"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/977 E., 2023/1253 K.
DAVA TARİHİ : 23.06.2015
KARAR : Davanın kısmen reddi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.11.2020 tarihli ve 2019/2453 Esas, 2020/1988 Karar sayılı kararı ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle Dairemizin 15.04.2021 tarihli ve 2021/1192 Esas, 2021/3145 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına 30.09.2021 tarihli ve 2021/801 Esas, 2021/1607 Karar sayılı karar ile direnilmiş ve bu kararın da davacı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2023 tarihli ve 2022/2-146 Esas, 2023/242 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararı bozulmuş, bozma nedenine göre Mahkemesine gönderilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına,velâyetlerin babaya verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özellikle; davacının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Mahkeme aksi kanaatte ise velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2017 tarihli ve 2015/499 Esas, 2017/28 Karar sayılı kararı ile; kadının erkeğe karşı kızlığımı istiyorum şeklinde ahlak dışı ifadeler kullandığı, ayrıca erkeğin babasına kanın kurusun diyerek saygısızlık yaptığı, misafirliğe gidildiğinde hoş geldin bile demeyerek erkeğin ailesine iyi davranmadığı, tanık V.'nin beyanları ile kadının erkeğe madem ayrılacağız, bana birini ayarla onunla evleneyim demek suretiyle güven sarsıcı davranış içine girdiği; davacı erkeğin kusurlu davranışının ispatlanmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetinin taraflara ortak velâyet şeklinde verilmesine, velâyeti ortak verilen çocukların fiilen davalı anne yanında kalmasına, ortak velâyet verilen ve fiilen davalı anne yanında kalan küçükler ile davacı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasıne, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2 Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2017 tarihli ve 2017/684 Esas, 2017/787 Karar sayılı kararı ile; somut olayda, dava dilekçesinin davalı asıla tebliği için çıkarılan ilk tebligatın adreste tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, ikinci defa çıkarılan dava dilekçesinin davalıya tebliğinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, açıklamalar ışığında usule uygun şekilde dilekçeler teatisi tamamlanıp ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama yapılıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davacı erkeğin tüm, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı:
İlk Derece Mahkemesi’nin 24.05.2019 tarihli ve 2018/175 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen eksiklikler giderilerek davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin taraflara ortak velâyet şeklinde verilmesine, velâyeti ortak verilen çocukların fiilen davalı anne yanında kalmasına, ortak çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 250,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasının, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davalı kadın vekili istinaf isteminde bulunulmuştur.
B.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2020 tarihli 2019/2453 Esas, 2020/1988 Karar sayılı kararı ile; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının eşine ve ailesine yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığı, eşinin ailesine soğuk davranışlar sergilediği ve eşinden evlenecek başka birisini ayarlamasını isteyerek onun güvenini sarsacak davranış sergilediği, davacı erkeğin ise birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine ve çocuklara ilgisiz davrandığı, ekonomik şiddet içeren davranışlar sergilediği, eşine hakaret edip onu aşağıladığı, eşini başkalarının yanında sürekli olarak küçük düşürdüğü, eşinin aile bireylerinin ortak konuta gelmesini istemediği, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, yapılan kusur belirlemesine göre davalı kadının da boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlarının ispatlandığı, evlilik birliğinin devamında bu eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yararın tespit edilemediği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile davalı kadın yararına tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi gereğince kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairemizin 15.04.2021 tarihli ve 2021/1192 Esas, 2021/3145 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe yüklenen birlik görevlerini yerine getirmeme ve ilgilenmeme eylemlerine ilişkin tanık beyanları soyut olup bu eylemler erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer olaylara göre ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği; eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile bu yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli, 2021/801 Esas, 2021/1607 Karar sayılı kararı ile önceki karar gerekçesine ek olarak; davacı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine ve çocuklara ilgisiz davrandığı şeklindeki kusurlu davranışların tanıklar Sümeyye ile Medine'nin beyanları ile sabit olduğu, tüm ev işlerini kadın eşin yerine getirdiği, ortak çocukların bakımları ve okul durumları ile davalı kadının ilgilendiği, erkek eşin bilgisayar başında vakit geçirdiği, eşine ve çocuklara ilgisiz davrandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Dairenin 15.04.2021 tarihli bozma kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2023 tarihli ve 2022/2-146 Esas, 2023/242 Karar sayılı ilâmı ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kadın eşin erkek eşe ve ailesine karşı hakaret içeren ifadeler kullandığı, eşinin ailesine soğuk davranışlar sergilediği ve eşinden evlenecek başka birisini ayarlamasını isteyerek onun güvenini sarsacak davranış sergilediği, davacı erkeğin ise ekonomik şiddet içeren davranışlar sergilediği, eşine hakaret edip onu aşağıladığı, eşini başkalarının yanında sürekli olarak küçük düşürücü davranışlar sergilediği ve eşinin aile bireylerinin ortak konuta gelmesini istemediği görülmekle, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe yüklenen birlik görevlerini yerine getirmeme ve ilgilenmeme eylemlerine ilişkin tanık beyanları soyut olup bu eylemler nedeniyle erkeğe kusur yüklenmesinin doğru görülmediği, gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu oldukları hususunun tartışmasız olduğu, hâl böyle olunca tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına tazminata hükmedilmesinin açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun olmadığı, o hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve uyulmasına karar verilen yukarıda yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bozma ilamı içeriğinden, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemeyeceği gerekçesi ile davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda başlıkta belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 Sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci, 371 inci ve 373 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.