"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1269 E., 2023/2372 K.
KARAR : Başvurunun kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/527 E., 2019/256 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karan taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili; taraflar arasında 2002 yılında görülen boşanma davasının reddedildiğini.bu dava sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelmediğini belirterek tarafların boşanmalarına, davacı erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili; erkeğin kusurlu olduğunu şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, kovduğunu belirterek öncelikle davanın reddine, aksi halde davalı lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanları 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, fiili ayrılık da başlı başına boşanma sebebi olmadığı, tanıklar davalının kusuru ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ispata yarayan belli bir olaydan söz etmedikleri, davacı bakımından davalı kadının kusuruyla evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile sübut bulmayan davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili; davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 29.06.1965 tarihinde evlendikleri, eşlerden ... tarafından 24.07.2002 tarihinde açılan davada Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/290 Esas-2003/84 Karar sayılı ilamı ile "davalıya atfedilen hususların kanıtlanamadığı, davacının davalıyı dövmekle kusurlu olduğu, kimsenin kendi kusuruyla hak elde edemeyeceği" belirtilmek suretiyle boşanma davasının reddine karar verildiği, bu kararın 02.07.2003 tarihinde kesinleştiği, reddedilerek kesinleşen boşanma davası sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelmedikleri erkeğin davasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasındaki koşullar gerçekleştiği, bu nedenle davanın kabulü ile fiili ayrılık (TMK m. 166/4) hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar vermek gerektiği, davalı kadın vekili süresinden sonra verdiği dilekçe ile kadın için yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, davacı erkek ise bu taleplerle ilgili olarak açık bir muvafakat beyanında bulunmadığı, bu nedenle davalı kadının yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olarak “karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan davacı erkek tamamen kusurlu olduğu, bu nedenle yasal koşulları oluşmadığından erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının mevcut veya beklenen menfaatleri zedelendiği gibi kişilik haklarının da saldırıya maruz kaldığı bu nedenle tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatler ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınmak suretiyle davalı kadın yararına tazminata karar verildiği gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Burdur Aile Mahkemesinin 2018/527 Esas-2019/256 Karar sayılı kararının kaldınlmasına tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; davanın hukuki sebebi ile kabulü, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada hukuki nitelendirmenin, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci ve son fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran. davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2. Erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.