"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1087 E., 2023/1213 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/72 E., 2022/515 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının kadını borçlandırdığını, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, faturaları ödemediğini, borçlandığını, hakkında icra takipleri olduğunu, kapılarına tefecilerin geldiğini, davacı-davalı kadınla birlikte olmak istemediğini, aşağıladığını, ... adlı kadınla aldattığını, şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini belirterek tarafların öncelikle zina sebebine dayalı olarak, aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarılması sebebi ile boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 500.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların arasında uzun süredir cinsel ilişki olmadığını, davacı-davalı kadının cinsel ilişkiden kaçındığını, tedavi olmaktan kaçındığını, davalı-davacı erkeği suçladığını, ev ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, aralarında iletişim problemi olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 2011 yılında evlendikleri, ilk evlendikleri zaman cinsel birliktelik kurmakta sorun yaşadıkları ancak kadının tedaviden kaçınmadığı, alınan raporlar sonucu her iki tarafında cinsel birliktelik kurmada fizyolojik yada psikolojik bir sorunun olmadığı, taraflar sonrasında çocuk sahibi olmak için tüp bebek tedavisi görseler de tedavilerin olumsuz sonuçlandığı, erkeğin evlendikleri aşamadan itibaren birlik görevlerini ihmal ettiği, hep icralık ve piyasaya borçlu olduğu, evin elektrik, doğalgaz, su faturalarının ödenmediği ve ödenmediği için kesildiği zamanlar olduğu, erkeğin borçlarından kaynaklı eve icra gelmesin diye kadının kredi çektiği, kimi zaman arkadaşlarından da borç aldığı, erkeğin kadını evlilik birliği içerisinde hep borçlandırdığı, hatta kadının borçlardan kaynaklı tefecilerle dahi muhatap olmak zorunda kaldığı, hep bir ekonomik zorluk içerisinde oldukları, evliliğin devamı boyunca taraflar arasında evliliğe devam edilmekle af kapsamında kalan, en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacak birden fazla olayın yaşandığı, bu yaşanan olayların tarafların barışması ve evliliği devam ettirmeleri ile af kapsamında kaldığı en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulünün gerekeceği ve kusurda değerlendirilemeyeceği, ancak 2020 yılında davalının manav dükkanı açtıktan sonra eve gece geç gelmeye kadına karşı ilgisiz davranmaya başladığı, kadının aldatıldığından şüphelendiği hatta eşinin telefonda sevgilisi ile olan yazışmalarını gördüğü, erkeğin inkar ettiği sonrasında bir kerelikti daha görüşmeyeceği konusunda kadına sözler verdiği ancak tanık anlatımları ile doğrulandığı üzere ne kadar bu konuda söz verse de erkeği bu kadınla el ele gezerken, kadının evinden çıkarken, ya da kadını davalının iş yerinde birlikte görenler olduğu, hatta bir şenliğe ... adlı sevgilisi ve çocukları ile katılıp kadını eşi ve kadının çocuklarını kendi çocukları gibi çevreye gösterdiği hatta kendini de Hüseyin diye tanıttığını şenliğe katılanların gördüğü, erkeğin eşinin yakın arkadaşlarından eşi ile barıştırmaları için yardım istediği, hatta erkeğin tanığa ''... kalbim Bahardan yana ancak mantığım ... 'den yana..'' şeklinde konuşmaktan da çekinmediği, erkeğin her defasında ilişkisinin olmadığına yada bittiğine dair eşini ikna edebilmek ve inandırabilmek için farklı bir şey söylediği, ancak kadının akabinde eşini sevgilisi ile telefonda konuşurken yakaladığı, telefonu alarak ... adlı kadınla konuştuğunda kendisine hakaret ettiği iddiasıyla kadın hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ancak Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/ 41718 sayılı soruşturması dosyası ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, kadının erkeğin beyanlarına rağmen gönül ilişkisini sürdürdüğünü düşündüğü ve eşine ulaşamaması üzerine birlikte oldukları düşüncesi ile erkeğin sevgilisinin evine gidip polis çağırdığı, ancak ... adlı kadının polisleri eve almadığı, disiplin soruşturmasında alınan ifadelerde ... adlı kadının 07.10.2020 tarihli o gece telefon ile erkek ile konuştuklarını ve erkeğin yüz yüze konuşmak için evine geldiğini ancak kısa bir süre kalıp gittiğini polislerin sabaha doğru geldiğini ve polisler geldiğinde erkeğin evde olmadığını beyan ettiğinin görüldüğü, yaşanan olaylar akabinde erkeğin 23.10.2020 gece yarısı ortak konuta geldiği ve taraflar arasında yaşanan tartışma sonrası erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadının şikayeti ile erkek hakkında uzaklaştırma kararı verildiği ve erkek hakkında eşe karşı basit yaralamadan ceza davası açıldığı, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/1533 Esas 2021/280 Karar sayılı dosyası incelendiğinde '' 23.10.2020 olay tarihi itibari ile müşteki ve sanığın resmi nikahlı evli oldukları, müşteki beyanına göre sanık eşinin ... isimli bir bayanla ilişkisini öğrendiği, bundan dolayı hakkında şikayetçi olduğu, ancak sanık eşinin ilişki içerisinde bulunduğu ...'ye eşinden boşanarak kendisi ile evleneceğini