylediğini, başka insanların yanında erkeğe küfür ettiğini, kadının zamanla kendi tırnaklarını koparıp kanatmaya, ayaklarına bıçakla çizikler atmaya başladığını, erkeğin annesine bıçak çektiğini, evdeki herkesi öldürmekle tehdit ettiğini, erkeğin izne geldiğinde annesinin vücudunda morluklar gördüğünü, ortak çocuğu da sürekli dövdüğünü, kadının 13.07.2020 tarihinde gitmiş olduğu İzmir'den artık dönmeyeceğini telefonla arayarak haber verdiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00TL maddî, 100.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının rızası olmamasına rağmen tarafların erkeğin annesi ile birlikte yaşadığını, erkeğin annesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin kadını hizmetçi gibi gördüğünü, annesinin dolduruşuna gelerek sürekli kadını dövdüğünü, erkeğin ailesinin kadını hor görüp hakaretler ettiğini, erkeğin kadına sahip çıkmadığını, kadını evden kovarak İzmir'e ailesinin yanına gönderdiğini, kadın geri döndüğünde erkeğin boşanma davası açtığını öğrendiğini, kadının kalacak yeri olmamasına rağmen eve almadığını, ortak çocuğu göstermediğini, evlilik süresince kadının birçok kez hakaret, tehdit, evden kovma ve darp eylemine maruz kaldığını, başkalarının yanında da kadına hakaretler edip üzerine yürüdüğünü, erkeğin kardeşi tarafından 2020 yılının Şubat ayında fiziksel şiddete uğradığını ve kardeşi aleyhine uzaklaştırma kararı aldığını, erkeğin buna rağmen kadının yanında olmadığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik birliğinin sarsılmış olduğu, erkeğin bağımsız konut temin etmediği; kadının ise birlikte oturdukları erkeğin annesine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, sinirlendiğinde ev eşyalarına zarar verdiği, kendine zarar verdiği, erkeğe bir şeyler fırlatarak şiddet uygulamaya çalıştığı, erkeğe küfür ve hakaret ettiği, geçimsizlikte kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, tanık beyanları ve alınan uzman raporu gözetilerek ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına 5.000,00TL maddî ve 5.000,00TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 700,00TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin tazminatların miktarına, kadının tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi gerektiğini, asıl davanın tüm talepleri ile reddine, karşı davanın ise tüm talepleri ile kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalı-davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.