Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8930 E. 2024/5062 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, dava dilekçesinde belirtilmeyen delillerin dilekçeler teatisi aşamasından sonra ileri sürülüp sürülemeyeceği ve bu durumun davanın reddini gerektirip gerektirmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından dava dilekçesinde delil olarak sadece nüfus kayıt örneği sunulmuş, diğer deliller ve tanık listesi dilekçeler teatisi aşamasından sonra bildirilmiş olup, HGK'nın 119/1 ve 194. maddeleri gereğince bu delillerin hüküm doğurmayacağı ve dosya kapsamındaki mevcut delillerle davalı erkeğe yüklenecek bir kusurun ispatlanamadığı gözetilerek, boşanma davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1217 E., 2023/1337 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/684 E., 2023/65 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin yaklaşık 2 yıldır madde kullanımı nedeniyle aşırı derecede güvensiz ve kıskanç olduğu, kadına fiziksel psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret tehdit ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılmış boşanma davası olduğu, tüm dosya içeriğine göre davacının dava dilekçesinde delil ve tanık bildirmediği, davacı vekilinin 07.02.2023 tarihli celsesinde davacının davayı kendisinin açması nedeniyle dilekçesinde delil ve tanık bildirmediği, tanıklarının isim ve adreslerini bildirdiklerini, dinlenmelerine karar verilmesini beyan ettiği, ancak dayanılmayan tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığı ve kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddinini usul ve yasaya aykırı olduğu bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (f) bendi ile 129 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (f) bendine göre tarafların dava veya cevap dilekçelerinde iddia ve savunmanın dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunluluğunun bulunduğu, somut olayda davacı kadının dava dilekçesinde nüfus kayıt örneği dışında herhangi bir delil bildirmediği, tanık deliline dayanmadığı, dava dilekçesinin davalıya 04.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığı bu nedenle 18.10.2022 tarihi itibariyle dilekçeler teatisi aşamasının sona erdiği, davacı vekilinin dosyaya 10.10.2022 tarihinde vekaletnamesini sunduğu ve 10.11.2022 tarihli dilekçe ile boşanma davası kapsamında toplanılması talep edilen deliller ile tanık listesinin ibraz edildiğinin anlaşıldığı, davacının, dava dilekçesinde delil olarak salt nüfus kaydına dayandığı gözetildiğinde, dilekçeler teatisi aşaması dolduktan sonra sunulan delillerin toplanması ve tanık listesinde bildirilen tanıkların dinlenilmesi isteğinin hüküm ve sonuç doğurmadığı (HGK 20.04.2016 tarih 2014/2-695 Esas ve 2016/522 Karar sayılı kararı), dosya kapsamından davalı erkeğe yüklenecek kusur varlığının ispat edilemediğinin anlaşıldığı, davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanılarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı asilin vermiş olduğu dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığı gerekçe gösterilerek ön inceleme duruşmasında davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ön inceleme davet tutanağı taraflarına tebliğ olunduktan sonra ön inceleme duruşması öncesinde ayrıntılı deliller ile tanıkların bildirilmesine karşın mahkemece deliller toplanmadan ve tanıklar dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, öte yandan dava dilekçesinin tam ıslah yolu ile düzeltilmesine imkan tanınmadığı bu nedenle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı ve dava dilekçesinde dayanılmayan delillerin dilekçeler teatisi geçtikten sonra bildirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.