"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1950 E., 2023/2168 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının yanılgılı değerlendirme ve hatalı istinaf sınırlaması nedeniyle bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası ve hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf istemlerinin kabulü ile kararın tümüyle kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 inci ve 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, boşanmanın fer'î taleplerinin de mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zina nedeni ile boşanmaya karar verilebilmesi davanın kanun maddesinde düzenlenen 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, bunun yanında zinanın temel koşulu olan cinsel birlikteliğin ispat olunması gerektiği, davalı erkeğin 2019 yılı ve 2020 yılı Ocak ayında başka kadınlarla konaklama yaptığına ilişkin kayıtların mevcut olduğu, lakin boşanma dava tarihi itibariyle 6 aylık hak düşürücü sürenin dolduğu, dinlenen tanıklar davalının halen başka bir kadın ile yaşadığını beyan etmiş ise de bu hususta görgüye dayalı bilgileri olmadığı, anlatımlarının zaman ve mekan kavramı içermeyen davacıdan duyulan, aktarıma dayalı beyanlar olduğu anlaşılmakla davacının zina nedenli boşanma talebinin reddine karar verildiği, dinlenen tanık beyanlarından ve toplanan tüm delillerden davalı erkeğin, davacı eşin hayatına kast ettiği, intihara teşvik ettiği, vücut bütünlüğüne saldırdığı, sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde saldırıda bulunduğu, onur kırıcı davranışlarda bulunduğu yahut toplumun değerleriyle bağdaşmayacak, ahlak, şeref ve namus kavramlarından uzak şekilde haysiyetsiz hayat sürdürdüğü kanaatine varılamadığı, buna karşın davalı erkeğin başka kadınlarla aynı otelde konaklama yapmak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evinin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu sebeple kadının hasta bakıcılığı yaptığı, evdeki eksiklerin ve davacının telefon faturasının kadının babası tarafından karşılandığı, davalı erkeğin eşinin kişisel ihtiyaçlarını karşılamaması sebebiyle kadının kayınvalidesinin eski kıyafetlerini giymek durumunda kaldığı, sıklıkla alkol kullandığı ve kazancını alkole harcadığı, son olarak başka bir kadına "ben evi tuttum sen, gel sen bir de kadın gözüyle gör" içerikli mesajlar attığı, bunun akabinde kısa bir süre sonra evi terk ettiği sabit görülerek evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddelerine dayalı davalarının reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 15.03.2022 tarihli kararına kararına karşı her iki taraf vekili istinaf talep etmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;davalı erkeğin zina eyleminin sabit olduğunu, öğrenme tarihi itibari ile 6 aylık hak düşürücü sürenin dolmadığını, Mahkemenin zina sebebine dayalı olarak hüküm kurması gerektiğini, nafaka ve tazminatların çok düşük takdir edildiğini belirterek zina sebebine dayalı davasının reddi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça maddî zarara ilişkin delil ibraz edilmediğini, maddî tazminatın da fahiş hükmedildiğini, manevî zararın da fahiş hükmedildiğini, ölçüsüz şekilde pozitif ayrımcılık yapıldığını, kararın hukuka genel hukuk prensiplerine bağdaşmadığını, hakkaniyetten uzak olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2022 tarih ve 2022/2102 Esas, 2022/2919 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin en son 28.10.2020-29.10.2020 tarihleri arasında başka kadınlarla otelde konakladığı, bu durumda, zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihi olan 28.10.2020 tarihinden başlayacağı, zina hukuki sebebine dayanan boşanma davasının kabulü koşullarının oluştuğu, ancak, İlk Derece Mahkemesince davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davanın terditli açılan bir dava olmayıp 166 ncı maddeye dayalı boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu kesinleşme nedeni ile sona erdiği, bu nedenle davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, diğer yönlere ilişkin dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen ve istinaf konusu edilmekle birlikte reddedilen konularla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı davası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak kadının zina hukuki nedenli davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından davalı tarafın temyiz talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin tüm iddialarını ispat ettiğini, davalı tarafın kısmi kesinleştirme kararının haklı görülmesi halinde zina hukuki sebebine göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek zina hukuki sebebine göre boşanma hükmü kurulmaması yönünden; davalı erkek tarafından ise istinaf başvuru dilekçelerinde hükmüm boşanma bölümünü istinaf etmediklerine dair hiç bir ibare yer almadığını, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince "boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren" şeklindeki ifadeler ile fer'î hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında devam eden mal rejimi, ziynet eşyasının iadesi davalarını etkileyeceği, istinaf taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, zina sebebine dayalı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen nafaka ve tazminatların arttırılmasının kabul edilemez olduğunu, hak düşürücü süre yönünden davacı tarafın hiç bir delilinin olmadığını, boşanma kararının ve zina hukuki sebebine dayalı verilen fer'î taleplere ilişkin hükmün hatalı olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemiz 04.04.2023 tarihli ilamı ile davalı erkeğin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde istinaf sınırlaması yapılmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasının istenildiği, bu kapsamda tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen boşanma hükmünün kesinleşmediği, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tüm istinaf sebepleri incelenerek hükme bağlanması gerektiği gözetilmeyerek yanılgılı değerlendirme ve hatalı istinaf sınırlaması nedeniyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, davalı erkeğin en son 28.10.2020-29.10.2020 tarihleri arasında başka kadınlarla otelde konakladığı, bu durumda, zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihi olan 28.10.2020 tarihinden başlayacağı, zina hukuki sebebine dayanan boşanma davasının kabulü koşullarının oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü sürenin 2019 yılı Kasım ayından itibaren başlayacağının kabulü ile zinaya dayalı davanın hak düşürücü süreden reddinin doğru bulunmadığı, erkeğin farklı kadınlarla, farklı tarihlerde ve farklı otellerde konaklamalarının zinanın varlığını gösterdiğini, bu nedenlerle kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesi ile dosya içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından erkeğin tüm istinaf istemleri ile kadının tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden tam kabul kararı verilmesine yönelik istinaf istemlerinin esastan reddine, kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatların miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün tümüyle kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm oluşturulmasına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, 162 inci maddeye dayalı boşanma davasının reddine, kadın yararına aylık 500,00TL tedbir ve 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 400.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf taleplerinin değerlendirilmeden gerekçesiz olarak reddedildiğini, maddî ve manevî tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının artırım nedeninin yüzeysel olduğunu, hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının fahiş olduğunu, zinaya dayalı davanın kabulünün hatalı olduğunu, kadının hak düşürücü süre yönünden iddiasını ispatlamadığını, boşanma, boşanma nedenleri ve fer'î taleplere yönelik kurulan hükümlerin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesi kapsamında boşanma taleplerinin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ile davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesi,174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...