Logo

2. Hukuk Dairesi2023/899 E. 2023/4006 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, boşanmanın ferileri olan nafaka taleplerinin hüküm altına alınıp alınmaması uyuşmazlığı bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanma kararının ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/199 E., 2022/1857 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/193 E., 2020/610 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek vekili tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın evlilik süreci boyunca aile birliğinden doğan yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediğini, davalının evliliğin ilk yıllarından itibaren küçük olayları büyüten, sorunları iletişim yoluyla çözme yerine ani ve büyük tepkiler verme yolunu seçen ve aile içinde eşine karşı ve hatta dönem dönem eşinin aile büyüklerine de küskünlükler yaratan bir kişiliğe sahip insan olduğunu, davalıyı sürekli küçümseyen her şeyi kendisinin bildiğini iddia eden bir yapısının olduğunu, davalının evlilik süresi boyunca müvekkiline ve ailesine küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, lehine 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; son yıllarda davacının tavırlarının değiştiğini, olur olmaz şeyleri bahane ederek odaları ayırdığını, çocukların yanında farklı, yalnızken kendisine farklı davrandığını, ne yapsa memnun olmadığını, çocuklarını da kendisine karşı doldurduğunu, yalnız bırakıldığını beyanla, davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, taraflar birbirlerinden tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynet, eşya ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmadıklarından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, taraflar arasında düzenlenen 07.08.2018 tarih ve havale tarihli iki sayfadan ibaret boşanma protokolünün, iş bu kararda hüküm altına alınmayan hususlarda uygun bulunmasına ve onaylanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin boşanmak istemediğini, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 31. 12. 2018 tarihli kararı ile; anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası) olarak görülmesi gerekmektedir.Açıklanan sebeplerle davanın yeniden görülmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi için dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının davacıya aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunarak, davacı erkeğin ise aynı şekilde davacıya aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunarak eşit şekilde kusurlu oldukları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı kadının üzerine birden çok taşınmaz bulunduğu, emekli aylığı olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği belirtilerek davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir, ara kararla tedbir nafakası talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın tümü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu, boşanma davasının kabulünde, tarafların sosyal, ekonomik durumları nedeniyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın tümü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadın lehine nafakalara hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.