Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8864 E. 2024/7473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımının doğru yapılıp yapılmadığı, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1608 E., 2023/2288 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/419 E., 2022/310 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikleri tarihten itibaren şiddetli geçimsizliklerinin devam ettiğini, bir türlü düzelmediğini, her ikisinin de düzelmesi için çok çaba göstermelerine rağmen bir türlü düzelmediği gibi sürekli kötüye gittiğini, ayrıca eşiyle kavgalı olduğundan 23.10.2020 tarihinde İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde kendisine bıçak çekerek tehdit ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetlerinin müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline karşı tahrik edici sözler söylediğini bu nedenle aralarında sözlü tartışma yaşandığını, müvekkili ...'ın davacı eşi ... ile tanışmalarında ve kız isteme töreninde, eşi ...'ın Çorumda bir devlet dairesinin otobüs şoförlüğünü yaptığını ve memur olduğunu söylediğini, ayrıca maaşının çok iyi olduğunu ve müvekkili ...'ı hiçbir şekilde ağır işlerde çalıştırmayacağını söylediğini, ama aslında Alaca'da kendi köylerinde kalıp hayvancılık ve çiftçilik işiyle uğraştığını, müvekkilinin evliliklerinin ilk gününden itibaren davacının hakaret, şiddet ve ırkçı saldırılarına maruz kaldığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun müvekkiline verilmesine, 1.500,00 TL tedbir-iştirak 1.500,00 TL tedbir- yoksulluk nafakası 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat, altın bilezik ve altın takı setinin aynen veya bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı - davalı kocanın, telefonda başka kadınlarla konuştuğu, eşine hakaret ettiği, gerçeğe aykırı şekilde kendisini eşine ve onun ailesine memur olarak tanıttığı; davalı - davacı kadının ise Alaca İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde başkalarının da bulunduğu bir ortamda kocasına bıçak çekmek suretiyle onu tehdit ettiği her iki tarafın da eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl boşanma davasının ve kadının birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, 1.000,00 TL tedbir 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, 900,00 TLtedbir 1.100,00 TL iştirak nafakası, taraflar eşit kusurlu bulunduğundan kadının maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,kadının 100 gram altın bilezik ile kolye, küpe ve yüzükten oluşan ziynet eşyalarına ilişkin davasının reddine,13 adet 22 ayar 20 gram bilezik talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kocanın davası, kendi tazminat isteklerinin reddi, nafakaların miktarı, ziynet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının davası ve ekleri, velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanları ile ispatlanan kocanın kadına "sen kürtsün" gibi ayrıştırıcı söz söylemesi, kadının kayınbiraderi tarafından arabaya bindirilerek Erciş'e gönderilmesine müdahale etmeyerek sessiz kalması kusurlarının kocanın kusurlarına eklenmesi gerektiği,Öte yandan mahkemece yüklenen kocanın kendisini eşine ve ailesine memur olarak tanıtması kusurunun evlilikten önce gerçekleşmesi nedeniyle kocaya kusur olarak yüklenmeyeceğinden kocanın kusurundan çıkarılması gerektiği, taraflara yüklenen kusurlu eylemler ve kusur dağılımı yönünden gerekçesinin "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda telefonda başka kadınlarla konuşan, eşine hakaret eden, "sen kürtsün" şeklinde ayrıştırıcı sözler söyleyen, kadını kayınbiraderinin arabaya bindirip Erciş'e göndermesine müdahale etmeyerek sessiz kalan kocanın ağır, kocayı Alaca ilçe Emniyet Müdürlüğü önünde başkalarının da bulunduğu ortamda bıçak çekmek suretiyle tehdit eden kadının hafif kusurlu olduğu" şeklinde düzeltmek gerektiği, yoksulluk nafakasının,ştirak nafakasının, maddî ve manevî tazminatın az olduğu,1.500,00 TL yoksulluk,1.500,00 TL iştirak nafakası,20.000-TL maddî tazminat ile, 10.000-TL manevî tazminatın boşanmaya ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı kocadan alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine, ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın eşin kusurlu olduğunu belirterek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166ıncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.