Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8932 E. 2024/5064 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur durumu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, tazminat ve nafaka taleplerinin olup olmayacağı ve davalı-karşı davacı kadın vekilinin ıslah yoluyla yeni delil sunmasının mümkün olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/589 E., 2023/1026 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/637 E., 2021/19 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının kök ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiği sık sık müşterek konuta ziyarete geldiği, kadının erkeği evden kovduğu, erkekten gizli para biriktirdiği, tarafların cinsel hayatlarını kadının kök ailesi ile paylaştığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına aylık 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini, erkeğin evi terk ettiğini, kadına hakaret ettiğini, evliliğin ortak sorumluluğu konusunda kadına hiçbir yardımda bulunmadığını, sadece konsol oyunları oynadığını, eş olarak görevlerini yerine getirmediğini, kadının kök ailesine ve kadına küfürler ettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı kadının davacı-karşı davalı erkeğe yönelik hakaret içeren ve onur kırıcı sözler söylemesi, davalı-karşı davacı kadının ailesinin tarafların evine geç saatlere kadar süren ziyaretlerinin olması ve davalı-karşı davacı kadının annesinin evliliğin bitmesine ilişkin sözler söylemesine kadının tepki göstermeyerek sessiz kalması, tarafların cinsel hayatını davalı-karşı davacı kadının ailesiyle paylaşması, davalı-karşı davacı kadının ev işleri ve yemek yapmayarak evlilik birliğinin üzerine düşen yükümlülüklerini ihmal etmesi, sayılan tüm bu sebeplerle taraflar arasında anlaşmazlıklar yaşanmasına sebep olmasından dolayı davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin ise müşterek konutu terk ederek fiili ayrılığa sebep olması ve bir daha müşterek konuta dönmemesi nedeniyle kadına göre az kusurlu olduğu, cevap-karşı dava dilekçesinde deliller bölümü bulunmadığından, davalı-karşı davacı tarafça teatiler aşamasında usulünce tanık deliline dayanılmadığından, davacı-karşı davalı tarafça açıkça muvafakat gösterilmediğinden davalı-karşı davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddine, ayrıca yerleşik içtihatlar doğrultusunda cevap-karşı dava dilekçesinde delile dayanılmamış ise ıslah yoluyla delil ileri sürebilme hakkı tanınmadığından ıslah yoluyla delil ileri sürme talebinin de ayrıca reddine, ancak ıslah dilekçesiyle yeni vakıa ileri sürülürse bununla ilgili yeni delilin toplanabileceği belirtildiğinden davalı-karşı davacı tarafın ıslah dilekçesinde yeni vakıa ileri sürülmemesi nedeniyle usule uygun şekilde delil bildirilmediğinden, ayrıca davacı-karşı davalı tarafın davalı-karşı davacı tarafın delil sunmasına muvafakatı bulunmadığından, ayrıca salt ıslah yoluyla delil ileri sürülmesi mümkün olmadığından davalı-karşı davacı tarafça süresinde ve usulüne uygun bildirilmeyen delillerin toplanması talebinin reddine, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının ağır kusurlu olması, düzenli bir işi ve geliri bulunması, maddî-manevî tazminat ile tedbir-yoksulluk nafakasının yasal şartlarının oluşmaması nedenleriyle işbu taleplerin ayrı ayrı reddine karar verildiği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 6.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ve tedbir-yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, ıslah dilekçesi sunulmasına rağmen delillerinin toplanmaması ve tanıklarının dinlenmemesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 145 inci maddesinin uygulanmaması, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunarak kararın hem asıl hem de karşı dava yönünden kaldırılmasına, karşı davanın ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, ıslah dilekçesi sunulmasına rağmen delillerinin toplanmaması ve tanıklarının dinlenmemesi, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın usul ve yasaya aykırı olduğu, kararın hem asıl dava hemde karşı dava yönünden usul ve yasaya aykırı olduğundan hem asıl hem de karşı dava yönünden kaldırılmasına, yapılacak temyiz incelemesinin sonucunda asıl davanın reddine, karşı davanın ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, erkek yararına tazminat takdirinin ve kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı, kadın vekilinin dilekçeler aşamasında dayanmadığı delillere yeni vakıa da bildirilmediği halde ıslah ile dayanmasının mümkün olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 129 uncu, 137 inci, 140 ıncı, 141 inci, 145 inci, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ıncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.