Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8898 E. 2024/6866 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusurunun ispatı, tanık beyanlarının usule uygun şekilde değerlendirilip değerlendirilmediği ve boşanma davalarının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacı kadının dava dilekçesinde delil belirtmemesine rağmen yargılama boyunca davalı erkeğin bu hususta bir itirazda bulunmaması ve istinaf dilekçesinde de bu konuyu ileri sürmemesi nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/429 E., 2023/1311 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/288 E., 2020/771 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin tutarsız davranışlarının, kadını darp etmesinin, aşağılayıp erkeklerle yakıştırmasının, her girdikleri ortamda rezil etmesinin ortak hayatı çekilmez hale getirdiğini, kadına ağır hakaretler ettiğini, kadının darplar sonucunda kaçıp ailesinin yanına sığındığını ancak erkeğin, oğlunu öldürmekle tehdit etmesi üzerine barışmak zorunda kaldığını, kadının bir çok defa boşanma davası açtığını ancak erkeğin tehdit ve darpları sonucunda davalarını geri almak zorunda kaldığını, kadın ev almak istediğinde "Mal alayım da çocuklarına mı kalsın" dediğini, kadını ve çocuklarını öldürmekle tehdit ettiğini, kadını darp ve pek fena muameleyi alışkanlık haline getirdiğini belirterek hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız olduğunu, kadının aşırı kıskanç olduğunu, sağlıklı bir evliliği yürütemeyecek durumda olduğunu, erkeğin çocukları ile görüşmesini dahi istemediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, birden fazla kez kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının, eşinin trafikte kimseyle tartışamaması sebebi ile durduk yere kendisine yumruk attığını anlattığı, tanıkların da kadında darp izlerini gördükleri, bu durumu erkeğe sorduklarında kimseyle kavga edemediği zamanlarda eşine şiddet uyguladığını, hastalığının farkında olduğunu, tedavi olacağını söylediği, kavgalarının üzerine erkeğin kadını evden kovduğu, sonrasında ısrarla ortak konuta getirdiği, eşini, eşinin çocuklarını ve torununu öldürmekle tehdit ettiği, kadının ise eşini sebepsiz yere kıskançlık yaratarak çocukları ortak konuta geldiğinde kavga çıkardığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının 162 nci maddeye dayalı talebinin reddine, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın vekilinin dava dilekçesinde ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında sunduğu diğer dilekçelerinde herhangi bir delile dayanmadığı, delillerini somutlaştırmadığı, gerek dava dilekçesinde gerekse cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde "Delil listemiz süresinde sayın mahkemeye sunulacaktır" ibaresi dışında delil beyanında bulunmadığı, kadının dilekçelerinde açıkça tanık deliline dayanmadığı halde, Mahkemece kadın tanıkları dinlenerek erkeğe kusur yüklenmesi ve bunun sonucu olarak asıl davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, Mahkemece kadına, eşini sebepsiz yere kıskançlık yaratarak çocukları ortak konuta geldiğinde kavga çıkardığı yönünde kusur yüklenmiş ise de, erkek tanığı ...'nın buna ilişkin tanıklığının tamamen hissiyata ve tahmine dayalı olduğu, diğer tanığı ..., erkek ile ortak çocuklarının, erkeğin evine kadından kaynaklı olarak gidemediklerini belirtmiş ise de bu tanığın erkeğin eski eşi olması nedeniyle beyanlarının görgüye dayalı olmasının hayatın olağan akışına ters olduğu gibi duyuma dayalı beyanlarına itibar edilmesine imkan olmadığı, erkek tanıklarının beyanlarının soyut, duyuma dayalı, 166 ncı maddenin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, sebep ve saiki belli olmayan, yoruma dayalı bu beyanlara dayanarak kadına kusur yüklenmesinin ve bunun sonucu olarak karşı davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve karşı davanın reddine, tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, davacı-davalı kadının ihtiyaçları, taraflar arasındaki refah farkı ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmadığı gibi miktarının da hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle kadın lehine İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakasının hükmün kesinleşme tarihine kadar devamına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; karşılıklı boşanma davasında kusurun ispatlanıp ispatlanamadığı, kadının davasında kadının tanık beyanlarının usulen dikkate alınıp alınamayacağı, erkeğin davasında erkeğin tanıklarının beyanıyla iddiasını ispatlayıp ispatlayamadığı, karşılıklı boşanma davalarının reddedilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.6100 sayılı Kanun'un “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355 inci maddesi “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme altına alınmıştır. O halde, bölge adliye mahkemesince, istinaf sebeplerinin “kamu düzenine aykırılık” ve “taraflarca ileri sürülen” nedenler olmak üzere iki ayrımda incelenmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf sebebidir ve bölge adliye mahkemesince kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle kamu düzenine aykırı bir sebebin istinaf dilekçesinde ileri sürülüp sürülmemesinin de bir önemi bulunmamaktadır. Ne var ki kamu düzenine aykırı olmayan istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırı olmayan bir istinaf sebebi istinaf dilekçesinde gösterilmemiş ise Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden dikkate alınamaz. Çünkü istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

2.Somut olay ve dosya kapsamına göre; kadının dava dilekçesinde delile dayanmadığı halde yargılama boyunca erkeğin bu yönde bir itirazı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince ön inceleme duruşmasında verilen sürede kadının tanıklarını bildirdiği ve tanıklarının dinlendiği, davalı- karşı davacı erkek tarafından sunulan istinaf dilekçesi incelendiğinde, istinaf sebebi olarak davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde delile dayanmadığı halde bildirdiği tanıkların beyanlarının dikkate alınması hususunda bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde öngörüldüğü üzere, kadın tarafından delile dayanılmamasında kamu düzenine aykırılık da söz konusu değildir. O halde; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekirken ve erkek tarafından kadının dava dilekçesinde delile dayanılmadığı halde bildirdiği tanıkların beyanlarının dikkate alınmasının açıkça istinaf sebebi olarak ileri sürülmediğinden somut olayda olduğu gibi bu sınırın aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve istinaf sebepleriyle bağlı olarak istinaf incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden istinaf incelemesi yapılarak hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden kadının diğer, erkeğin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.