Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8971 E. 2024/7078 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayetin kime verileceği, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, sundukları deliller ve tanık beyanlarına, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Esas No : 2023/8971

Karar No : 2024/7078

Esas No : 2023/8971

Karar No : 2024/7078

İNCELENEN KARARIN

SAYISI : 2023/1540 E., 2023/1558 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

TEMYİZ EDEN : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Aile Mahkemesi

TARİHİ : 25.04.2023

SAYISI : 2021/670 E., 2023/259 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; 23.12.2021 tarihinde kadının telefonunda başka erkeklerle yazışmalarını, erkeklerle sürekli görüntülü ve sesli konuşma kayıtlarını ve çıplak fotoğraflarını paylaştığını yakalayan müvekkilinin tüm bunlara rağmen sükunetini koruduğunu, çocuklarını düşündüğü için tek celsede anlaşmalı boşanma protokolü hazırlatıp bunu da kadına imzalatarak anlaşmalı boşanma için mahkemeye dava açtığını, müvekkilinin anlaşmalı boşanma duruşma günü kadının avukat tutup anlaşmalı boşanmayı kabul etmediğini, asılsız iddialar ve iftiralar attığını, tazminat ve nafaka istediğini öğrendiğini, kadının telefonuna devamlı mesaj bildirimi gelmesi üzerine telefon çocuklardan ...'un elindeyken müvekkilinin ...'a telefonu getirmesini söylediğini, kadının telefonun girilebilecek her yerine şifre koyduğunu, kadının bunun üzerine "hiç bakma telefonu sobaya at, bir daha da bana telefon alma, bunları unutalım, şifreleri söylersem beni boşarsın" dediğini, müvekkilinin bunun üzerine şifreleri girerek telefonu açtığını, kadının instagram uygulamasına girdiğinde kadının erkeğin bildiği ... adında bir hesap açtığını, mesajlara girdiğinde ise ..., ..., ..., ... isimdeki erkeklerle mesajlaşmalar ve karşılıklı birçok görüntülü aramalar bulunduğunu müvekkilinin gördüğünü, erkeğin kadının ablası ... ve kocasını aradığını, durumu onlara bildirdiğini, gelip kadını evden götürmelerini istediğini, müvekkilinin kardeşi ...'ın eşi ... ...'ın kadına kadın evden giderken "Neden böyle yaptın çocukları hiç düşünmedin mi" diye sorduğunu, kadının gülerek "aman çoluk çocuk yolunu bulur" dediğini, bu olaydan sonra erkeğin kadının bu davranışının ilk olmadığını öğrendiğini, müvekkilinin annesinin kadını bir erkek ile konuşurken duyduğunu, sonrasında karşı taraftaki erkeğin eşi olduğunu söyleyen kadının müvekkilinin annesine "orospunuza sahip çıkın" dediğini, kadının çocuklara bakmadığını, bazen döverek şiddet uyguladığını, tarafların 13 yıldır evli olduklarını, 11 yıl boyunca girişi ve mutfağı müvekkilinin kök ailesi ile aynı, banyosu, misafir odası ayrı olan bir evde oturduklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların aynı evde hayatlarını idame ettikleri küçük bir odadan başkaca bir şeyleri olmadığını, kadının evlilikleri boyunca bir eş ve anne olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmiş olmasına karşı erkeğin evliliği çekilmez hale soktuğunu, müşterek hanede müvekkiline her işi yaptırdığını, ev hanımının yapması gerek temizlik, yemek, ütü bulaşık gibi işlerin yanı sıra, müvekkilinin patates toplama, inşaat işçilerine yemek hazırlama, tüm ineklerin sütünü tek başına sağma vb. bütün işlerinin çoğunu müvekkilinin yaptığını, kendi emeği ile sağılıp satılan sütten gelen paradan evin ihtiyaçlarının karşılanması için talepte bulunduğunu, müvekkiline harçlık dahi ödemediklerini, kendisini köle gibi kullandıklarını, müvekkilinin annesi ve ablasının ziyarete çok zor izin alabildiğini, müvekkilinin eve döndüğünde erkeğin annesinin müvekkiline hitaben "fikirsiz aman niye bu saatte gönderdi seni, yataydın orada" şeklinde konuştuğunu, müvekkilinin pazara dahi gitmesine izin verilmediğini, onu her alanda kısıtladığını, müvekkilinin ev havalansın diye evin pencerelerini açsa hemen kapatması gerektiğine dair uyarılar aldığını, müvekkiline hayatı zindan ettiklerini, davacı karşı davacı Kemal ...'ın müşterek haneye akşamları sadece akşam yemeğini yemek için uğradığını, sonrasında evden çıkıp gittiğini, müşterek haneye hep çok geç saatlerde gece 24.00-01.00-02.00 geldiğinde, erkeğe neden bu kadar geç geldiğini sorduğunda ise erkeğin müvekkiline tatmin edici bir cevap vermediğini, eve genellik sarhoş bir vaziyette geldiğini, eve hemen hemen her geldiğinde alkollü olması sebebiyle koridorlara, yatağa ve ayak bastığı tüm odalara kustuğunu, müvekkilinin bir de hemen hemen her gece bunları temizlediğini, erkeğin kadınla hiç ilgilenmediğini, hiç sohbet etmediğini, müvekkilinin eşi ile konuşmak istediğinde de hakaret ve tehdit içerikli söylemlerde bulunduğunu, erkeğin kadını çoğu kez darp ettiğini, erkeğin Antalya'ya tatile gittiğini, bir hafta kadar tatil yaptığını, kadını bu süreçte hiç arayıp sormadığını, 2021 temmuz ayında kadının erkeğin tic tok sayfasında erkeğin müstehcen içerikli gönderiler paylaşan kadınları takip ettiğini gördüğünü, bunların ekran görüntülerini alıp erkeğe gönderdiğini, bunun üzerine erkeğin kadını darp ettiğini, bu olaydan sonra erkeğin 3-4 ay tarlada yattığını, eve geldiği vakitlerde artık kanepede uyuduğunu, bu süreçte erkeğin müvekkili ile de çocuklarla da ilgilenmediğini, bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 2.000,00'er TL tedbir ve tedbir nafakasına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının cep