söylediğini öğrendiğini, bundan dolayı taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğu, olay tarihinde de aralarında tartışma çıktığı, sanığın evdeki bir kısım eşyaya zarar verdikten sonra da müşteki eşini bileklerinden tutarak kendisine yumrukla adli hekim raporunda da belirtildiği üzere basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı anlaşılmakla, sanığın resmi nikahlı eşine yönelik yaralama suçu sabit görülmekle basit yaralama eyleminden kaynaklı para cezası verilmesine ..'' karar verildiği, tarafların bu olay akabinde ayrı yaşamaya başladıkları, kadının erkeğin babası ile birlikte gidip ... adlı kadın polis memuru olarak görev yaptığı için kadın hakkında şikayetçi oldukları, erkeğin babasının da yazılı dilekçesinde oğluna ait manav dükkanında daha öncede bir kredi mevzusundan bahsedilerek bu ... adlı kadını oğlunun yanında gördüğünü ve oğlunun o ... adlı kadınla evlilik dışı bir gönül ilişkisi olduğunu ve oğlunun bu ilişkiyi sonlandıracağını söylediği ancak devamında yaşanan olaylarla ... adlı kadının polis kimliğine yakışmayacak şekilde evli bir insanla münasebeti olması ve bu ilişkinin oğlu ve gelinin aile hayatlarını tehdit ettiğini dile getirerek hem davacı kadının hemde erkeğin babasının şikayeti üzerine araştırma yapılarak Eskişehir İl Polis Disiplin Kurulunca özel hayatında polis memuru olarak resmi sıfatının gerektiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylemlerde bulunduğundan ... adlı kadına kısa süreli durdurma ve aylıktan kesme cezası verildiği, erkeğin sevgilisi ile görüşmeye devam ettiği ilişkisi sonlandırmadığı, kadının dışarı da eşini ... adlı kadınla ile kol kola görmesi üzerine kadınların arasında fiziksel şiddete varır tartışma yaşandığı, 26.11.2020 tarihli olaya ilişkin Savcılık aşamasında erkeğin alınan ifadesinde, ... isimli kadınla samimi arkadaş olduklarını, mahalleden tanıştıklarını, başı döndüğü için kendisinin koluna girdiğini söylediği, ... adlı kadının da ifadesinde, karşılaşıp çay içtiklerini, başı döndüğü için erkeğin koluna girdiğini o esnada eşinin gördüğünü beyan ettiği, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/ 47763 sayılı soruşturması dosyası ile davacının ... adlı kadın hakkındaki şikayeti ile ' basit tehdit, hakaret ' suçlarından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, karşılıklı basit yaralama ve kişilerin huzur ve sükunu bozma suçlarından ise iddianame düzenlendiği ve Eskişehir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/1135 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama ile her iki tarafında beraat ettiği, bu süreçte davacı kadın ile ... adlı kadın arasında savcılığa yansıyan birden fazla olayın yaşandığı, 28.11.2020 tarihli olaya ilişkin Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/51141 sayılı soruşturması ile kadının ... adlı kadının kendisine hakaret ve tehdit ettiği iddialarına ilişkin yapılan soruşturma doğrultusunda KYOK kararı verdiği, erkeğin bu süreç de barışmak için girişimlerde bulunduğu, en son kadına tekrar 100.000,00 TL kredi çektirmek istediği, sevgilisi ...' den borç aldığını bu borcu kapatırsa ondan ayrılacağını söylediği ancak kadının eşinin sözlerine güvenmediği, erkeğin her konuda yalanlar söylemesi üzerine artık evliliği devam ettirmek istemediğinden boşanma davası açtığı, hem hak düşürücü süre hem de özel boşanma sebeplerinden olan zina olgusunun ispat edildiği, davalı erkeğin eşini ... adlı kadınla aldatarak sadakatsiz davranışlar sergilediğinin sabit olduğu, davalı erkeğin bu eylemi ve diğer kusurlu eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği ancak öncelikle terditli olarak özel boşanma sebebine dayanıldığından ve zina eylemi ispat edildiğinden davacı birleşen davalının özel boşanma talebinin kabulünün gerekeceği, boşanma davalarında kusur incelemesinin boşanma davaları açılmadan önceki, dava açılmasına sebebiyet veren ve süreklilik arz eden ve vakıa olarak taraflarca dayanılan olaylara yönelik yapılabileceği, dava açıldıktan sonra gerçekleşen olaylarında kusurda dikkate alınamayacağı, tanık beyanlarında olayları bilen, duyuma değil görgüye dayalı bilgisi olan ve çelişki içermeyen dosyadaki diğer tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, birbirlerini doğrular nitelikteki tanık beyanlarının hükme esas alınabileceği, toplanan tüm deliller birlikte incelendiğinde , davalı- davacı erkeğin eşini aldatarak boşanmada tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının ise boşanmada geçimsizliğe dair kusurlu bir eyleminin olmadığı gerekçeleri ile asıl davanın kabulü ile tarafların zina nedeni ile boşanmalarına, birleşen davanın reddine, davacı-davalı kadının sürekli ve düzenli bir geliri olduğu gerekçesi ile davacı-davalı lehine tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, 30.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili; tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili; reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının zinaya dayalı boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının reddinin doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.