Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9018 E. 2024/6994 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların karşılıklı boşanma talepleri mevcut iken, davanın reddine ilişkin kararın doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı kadının boşanma nedenlerini ispatlayamadığı ve davalı erkeğin boşanma talebinin tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsılması için yeterli olmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/884 E., 2023/1284 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/275 E., 2022/99 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 21.03.2000 tarihinde evlendiklerini, erkeğin evlilik birliği içerisinde sorumluluklarını yerine getirmediğini, kadının temizliğe giderek kazandığı paraları erkeğe vermesine ve maddî konulardaki baskısından ötürü erkeğe yük olmak istemediği için kişisel ihtiyaçlarını kendisi karşılamasına rağmen erkeğin tartışma çıkarttığını, erkeğin sosyal ortamlarda kendisini yalnız bıraktığını, bayramlarda erkeğin ailesinin yanına gidildiğini ancak kadının ailesinin yanına tek başına gitmek zorunda bırakıldığını, düğünlerde dahi yalnız bırakıldığını, sosyal çevrede küçük duruma düşürüldüğünü, davalının evlilik süresince hiç bir özel günü hatırlamadığını, evde telefonu elinden düşürmediğini, iki yabancı gibi olduklarını, kadına ve ailesine karşı agresif ve ilgisiz davrandığını, davalının arabasına her türlü masraf yaptığını ancak kendisiyle dışarıda bir kahve içmeyi masraf olarak gördüğünü, maddî sıkıntı çektikleri dönemde evlilik yüzüklerini sattıklarını ancak yıllar sonra durumları düzelmesine rağmen yüzük almadığını, gururunun kırıldığını, davacının maddî manevî erkeğe destek olduğunu, erkeğin kadın adına kredi çekip borcunu ödemeyerek kadın aleyhine icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiğini, eşine maddî destek verdiğinden dolayı hiç bir birikim yapamadığını hatta borç yükü altına girdiğini, ekonomik şiddete maruz kaldığını, davalının kişisel temizliğine özen göstermediğini, evden ayrılmak zorunda kaldığını, eşyalarını almak için döndüğünde ise kapı kilidinin değiştirildiğini anladığını, bu davranışlarıyla erkeğin duygusal şiddet uyguladığını, evliliğin bu noktaya gelmesinde davalının kusurlu olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 3.000,00 TL yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası ile kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, erkeğin uzun süredir bir fabrikada çalıştığını, geliri ile davacı eşi ve eşinin evlilik dışı başka bir ilişkiden olan oğlunu evladı gibi benimsediğini, her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını, kadının kendi ailesiyle kopan bağlarının yeniden kurmasını sağladığını, ancak kadının sürekli sorun çıkarttığını, kadının okuma yazma bilmediğini, tüm ihtiyaçlarını tek başına kendisinin karşılamasının mümkün olmadığını, gündelik hayattaki tüm sosyal ve bireysel ihtiyaçlarını tarafların birlikte karşıladıklarını, davacı kadının profesyonel olarak vücut geliştirme faaliyeti ile meşgul olduğunu, kadının kendini geliştirmesi adına tüm masrafların erkek tarafından karşılandığını, hatta okuma yazma öğrenmesi için kursa kaydedildiğini ancak kadının çaba sarfetmediğini, kadının yaşam standartlarının olağanın üzerinde olduğunu, sosyal medyada buna ilişkin bir çok fotoğraf paylaştığını, erkeğin çalıştığını bu nedenle her sosyal ortamda bulunmasının mümkün olmadığını, kadının ailesinden bağımsız yurt dışında yaşamayı tasarladığını, kadının spor hayatını her zaman evliliğin önüne koyduğunu, erkeğe ilgi ve alaka göstermediğini, kadının üç yeğeninin de okul sebebiyle çeşitli süreler müşterek hanede kaldıklarını, tüm bu fedakarlıkları davalının davacıya duyduğu sevgi ve merhamet nedeniyle yaptığını, davalıya isnat edilen suçlamaları kesinlikle kabul etmediklerini, davacının hayatının davalı sayesinde bir nevi düze çıktığını, ancak gelinen noktada davacının davalıyı artık beğenmediğini, davacının giyim, kuşam ve hayat tarzı olarak gayet rahat tavırlar sergilediğini, sürdüğü hayat tarzının ne davalının ne de davacının ailesine uygun olduğunu, davacı kadının evi sebepsiz yere terk ettiğini, davalının bu evlilikten manevî bir beklentisinin kalmadığını, davalının kusuru nedeniyle fiilen sona eren evliliğin hukuken tescil edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının, davalı eşi için iddia ettiği boşanma sebebi olan vakıaların, dinlenen tanık beyanları ile ya da dosyadaki diğer deliller ile ispatının mümkün olmadığı, davacının dinlenen tek tanığının boşanma sebepleri ve vakıalar hakkında görgüye dayalı hiç bir bilgisinin bulunmadığı, davalı tanıklarının da, davacının iddia ettiği vakıaları doğrulamadığı, bunun yanında, davacının, özel ve sosyal etkinliklerden dolayı sık sık evden ayrıldığını ve müşterek haneyi ihmal ettiğini beyan ettikleri, böylelikle, davacının, davasını ispat edemediği kabul edilerek, davalının boşanmak istemesinin yanında, fer'î talepler bakımından anlaşamadıkları görüldüğünden, salt boşanma beyanının mahkemeyi bağlamayacağı gerekçesiyle ortak yaşamın çekilmez hale geldiği ispatlanamadığı için davanın ve fer'i taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı erkeğin kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurlu tarafın kadın olduğunu, erkeğin de boşanmak istediğini ancak, boşanma talebinin mahkemece dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek erkeğin kusurlu olduğunu, açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmekle beraber; kadının kusurlu olduğunu, boşanmaya karar verilmesi ve kadının fer'i taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın reddi kararı verilmesinin doğru olup olmadığı, davalının davayı kabulünün fer'îler konusunda anlaşma olmaması nedeniyle sonuç doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.