"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/334 E., 2023/1106 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/243 E., 2020/705 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, erkeğin ailesine ve arkadaşlarına karşı sürekli önyargılı, geçimsiz ve kavgacı bir tutum sergilediğini, erkeğe hakaretamiz, aşağılayıcı, küfür içeren söz ve davranışlarda bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini, erkeğin sadakat yükümlülüğün ihlaline ilişkin beyanını evlenmeden önce öğrendiğini, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, kadının ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini, evden çıkmasını engellediğini, şiddet ve hakarete maruz kaldığını, erkeğin kök ailesinin kadına sözlü hakarette bulunduklarını, erkeğin buna engel olmadığını, erkeğin annesi ve ablasının kadını kovmasına müsaade ettiğini, kadının bu olay üzerine evden ayrıldığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî tazminata, 600.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu, evlilik birliğinin yaklaşık 5 ay sürdüğü, davalı karşı davacının şiddetli geçimsizliğe sebebiyet veren söz ve davranışlarda bulunduğu, davacı karşı davalıya hakaretamiz söz ve davranışlarda bulunduğu, sinirli ve agresif olduğu, nişandan sonra patronu ile Gebze'de bir otel odasında polis tarafından yakalanıp hakkında önceye dayalı hakaret nedeniyle şikayetten dolayı ifadesi alınmak üzere nezarette tutulduğu, eşini bu şekilde aldattığı, davacının bu aldatmayı evlendikten sonra davalı karşı davacıya gelen bir tebligat üzerine öğrendiği, tarafların tartışarak ayrıldığı, davacı karşı davalının davalı karşı davacıya kıskançlık ve baskı yaptığı, davalı karşı davacının arkadaşları ile görüşmesine izin vermediği, davalı karşı davacı kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına 10.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, boşanmaya dair kararın kesinleşmesinden itibaren tazminatlara yasal faiz uygulanmasına,
kadının işi ve geliri olduğu, evlilik süresi, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur durumu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle 24.11.2020 tarihli ara kararı ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı karşı davacı lehine hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadın daha ağır kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında geçimsizliğe sebep olan kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına tazminat takdirinin hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 166 ıncı, 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına "sadakatsizlik" olarak yüklenen vakıanın tarafların nişanlı olduğu dönemde gerçekleştiğinin, evlilik öncesi yaşanan bu vakıanın kadına sadakat yükümlülüğünün ihlali olarak yüklenmesinin mümkün olmadığının, zira nişanlılık döneminde yaşanan bu durumun erkek eş tarafından bilindiği iddiasının dosyadaki mevcut delillerle ispatlanamadığı dikkate alındığında nişanlılık döneminde yaşanan kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının, erkek eşten evlilik öncesi gizlendiğinin, evlendikten sonra da bu durumun erkek eşe açıklanmamasının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun, kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurları bir bütün olarak değerlendirildiğinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de kadının, erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı -davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.