"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1609 E., 2022/1742 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/290 E., 2021/209 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının güven sarsıcı davranışları olduğunu, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, eşyalarını ve çocukları da alarak evi terk ettiğini, babasıyla birlikte müvekkilini darp ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, olmadığı takdirde ortak velâyete karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin anne ve babası ile her ne kadar fiziken ayrı evlerde yaşasalar da bu kişilerden çeşitli bahanelerle evlerini ve kişisel alanlarına müdahil olduklarını, erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kayınvalidesinin kafasına vurarak hakaret ettiğini, üçüncü kişilerin yanında rencide ederek hakaretlerde bulunduğunu, kayınpederiyle kayınvalidesinden psikolojik, fiziksel şiddet gördüğünü, elinden telefonunun zorla alınarak anne ve babası ile görüşmesinin engellendiğini, eşinin de kendisene fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evinin, erkeğin anne babasının evinin alt katı olduğu, kadının kişisel alanın olmadığı için ayrı bir yere taşınmak istediği ancak erkeğin buna yanaşmadığı, erkeğin, eşine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, adli sicil kaydı incelendiğinde birden fazla yaralama suçu kaydının bulunduğu ve bu durumun şiddete eğilimini gösterdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının şiddet gördüğü için evden ayrılmak zorunda kaldığı, kadına yüklenebilecek her hangi bir kusurun ispatlanamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, uzman raporu, ortak çocuğun yaşı, anne sevgisine ihtiyaç duyuyor olması, babanın şiddete eğilimli kişiliği bir bütün olarak değerlendirilerek ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi, babanın ortak velâyet talebinin ise tarafların bu konuda uzlaşmaması ve çocuğun menfaatleri ile üstün yararı dikkate alınarak reddedilmesi, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, müvekkilinin adli sicil kaydının iki suçtan ibaret olduğunu, müvekkilinin asgari ücretli çalıştığını, ailenin geçimini sağlamak için ev kirası ödemek gibi yeni bir masrafa girişmesinin makul olmayacağını, tazminatların yüksek olduğunu, kadının müvekkiline yönelik basit yaralama suçundan ceza aldığını, buna ilişkin hiçbir açıklamaya yer verilmediğini, kadının iddialarının ispatlanamadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının günün şartlarına göre çok düşük olduğunu, müvekkilinin evi terketmekte haklı olduğunu, müvekkilinin sürekli eşinden ve eşinin ailesinden gerek psikolojik gerekse fiziksel şiddet gördüğünü, hakkında dedikodu çıkartıldığını, müvekkilinin toplumdaki saygınlığını etkilediğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin asıl dava dilekçesinde son olayda kadının ve babasının kendisini darp ettiğini, buna ilişkin raporun dilekçesine ekli olduğunu belirterek, savcılık dosyasının getirtilmesini talep ettiği, buna rağmen mahkemece son darp olayına ilişkin soruşturma dosyasının ve ceza dosyasının getirtilmediği, delillerin eksik toplandığı, UYAP üzerinden davacı erkeğin dayanmış olduğu ceza dosyasının karar örneği dosya içerisine alındığı, ceza dosyasının incelenmesinde ... 3. AsCM 2019/835 Esas, 2020/66 Karar sayılı ilamı ile, 16.06.2019 suç tarihinde her iki taraf için de eşe karşı yaralamadan adli para cezası verildiği, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, kadının erkeği darp etmesi nedeniyle az da olsa kusurunun bulunduğu, bu nedenle karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulü gerekirken ret kararı verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, karşı davda verilen boşanma kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği, erkeğin asıl davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, haklılık durumu gözetilerek asıl davada erkek yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı ancak miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kusura yönelik istinaf talebi kabul edildiği halde tazminat miktarlarının değiştirilmediğini, nafaka miktarlarının artırılmasının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olmadığını, karşı davanın ispatlanamadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin müvekkilinin baba evine gelerek müvekkilin anne babasına şiddet uyguladığını, "Bakire değildi" diye bağırdığını, müvekkilinin kendisini ve anne babasını korumaktan başka bir eylemi olmadığını, asıl davada verilen kararın tamamen hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının günümüz ekonomik koşullarına uygun olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 55 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.