"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/261 E., 2023/872 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/244 E., 2020/643 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının gelirini hiç bir şekilde ev harcamalarına kullanmadığını, sorduğunda da nereye harcandığını gizlediğini, telefonda çok vakit geçirdiğini, kadının bir gece salonda uyuyakalması üzerine müvekkilinin yatak odasına çağırmak için yanına gittiğini, kadına geç saatte mesaj geldiğini ve sorduğunda oyun mesajı diye cevap verdiğini, ikinci mesaj gelmesi üzerine müvekkilinin telefona bakarak ... isimli numaradan mesaj geldiğini, aradığında panikleyen erkeğin telefonu yanındaki kadına verdiğini ve kadının alakasızca şeyler söylemesi üzerine müvekkilinin bunu hak edecek ne yaptığını sorduğunu, olay gecesi telefonunu incelediğinde İnstagram ve Facebook'da adının ... olduğu anlaşılan biriyle "Birtanem, tatlım, aşkım, hayatım" şeklinde mesajlaştıklarını gördüğünü, bu kişinin davalıya cinsel organının resmini gönderdiğini, davalının da kapalı bir bayan olmasına rağmen saçı açık öpücük atar vaziyette resimler gönderdiğini, çıplak resmini istemesi üzerine davalının gelene kadar bekleyeceğini ifade ettiğini, bunun da bir buluşma planı olduğunu, evin önünde 07 plaka araç gördüğünü, bu şahsın da Antalya'da ikamet ettiğini, görüştüklerinden şüphelendiğini, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek tarafların zina, aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, erkek lehine 1.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın süresinde cevap dilekçesi vermemiş, beyan dilekçesinde; erkeğin, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, bir kadınla samimi olarak yazıştığını, sürekli kavga ettiklerini, hiç tanımadığı bir kişiden gelen mesajı yanlış anladığını, evden ayrılırken yanına hiçbir şey almadığını, 2-3 hafta sonra eşyalarını almaya geldiğini çeyiz eşyası dışında hiçbir eşyanın olmadığını, davacının ailesi ile evi boşattıklarını belirterek boşanmalarına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 50.000 TL manevî tazminata karar verilmesini, 25.12.2018 tarihli dilekçe ile velâyetin kendisine verilmesini, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için de aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesine, eşyaların veya bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, sosyal medya üzerinden ... Y. kullanıcı isimli kişiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, Anadolu 4. Aile Mahkemesinin 2019/94 Esas sayılı nesebin reddine ilişkin davada alınan ATK raporunda davacının çocuğun babası olduğunun tespit edildiği, zina iddialarının somut deliller ile ispatlanamadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı erkek lehine 1.000,00 TL maddî ve 3.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, savunma hakkı ihlali, ziynet alacağının tefriki, çocuk için nafakaya hükmedilmemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen nafaka ve tazminat ile kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; velâyet düzenlemeleri ve bunun tabii sonucu olan tedbir ve iştirak nafakası istemlerinde amaç küçüğün menfaatinin korunması olduğundan Mahkemece kendiliğinden çocuk açısından tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, yargılama sırasında doğan ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik sosyal durumları, ekonomik koşullar ile hakkaniyet ilkesi gereğince, tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davalının çocuk için nafaka talepleriyle ilgili olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, çocuğun yaşı, yasal mevzuat, üstün yararı ilkesi ile Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak kademeli kişisel ilişki tesisi usul ve kanuna aykırı görüldüğü, davalı kadın ilk dilekçesinde nafaka talep etmemiş ise de, 25.12.2018 tarihli dilekçedeki kendisi için nafaka talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı olan kadın lehine, hakkaniyet ilkesi gözetilerek talep tarihinden geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine, kadının çocuk için nafaka, kişisel ilişki tesisi, kendisi için nafaka ve tazminat taleplerine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kararın ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, baba ile çocuk arasında yatılı şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına doğum tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının süresinde olmayan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tedbir nafakasının kabulü, manevî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı erkek yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı erkek yararına manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.