"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2718 E., 2023/1602 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/366 E., 2022/226 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı dava cevap dilekçesinde özetle; eşinin sıklıkla "evliliği bitirmekle" tehdit ederek evi terk etmesi, son terk etmesinden sonra da eve dönmemesi bulunduğunu, sabahları kalkmamak, gece geç saatlerde yatmak gibi alışkanlıklarına devam ettiğini, evliliği süresince kendi ailesi ile senede sadece 10 gün ancak görüşebildiğini, huzursuzlukla geçtiğini, akşam yatmadan önce de çoğunlukla sigara içtikten sonra yatağa gitmeyi alışkanlık edindiğini, hamileliği döneminde bile müvekkilinin ikazlarını dikkate almadığını, sigara içmeye devam ettiğini, bu durumun evliliğin devam ettiği müddet boyunca müvekkili çok ciddi şekilde rahatsız ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetini ve lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekilicevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin çekilmez hal alması sonrasında ortak evi terk etmek zorunda kaldığını, evini terk etmesinin en büyük nedenlerinden birinin davalı yanın ekonomik ve manevi şiddet uygulaması sonucunda evlilik birliğini çekilmez hale getirmesi olduğunu, eşinin çeşitli defalar sözlü ve manevi şiddete maruz bıraktığını, gururunu incittiğini, davacı ... ve ...'ın duygusal olarak yakınlaştıklarını, müvekkilinin bu vakıayı çok sonraları öğrendiğini, tarafların evliliklerinin ilk sarsıntısını yaşadığını, müvekkilinin yine de aile birliğinin bozulmaması için bu olayı sineye çektiğini, yaz sıcaklarında yalnız kalıp sıkılmasınlar diye müvekkilini ve kızları, kendi isteği ile Gelibolu'ya ailesinin yanına gönderdiğini, müvekkilinin annesinin kış aylarında yanlarına geldiğini,12 Haziran 2015'te işten ayrıldığını, işten ayrıldıktan sonra okulların da tatil olması nedeniyle ...'e, “Ben kızları ve arabayı alıp tatile çıkıyorum.” diye latife yaptığını, çünkü kendisine hem kırgın, hem de kızgın olduğunu, bir önceki yıl tatile götürmediğini, nedenini ısrarla sorduğunda ise “Sen tatili hak ettin mi ki?” dediğini, bu söylemin müvekkilini çok rencide ettiğini, o yaz tatilinde kızlarıyla otobüs yolculuğu yaparak Gelibolu'ya ailesinin yanına gideceklerini, ...'in otogara bırakacağını, tam evden çıkacakken ...'in müvekkiline dönerek, “Bütün kartlarını, askeri kimlik kartını vs. Hepsini bırakıyorsun.” dediğini, cüzdanından hepsini çıkartıp, salona doğru fırlattığını, “Al hepsi senin olsun.” dediğini, bu olaydan çocuklarının çok etkilendiğini, eşinin özür dilediğini, 2015 yaz ayında müvekkiline ilgisizliğinden, aşağılamasından dolayı tartıştıklarını, bu tartışmanın üzerine, 28 Ağustos 2015'te yapılacak olan terfi törenine gitmeyi düşünmediğini, 25-26 Ağustos 2015 tarihinde ...'in müvekkiline mesaj atarak, “Her ne kadar terfi törenime gelmeyeceğim desen de, kızlarım ve ben seni aramızda görmek istiyoruz.” dediğini, bunun üzerine müvekkilinin de "aramızda her ne yaşanırsa yaşansın bunca yıllık eşimdir düşüncesiyle" ...'in mesajına karşılık "mesaj alınmıştır" yazarak, gülen yüz koyduğunu, 28 Ağustos 2015 saat 01:00 Lapseki'den Ankara otobüsüne binerek sabah 10:30-11:00 gibi Ankara otogarına vardığını, Ankara Askeri Lojmandaki evine saat 12:00-12:30 civarında vardığını, apartman girişinde kayınpederi, kaynı ve kızıyla karşılaştığını, hoş geldiniz deyip öptüğünü, kapıyı kayınvalidesinin açtığını, müvekkilini görünce şok geçirdiğini, herkesin (... ailesi) kendisini görünce çok şaşırdığını ve hiç kimsenin hoşgeldin demediğini, kayınvalidesi ve kaynının üzerine yürüdüklerini, yaşanan tartışma neticesinde küçük kızı ...'la birlikte karakola gidip şikayetçi olduğunu, bu olaydan sonra evde sürekli huzursuzluk olduğunu, ev içinde iki yabancı gibi olduklarını, bir araya gelmediklerini, sürekli çocuklarını kışkırtarak, kusuru kendisine yüklemeye çalıştığını, olay gecesi bütün kredi kartlarının iptal edildiğini, ve evliliği süresince hiçbir şekilde yenisinin çıkartılmadığını, nakit ihtiyacının karşılanmadığını, 28 Ağustos 2015-15 Haziran 2017 tarihleri arasında kişisel harcamaları için para verilmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 (ikibin) TL yoksulluk nafakası, ortak çocuğun velayetini, aylık 800,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesini, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 16.08.1996 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 1998 doğumlu ... ve 2007 doğumlu ... isimli müşterek iki çocuklarının bulunduğu, taraflar arasındaki sorunlar nedeniyle bir süredir davalı kadının Gelibolu'da annesinin yanında yaşamını sürdürdüğü, davalının, davacı erkeğin daveti üzerine rütbe takma töreni