Logo

2. Hukuk Dairesi2023/885 E. 2023/3098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1650 E., 2022/1773 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/330 E., 2021/143 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının evdeki parayı alarak evi terkettiğini, müvekkilinin hayal kırıklığı yaşadığını, güveninin sarsıldığını, davalı kadının evlilik birliği içerisindeki yükümlülüklerinin yerine getirmediğini, bu yükümlülükten sürekli kaçındığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların yaşlılık zamanlarında birbirlerine destek olmak maksatlı isteyerek ve severek evlendiklerini ancak davacı erkeğin müvekkilini adeta cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için bir varlık olarak gördüğünü, cinsel birliktelik sırasında eziyet edici davranışlarda bulunduğunu, özel hayatlarınıbaşkalarına anlattığını, aşırı kıskançlıkta bulunduğunu, müvekkilinin davacıdan parasını izinsiz alması durumunun söz konusu olmadığını, müvekkiline evlilik birliğinin sonlanmasına bir kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilemesi halinde, davacı yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin, karı-koca ilişkilerine dair özel hayatlarını kahvehanede anlattığı, davalı kadından bahisle"taş gibi" dediği, davalı kadının ise çocuklarının yanına sıklıkla gittiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarılmış olduğu, davacı erkeğin evliliği birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, davalı kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın yararına tedbir nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, davalı kadın yararına 4.500,00 TL maddî, 4.500,00 TL manevî tazminata, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşulları oluşmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü koşullarının oluşmadığını, müvekkili yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık ...'ın beyanına göre erkeğin özel hayata ilişkin mahrem konuları kahvehanede anlatması ve kadın için tanığa "taş gibi" ifadesi kullandığından bahisle, erkeğe kusur yüklenmiş ise de, tanık ...'ın beyanında geçtiği üzere bu olaydan sonra tanığın tarafları barıştırdığı, erkeğin kusurlu hareketinin kadın tarafından affedildiği ya da en azından hoşgörü ile karşılandığı bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak kadının sunmuş olduğu mesaj kayıtlarında erkeğin şüpheci tavırları ile başka erkekler ile ilgili kadına rencide edici söylemlerde bulunduğu, kadının da sık sık köydeki kendi evine giderek erkeği ortak konutta yalnız bıraktığı evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten kaçındığı, bu haliyle tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi koşulları oluşmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru ise de; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik birliğindeki kusurlu hareketleri, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında, davalı kadın için süresiz yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu değerlendirilmekle, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi gereğince kadın için aylık 500,00 TL'den 2 yıl karşılığı toptan yoksulluk nafakası ödenmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, kadının maddî manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadın yararına toptan 12.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilin evliliğin temelinden sarsılmasına yol açabilecek hiçbir kusur bulunmadığını, boşanma davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesinin davacı erkeğe yüklediği özel hayat anlatma kusurunun müvekkilince affedilmediğini, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığını, yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, müvekkili yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı kadın yararına toptan nafakaya hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 55 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.