Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8988 E. 2024/7081 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının azlığı ile ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan kusur durumu gözetilerek yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle Yargıtay bozma kararı vermiş, ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin temyiz itirazını ise reddederek onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/776 E., 2023/976 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/114 E., 2021/104 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evliliğin ilk günlerinden beri aralarında sorunların yaşandığını, davalının ilgisiz ve sorumsuz hareketlerinin evlilik birliğini zedelediğini, davalının her gün her gece alkol tükettiğini, davalının sevgi ve saygıdan uzak hareketler sergilediğini, sürekli borçlandığını bu sebeple eve icra geldiğini, evin geçimini sağlayamadığını, sobanın suyun olmadığı evde yaşamaya zorladığını, borç sebebiyle evin elektriğinin kesildiğini, davalının akrabalardan borç istemek için kendisini zorladığını, hakaret ettiğini aşağıladığını, düğünlerinin sabahında davalı tarafından tüm ziynet eşyaları ve takılan paraların müvekkilinin elinden alındığını, davalının müvekkilinin parmağındaki alyansa kadar alıp sattığını, müvekkiline düğün esnasında 20 adet küçük altın, 1 adet gerdanlık seti, bir adet saat, 6 adet 18'er gram geniş bilezik takıldığını ve müvekkilinin çeyiz parası adı altında SGK'dan kendisine ödenen 7.500,00 TL ile 2 adet 30'ar gram 2 adet geniş bilezik satın aldığını, tüm bu ziynetlerin davalı tarafından müvekkilinin rızası dışında alındığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline düğünde takılan 20 adet küçük altın, 1 adet 14 ayar gerdanlık seti, bir adet saat, 6 adet 18'er gram 22 ayar geniş bilezik ile müvekkiline ait 2 adet 30'ar gram 22 ayar geniş bileziğin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ziynet bedelleri için şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının ailesinin etkisinde kaldığını, onların sözleriyle hareketlerini şekillendirdiğini, kendisi ile paylaşım içerisinde olmadığını, evin ihtiyaçlarını karşıladığını, eşine rahat bir hayat sürdürmek için çabaladığını, eve sürekli alkollü gelmediğini, evlenirken köyde yaşayacağının bildiği buna rağmen davacının memnuniyetsizlik gösterdiğini, davacı annesine bakmak için Lüleburgaz'a gittiğini ancak uzun zaman geçmesine rağmen eve dönmediğini, gücünün el verdiği ölçüde eve baktığını ileri sürerek davanın reddine, boşanma davasında ağır kusurlu olan davacının maddî ve manevî tazminatın taleplerinin şartları oluşmadığından reddine, evliliği süresince hakarete uğrayan, küçük düşürülen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı müvekkili lehine nafaka ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ilgisiz davranmak, yaşam için gerekli olan temel ihtiyaçların karşılanmaması ve bu yönde takınılan umursamaz tavır sergilemek kaydıyla duygusal şiddet, evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmemek suretiyle ekonomik şiddet ve sosyal içiciliğin ötesinde sürekli alkol tüketilmek suretiyle karma şiddet uyguladığı sabit görülerek kusurlu olduğu, kadının ise kusursuz olduğu, gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın için karar tarihi itibariyle 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata; davacı kadının ziynetlerin davalı tarafından iradesi hilafına elinden alındığını iddia ettiği, erkeğin ise ziynetlerin kadında olduğunu beyan ettiği, iddia ve savunma doğrultusunda ispat külfetinin davacıda olduğu, tanık beyanlarıyla kadının iddiasının örtüşmediği ve kadının iddiasını ispat edemediği için ziynet eşyasına yönelik talep açısından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının ortak konuttan normal olmayan koşullarda ayrıldığını, o koşullarda kadının ziynetlerini yanına almasının beklenemeyeceğini, ispat yükünün erkeğe ait olduğunu, erkeğin ziynetlerin kadın tarafından yanında götürüldüğünü ispat edemediğini, tüm tanık beyanlarının birbiriyle uyumlu ve müvekkilimin beyanlarını da doğrular nitelikte olduğunu, beyanlarda çelişki bulunmadığını, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek ziynet alacağı, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden tazminat, nafaka miktarları, red edilen ziynet alacağı yönlerinden istinafa başvurmuştur.

2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönlerinden istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadına duygusal ve ekonomik şiddet uygulayan, ayrıca geçimsizliğe neden olacak şekilde alkol tüketen erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispat edilemediğinden koşulları oluşmakla kadına maddî manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmakla birlikte maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, erkeğin manevî tazminat talebi konusunda karar verilmemesi doğru olmamakla birlikte bu yön erkek tarafından açıkça istinafa getirilmediği için yanılgıya işaret edilmekle yetinildiği, ancak boşanmanın fer'î niteliğinde olan tazminatlar, harca tabii olmadığı gibi boşanma kararının kesinleşmesi ile muaccel hale geldiğinden, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize karara verileceği yerde karar tarihi itibariyle faize hükmolunması doğru olmadığı, boşanma davası açılmakla ayrı yaşamakta haklı olan kadınının boşanma ile yoksulluğa düşecek olması nedeniyle tedbir ve yoksulluk nafakası takdir edilmesi doğru olup bunların miktarları da uygun olduğu, yargılama giderleri haksız çıkan taraftan alınacak olup vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden olduğundan, kadının davası kabul edildiğine göre yargılama giderlerinin erkekten tahsiline karar verilmesinin de doğru olduğu; ziynet alacağına yönelik istinaf incelemesinde ise; kadının ziynetler ile ilgili iddialarını ispat edemediği gibi tanıkların ziynetlerle ilgili bilgi sahibi de olmadıkları, ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle kadının tazminatların miktarı yönlerinden, erkeğin faiz başlangıç tarihi yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi birlikte 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadının ortak konuttan normal olmayan koşullarda ayrıldığını, o koşullarda kadının ziynetlerini yanına almasının beklenemeyeceğini, ispat yükünün erkeğe ait olduğunu, erkeğin ziynetlerin kadın tarafından yanında götürüldüğünü ispat edemediğini, tüm tanık beyanlarının birbiriyle uyumlu ve müvekkilimin beyanlarını da doğrular nitelikte olduğunu, beyanlarda çelişki bulunmadığını, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek ziynet alacağı, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddei, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.