için Ankara'ya müşterek konuta döndüğü 28.08.2015 tarihinde davacı erkeğin annesi ve kardeşiyle tartıştıkları, davalı kadının şikayetçi olduğu, tekrar Gelibolu'ya döndüğü, kısa bir süre sonra davalının Ankara'ya müşterek konuta döndüğü, davacının, annesi ve çocuklarıyla birlikte İzmir'de tatil yaptıkları, 12.09.2015 tarihinde davalının davacıyı arayarak çocuklarının anne-babaya ihtiyacı olduğunu, çocuklarla birlikte eve gelmelerini beklediğini belirtip, aralarındaki anlaşmazlıkları sonlandırmayı teklif ettiği, birkaç gün sonra da davacı ve çocukların tatilden müşterek konuta döndüğü, tarafların birlikte yaşamaya devam ettiği, bu olayların af niteliğinde olduğu, tarafların barıştığı; davalı kadının memnuniyetsiz/tahammülsüz bir kişiliği olduğu, tatil, ziyaret vs. gibi zamanlarda davacının ailesi ile bir araya geldiklerinde asık yüzlü/hoşnutsuz tavırlar sergilediği, ortamda huzursuzluk yarattığı, birliğin mutluluğunu sağlama yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davacının ... Köyü 234 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı ve kardeşi adına ortak alınması için para gönderdiği, taşınmazın davalının kardeşi adına tescil edildiği, davalının bu hususu eşinden gizleyerek mali konuda güven sarsıcı davranışta bulunduğu, yaz döneminde davacı olmaksızın uzun süre Gelibolu'da bulunan annesinin evinde kaldığı, davacının, son yaz tatilinde yalnız kaldığını, rıza göstermediğini belirtmesine rağmen davalının Gelibolu'ya gelerek birlik görevini aksattığı, duygusal şiddet uyguladığı, davacının tayininin çıktığı Eskişehir'e gitmediği, eşyalarını alarak Haziran 2017'de Gelibolu'ya döndüğü, birlik görevini yapmamak üzere müşterek konutu terk ettiği, bu nedenlerle davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu; banka kayıtlarının incelenmesi neticesinde davalı ... adına Vakıfbank'tan çıkartılan 4938460158207626 nolu ek kredi kartında son işlemin 09.09.2014 tarihinde yapıldığı, 23.01.2016 tarihine kadar önceden yapılan alışverişlerden kaynaklı taksitli işlemler haricinde işlem yapılmadığı, 23.01.2016 tarihinden sonra herhangi bir işlem kaydı bulunmadığı, davalı ... adına Garanti Bankasında 6613008 no'lu hesap bulunduğu, bu hesaba davacı tarafından gönderilen para bulunmadığı, davacı ... adına Garanti Bankasında 6885370 no'lu hesap bulunduğu, bu hesaptan genellikle H.K.K. Kantininden alışveriş yapıldığı, hesaba genellikle davacının diğer hesabından kısa aralıklarla 50-100-150 TL gibi paralar aktarıldığı, davacı ... adına Garanti Bankasında 6885369 no'lu hesap bulunduğu, bu hesaptan da H.K.K. Kantininden alışveriş yapıldığı, taraflar ayrılmadan önce hesaba genellikle davacının diğer hesabından kısa aralıklarla 20-50-100 TL gibi paralar aktarıldığı, taraflar fiilen ayrıldıktan sonra davacının ... ve ... için para gönderdiği, davalı tanık beyanlarının ekonomik şiddete yönelik beyanlarının banka kayıtları ile uyumlu olduğu, davalının 2015 yılında Ankara'ya müşterek konuta döndükten sonra davacı erkeğin davalıya yeterince maddi katkıda bulunmayarak ve harcamalarını kısıtlayarak ekonomik şiddet uyguladığı, bu nedenle az kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, aylık 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin yanlış olduğunu, delillerin hatalı değerlendirildiğini, davacının tayininin Eskişehir'e çıktığını ve müvekkilini yanında götürmek istemediğini, mahkemenin davalıya kusur olarak yüklediği vakaların doğru olmadığını, tedbir nafakasının az olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası talebinin reddinin yanlış olduğunu, velayetin babaya verilmesinin yanlış olduğunu, ortak çocuk ... için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istediklerini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; müvekkili lehine verilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğunu, kadın yararına tedbir nafakası verilmesinin yanlış olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin yanlış olduğunu, delillerin hatalı değerlendirildiğini, davacının tayininin Eskişehir'e çıktığını ve müvekkilini yanında götürmek istemediğini, mahkemenin davalıya kusur olarak yüklediği vakaların doğru olmadığını, tedbir nafakasının az olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası talebinin reddinin yanlış olduğunu, velayetin babaya verilmesinin yanlış olduğunu, ortak çocuk ... için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istediklerini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur tespitinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen tazminatlara, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri, tedbir nafakasının miktarı ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.