Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8900 E. 2024/7085 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayetin kime verileceği ve kadına tazminat ödenip ödenmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet ve tazminat hususlarında Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/510 E., 2023/1306 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/460 E., 2021/24 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeğe ve erkeğin ailesine ağır hakaretler ettiğini, çocuğunu müvekkilinin ailesine göstermediğini, evliliğin sorumluluğunu yerine getirmediğini, erkek ile ilgilenmediğini, sık sık evi terk ettiğini, 2-3 ay eve gelmemeye başladığını, erkeğe bıçakla saldırdığını, evi terk ederek Horasan'a gittiğini, bir daha geri gelmediğini, çocukların müvekkilinin yanında kaldıklarını, kadının çocuklar ile ilgilenmediğini bildirerek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, kadının kötü muamele ve hakaretlere maruz kaldığını, erkeğin şiddet uyguladığını, odaya kilitlediğini, aç bıraktığını, başkalarının önünde de ağır hakaretler ettiğini, küçük düşürdüğünü, küçümsediğini, geceleri eve geç geldiğini, gelirini eve tam getirmediğini, erkeğin hayatında sürekli olarak başka kadınlar bulunduğunu, M. A. adındaki bayanla 4 yıldır birlikte yaşadığını ve imam nikahlı eşi olduğunu, aynı evde yaşadıklarını, müvekkilinin erkeğin şiddetinden kaçmak için ailesinin yanına gittiğini ancak erkeğin gelerek çocukları elinden zorla almaya çalıştığını, yaşanan şiddet sebebiyle ceza dosyası açıldığını, derdest olduğunu, erkeğin çocukları zorla alarak İstanbul'a döndüğünü ve tarafların 5 yıldır ayrı yaşadıklarını, erkeğin birlikte yaşadığı kadının çocuklara şiddet uyguladığını, erkeğin sahte imza ile müvekkilinin rızası dışında telefon hattı aldığını, özel belgede sahtecilik suçundan ceza davası açıldığını, erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu bildirerek, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocukların her biri için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için dava tarihinden itibaren 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların anlaşamadığı, kadının erkeğe hakaret ettiği, müessir fiil suçunu işlediği, erkeğin ise kadına karşı müessir fiil suçu işlediği ve başka kadınla yaşadığı, tarafların eşit kusurlu oldukları, ortak çocukların baba yanında yaşamaları, sosyal inceleme raporu ve çocukların üstün yararı dikkate alınarak velâyetlerin babaya verilmesi gerektiği, kadının çalıştığı, tarafların ekonomik durumlarının birbirine yakın olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının tam kusurlu, davalının ise kusursuz olduğunu, ortak çocukların velâyetlerinin erkeğe verilmesinin hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince kadının çalıştığı, tarafların ekonomik durumlarının birbirine yakın olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de kadının herhangi bir maddî geliri bulunmadığını, halen baba evinde kalmakta olup kendisine sabit bir hayat düzeni dahi kuramadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, davanın kabulü, velâyetler, reddedilen yoksulluk ve tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına karşı müessir fiil suçunu işlediği, başka bir kadınla yaşadığı, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, ancak her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadına, erkeğe müessir fiil suçunu işlediği yönünde kusur yüklenmiş ise de erkeğin dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak belirtilmeyen bu vakıanın kusur tespitinde kadına yüklenmesinin doğru olmadığı, şu hale göre, boşanmaya neden olan olaylarda kadına karşı müessir fiil suçunu işleyen, başka bir kadınla birlikte yaşayan erkek ağır; erkeğe hakaret eden kadının ise az kusurlu olduğu, velâyet hususunda eksik inceleme ile karar verildiği, dava dilekçesinin kadına 31.12.2018 tarihinde Teb.K. 21/1 maddesine göre tebliğ edilmiş ise de tebligattan haberdar edilen komşu isminin mazbatada yazılı olmadığı, tebligatın usulsüz olduğu, kadın vekilinin 16.09.2019 tarihli cevap dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerektiği, kadın vekilinin cevap dilekçesindeki maddî ve manevî tazminat taleplerinin yasal sürede ileri sürüldüğünün kabulünün zorunlu olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken tarafların eşit kusurlu olduklarından bahisle davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kadının sigortalı olarak çalıştığı, son ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğu, erkeğin de sigortalı olarak çalışmakta ise de son ücretinin asgari ücret seviyesinde bulunduğu, kadının gelirinin erkeğe oranla daha iyi olup boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, tarafların gelir durumları arasında erkek lehine belirgin bir fark bulunmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının velâyete ilişkin istinaf talebinin esası incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının velâyete ve bunun uzantısı olarak kişisel ilişkiye dair kısımlarının kaldırılmasına, eksikler giderilerek velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yapılması için yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek velkili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatlar ve velâyet yönünden verilen kaldırma kararı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.