Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8961 E. 2023/6352 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine, mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, sosyal inceleme raporunda çocuğun babasıyla görüşmek istemediğini belirtmesine rağmen mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesine gerek olmadığı yönünde görüş bildirildiği ve toplanan delillerle yeni bir düzenleme yapılmasını gerektirecek bir durumun ispatlanamadığı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2103 E., 2023/2198 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi, kısmen esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kumluca 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/462 E., 2022/376 K.

Taraflar arasındaki çocukla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince iştirak nafakası yönünden istinaf talebinin kesin olmak üzere esastan reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi yönünden ise kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının mevcut kişisel ilişki saatlerine uymadığını, saat 09.00'da başlayan görüşme saatlerine saat 16.00'da geldiğini, davacının kadın doğum uzmanı olması nedeniyle planlı ameliyatlarında problem yaşadığını, zor duruma sokmak amacıyla bu durumu bilerek yaptığını, ayrıca ortak çocuğu göstermemekle itham ederek davacıyı şikayet ettiğini, her görüşme esnasında çocuğun önünde tartışma çıkardığını, ortak çocuğun babasının yanında bulunmak istemediğini, babasını görünce korktuğunu, bu nedenle yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması gerektiğini, ayrıca iştirak nafakasının miktarının artırılması gerektiğini belirterek davanın kabulüne, ortak çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak ve sadece Pazar günleri olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasının aylık 4.000,00TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl cevap dilekçesinde; tarafların her ikisinin de doktor olduğunu, kendisinin acil tıp uzmanı olduğunu, ayda belli günlerde nöbete kaldığını, ortak çocuk ile görüşeceği günlere nöbeti denk getirmediğini, ortak çocuk ile görüş günlerinin davacı tarafından aksatıldığını, bahaneler üreterek ortak çocuğu geç getirdiğini, bu nedenle kişisel ilişkinin kararda yazıldığı gibi kurulamadığını, ayrıca ortak çocukla 15.08.2021 tarihinden beri görüşemediğini, mecbur kalarak icraya başvurduğunu ancak davalının adresi vermemesi nedeniyle ortak çocuk ile görüş sağlayamadığını, mernis adresininden farklı yerde oturduğunu öğrenince yalan adres beyanında bulunmaktan şikayette bulunduğunu, davalının olumsuz ifadeler ile ortak çocuğu babasından uzaklaştırmaya çalıştığını, ortak çocuğun davalıya uzak ve sert davrandığını, iştirak nafakasının artırılması talebinin yerinde olmadığını belirterek her iki talep yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan sosyal inceleme raporunda kişisel ilişki günlerinin yeniden düzenlenmesine gerek olmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de ortak çocukla yapılan görüşmede çocuğun baba ile yatılı kalmak istemediğini, baba ile görüşmek istemediğini baba ile mutlu olmadığını beyan ettiği, raporun son kısmında ortak çocuğun kendisi isteyene kadar babada yatılı kalmaması gerektiği, babanın da bu hususta ısrarcı olmaması gerektiği tavsiye edildiği, bu nedenle çocuğun kendisi isteyene kadar baba yanında yatılı kalmasının yüksek menfaatine aykırı düşeceği, bu durumdan olumsuz etkilenebileceği değerlendirilerek mevcut kişisel ilişkide aylık kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde ancak dini bayramlarda bir gece kalacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile davacının çocukla kişisel ilişkisinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları Pazar saat 10.00 ile Pazar günü saat 17.00'a kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00 ile üçüncü günü saat 17.00 arası yatılı olarak çocuk ile velâyeti kendisine verilmeyen baba arasında kişisel ilişki tesisine, davacının iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin talebinin kabulü ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının aylık 3.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2023 tarihli tavzih kararı ile davalı, davacı tarafından nafakanın artırılması talepli dava yönünden harç yatırmadığı gerekçesi ile hükmün bu yönden tavzihini talep etmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosya incelendiğinde gereken şartlar oluşmadığından tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mevcut kişisel ilişkinin sınırlandırılmasının çocuğun yüksek menfaatine aykırı olduğunu, çocuğun annenin etkisi altında olduğunu, bu durumun çocuk ile yapılan görüşmede açıkça belli olduğunu, davalının son bir yıldır ortak çocuğu göremediğini, davacının çocuğu göstermediğini, iştirak nafakasının artışına ilişkin kararın reddi gerektiğini belirterek kişisel ilişkinin sınırlandırılması ve iştirak nafakasının artırılması taleplerinin kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur

2. Davalı vekili davacının nafakanın artırılması talebi yönünden herhangi bir harç yatırmadığını, bu nedenle hükmün tavzihini talep ettiğini ancak Mahkemece tavzih talebinin reddedildiğini belirterek tavzih talebinin reddi yönünden de istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin tavzih talebinin reddi kararının doğru olduğunu, davacının her iki talebi yönünden de yatırması gereken peşin harcı yatırdığını, tavzih yolu ile taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamayacağını, genişletilemeyeceğini ve değiştirilemeyeceğini; davacının iştirak nafakasının artırılması talepli dava yönünden istinafının incelenmesinde ise kararın usul ve yasaya uygun olduğu ve kararda belirtilen vekâlet ücretinin nafaka davasına ilişkin olduğu; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli dava yönünden istinafının incelenmesinde çocuğun yüksek yararının gerektirmesi halinde kişisel ilişkinin sınırlandırılabileceği veya kaldırılabileceği, İlk Derece Mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunda çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinin değiştirilmesine gerek olmadığı belirtilmesine ve yine toplanan dellillerle yeni bir düzenleme yapılması gerektiğinin ispatlanamamasına rağmen mevcut kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile davalının nafakasının artırılması davasında verilen karar ile tavzihe dair istinaf başvurusunun kesin olmak üzere esastan reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasında verilen karara dair istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin bu dava yönünden verdiği kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisine, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunda ortak çocuğun açık şekilde babası ile görüşmek istemediğini, baba ile yatılı kalmak istemediğini, baba ile mutlu olmadığını beyan ettiğini, raporda ise görüş olarak ortak çocuğun kendisi isteyene kadar baba yanında yatılı kalmaması gerektiği ve babanın da bu hususta ısrarcı olmaması gerektiğinin tavsiye edildiğini, Bölge adliye Mahkemesince ise yeni bir düzenleme yapılmasının hatalı olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, ortak çocuğun 8 yaşında olduğunu ve beyanları doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğini belirterek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, çocukla kurulan mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı veklilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...