telefonunun incelenmesi ile hazırlanan bilirkişi raporu ile; kadının telefonundaki her uygulamaya şifre ile girildiği, sosyal medya hesabından başkasıyla cinsellik içerikli mesajlaşmalarının olduğu, bu eylemi ile erkeğe karşı güven sarsıcı davranış kapsamını aşan sadakatsizlik boyutunda eylemler sergilediği ve kusurlu olduğu, kadın eş de 13.10.2022 tarihli celse alınan beyanında bilirkişi incelemesine konu olan telefonun kocası ile birlikte yaşadığı dönem kullanımında olan telefon olduğunu beyan ettiğinden, bu görüşmelerin kadın eşe ait olmadığı kadın tarafından somut delille ispat edilemediğinden bu mesajlaşma görüntüleri kusur belirlemesinde kadın aleyhinde değerlendirildiği, kadın tarafından 10.03.2022 havale tarihli dilekçesi ekindeki sosyal medya hesabına ilişkin fotoğraflar incelenmişse de söz konusu sosyal medya hesabının erkeğin kullanımında ona ait olduğu anlaşılamadığından ve erkek eşin kadına karşı güven sarsıcı davranışlar sergilediği iddiası hakkında kadın tarafça başkaca somut bir delil sunulamadığından bu görüntüler erkek eş aleyhinde kusur belirlemesinde nazara alınmadığı, erkeğin kadın ve çocukları ile yaşayabileceği bağımsız konut temin etmediği, kök ailesi ile aynı avluda farklı evlerde çekirdek ailesini yaşamak durumunda bıraktığı, ortak çocuk olan ...'nın anlatımlarına göre erkeğin son olayda kadının bacağına ayağı ile vurarak fiziksel şiddet uyguladığı; kadının da, tanık ...'nin anlatımlarına göre kadının telefonunda başka erkekler ile çıplak fotoğraflar gördüğü, bu eylemi ile kadının sadakatsiz tutum ve davranışlar sergilediği, kadının sadakatsizliğini kendisinin kullanımında olan telefonun bilirkişi marifetiyle dökümü yapılarak içerisindeki sosyal medya mesajlaşmaları, kadının göğüslerini uygulama ile eklediği görsellerle kapatarak başka bir erkek ile görüntülü konuşmasına ilişkin fotoğraf ile de teyit edildiği, aynı tanığın anlatımlarına göre son ayrılıkta kadının gülerek "çocuklar elbet büyür, ben kendi hayatımı yaşayacağım" dediği, çocukların dışarıda montsuz çorapsız gezdiği, bu eylemleri ile kadının ilgisiz bir ebeveynlik gösterdiği, çocuklarına yemek hazırlamadığı, kadının hem ilgisiz bir anne olup evlilik birliğinin tarafına yüklediği birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, kadının çocukları çimdikleyerek eliyle vurarak çocukların vücudu morartıp fiziksel şiddet uyguladığı, son ayrılıkta buz dolabında çürümüş gıda malzemelerinin olduğu sebebinin de kadının evde yemek yapmadığı, bununla kadın birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu, velâyet yönünden sosyal inceleme raporlarında, ayrı yaşanılan süreç içerisinde ortak çocukların babaları yanında yaşamlarını sürdürdükleri, alıştıkları ortamda yaşamalarının kendileri faydasına olacağı ve velâyetlerin babaya verilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı, 22.12.2022 tarihli celse dinlenen ortak çocukların anneleri ile yaşamak istediklerini dile getirdikleri, buna istinaden ilk raporla çocukların beyanı arasında çelişki doğduğundan 27.03.2023 tarihli sosyal inceleme raporunun düzenletildiği, bilirkişi raporları, ortak çocukların yaşları ve beyanları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocukların fiziki ve psikolojik gelişimi, mutluluğu ve huzuru için velâyetlerinin babalarına verilmesinin uygun olacağı kanaatine varılarak bu yönde karar verilmiş ve de yine dosya kapsamı, bilirkişi raporları dikkate alınarak anneleri ile çocuklar arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğu, kadının davasının kabulünün hatalı olduğu, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediği, kadının tam kusurlu olduğu, tedbir nafakasının kaldırılması yada azaltılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tazminatların miktarı, tedbir nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusurun hatalı tespit edildiği, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediği, erkeğin ağır kusurlu olduğu, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmesi gerektiği, velâyete ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek verilen kararın kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, velâyet, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; velâyete ilişkin sosyal inceleme raporları alındığı, alınan raporlarda ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin çocukların yararına olacağının belirtildiği görülmekle velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının tespit edilen kusurlu eylemlerinin gerçekleştiği, tarafların iddia ve cevapları ile sundukları deliller ve dinlettikleri tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yaşanan son olayda erkeğin kadına tekme atarak şiddet uygulaması erkeğe kusur olarak yüklenmiş ise de, kadının son olayda erkeğin kendisine tekme atarak şiddet uyguladığı vakıasına dayanmadığı, ayrıca tarafların son iki sene bağımsız konutta birlikte yaşadıkları, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurunun bulunmadığı; kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında isabetsizlik bulunmadığı, kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğundan kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadının davasının reddine, erkek için 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, reddedilen davası, velâyet, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, velâyet, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.